aşı tehlikesi hakkında.

Tetanoz aşısı ile birlikte kontrasepsiyon yöntemi araştırması yapılması literatür tarandığında görülecek çalışmalardan biridir.

Kontraseptif Aşılar

Hiç birşeyi yapmak zorunda değilsiniz.Lakin insanlar kızamığı su çiçeğini tetanoz hastalığını çocuk felcini veremi ve sayamadığım aşısı olan bir çok şeyi çok çabuk unuttular.

Bazen düşünüyorum.Günde 250 tane hasta bakıyorum.Hiç yemek yemesem tuvalete gitmesem.Dinlenmeden ara vermeden çalışsam bile bir hastaya en fazla beş dakika ayırabiliyorum.Tabi günün her vakti öyle olmuyor yeri geliyor bir dakikada bile muayene sonuç bakmam gerekiyor.
Tabi bu süreçte sırasını beklemeyen beni lafa tutan arada gelip tuvaletin yerini soran hastalara ayırdığım vakitleri hiç saymıyorum.Tabi bu arada canı sıkılan teyzelerin hastalıkları hariç herşeyi öğrenip sorularıma ilgisiz alakasız cevap vermelerine de sabırla ve güler yüzle yaklaşıyorum.O arada sırf rapor almak için gelen hastalara rapor vermediğimde de rencide edici bir sürü küfürle karşı karşıya kalıyorum.Sokakta gece gezip alkollü olduğu için düşen birisini muayeneye getirdiklerinde ansızın tarafıma bu şahıs tarafından bıçak çekilmiş durumda bulabiliyorum.Acil servisi şu şekilde anlayıp gelen bir güruhta var.Poliklinikte sıra bulamadık hocam bizi şu doktora gösterebilir misiniz diye gelen acil olmayan hastalara ayırdığım süreleri de saymıyorum.Daha bunun altına bir çok şey yazarım.Ve bir motor ustasının bile bir doktordan fazla para kazandığı yerde bir doktor tüm ömrü boyunca kazandığını bu yoğunluk içinde atladığı bir hastanın tazminatına verebiliyor.

Kimse kusura bakmasın.Biz elimizden gelen herşeyi yapmaya çalışıyoruz.Hiç bir doktor sorun yaşayacağı bir şekilde ardında hasta bırakmak istemez.

Bu mesleği insanlara faydalı olmak için seçtim.Elimden gelen herşeyi yaptım.Vicdanım rahat. Ölecek hastayı kurtardım diye bile hasta yakını tarafından şikayet edildim yeri geldi ama olsun.İmtihan kolay değil sonuçta.

Aşı konusuna gelince kimse aşıyı vurdurmak zorunda değil.Ben iki dozumu da yaptırdım.

İngiltere ve Avrupa çin aşısının çoğunu aldılar.Ve çin nerdeyse bu aşı ile tüm halkını aşıladı.mRNA gereksiz ve riskli bir aşı Anafilaksi riski yüksek ve ilerideki otoimmun hastalıklara yatkınlığı artırıyor.
Doğal yöntemle yapılan aşı ile covid geçirmeniz arasındaki tek şey size hastalık oluşturmayacak olan bir virüsün verilmesi.

Ateş santral sistemi etkilemediği sürece gereklidir.İmmun sistemin yanıt oluşturabilmesi için ateş gerekli çünkü o hücreler o sıcaklıkta çalışıyor.Ve siz o sıcaklık düzeyini sağlamadığınız takdirde immün sisteminiz yavaşlıyor.Hastaliklara bazen yanıt bu yüzden gelişmiyor ya da az gelişiyor sonrasında da bağışıklığı kazanamadiginiz için bu süreçleri geçiriyorsunuz.

Covid sürecinde yoğun bakım acil servis covid servis her yerde aktif görev aldım.
Yeri geldi mevlüt okutan hastaları gördüm yeri geldi toplu merasim yapanları gördüm.İnsanlarimizin çoğu hiç bir kısıtlamaya doğru düzgün uymadı.Suc kimin oldu sağlık çalışanlarının.

Bir gün ansızın bakanlıktan bir telefon aldım.Dediler ki seni Elbaba göreve gönderiyoruz.Fikir veya istek sormadan.iki gün içinde orda olman gerek dediler.Kendi askerimize hizmet için gidecektim.Hiç sorgusuz sualsiz çıktım gittim.Araya gitmeyim diye de kimseyi sokmadım.

Bazen soruyorum ne için neden diye bir hatanda silinip tüm iyiliklerinin unutulacağı bu mesleği neden yapıyorum diye.

Neyse konuşmanın ortasından böldüm biraz.Son sözümü söyleyip forumdan ayrılıyorum.

Guillan-Barreye gelecek olursak.Bu olayın gelişimi anlattığınız kadar basit ve kısa olamaz. Bir kişinin tomografi veya mr tetkikinde kısıtlama görülmeden lezyon görülmeden ona beyin felci diyemezsiniz.
Burada sorun ateş değil immün sistemin enfeksiyona aşırı yanıtı.Ateş düşürücü çoğu ilaç covidde işe yaramadı.Dileyen internetten immün sistem yanıtı ve ateş egrisine bakabilir.Olayı net bilmeden bu konuda yorum yapılamaz.


 
Ben sağlık sektöründe kullanılan, sağlık bakanlığından onaylı bir yazılım geliştirdim. Bir çok ilaç firması bunu kullandı/kullanıyor. Haliye de bir çok doktor arkadaşım var. Hatta Cuba da bazı ilaçları geliştiren doktorları bile şahsen tanıyorum sürekli sohbet ediyorum.

Hekimlerimiz çok kıymetli. Bunu sağlığımızı emanet ettiğimiz kimseler oldukları için göt korkusundan, yalakalık olsun diye söylemiyorum. Yeri gelmiş ve fırsatını bulmuşken gece gündüz emek verenlerin hepsi adına @DrFreeman a şahsım adına teşekkür ederim.

Başlarda bahsettiğim medeni trafik, ne kadar vatandaş olduğumuzun göstergesidir. İşi ehline bırakmak gerek. Yoğun ama akıcı güzel günler diliyorum. :D
 
türkiyede kullanılcak aşıya dsö acil kullanım onayı vermedi. güvenli ve etkili olduğunun anlaşılabilmesi için ise daha yıllara ihtiyaç var.
şu an için güvenli olmadığı bilinen bir aşı için nasıl olabiliyorda bütün ülke aceleyle aşılanmak istiyor.
sonra demezlermi kardeşim biz o aşı için güvenli dememiştik.
hükümet ve medya bu virüsü çok abartıyor ve aşıyı aceleyle herkese yaptırmak istiyor.
sanki ülke bir tuzağa çekilmek istiyor.
 
Son düzenleme:
Ben DSÖ yü küresel sermayenin bir enstrümanı olarak görüyorum. Koronanın dünya üzerinde maksimum etki yapması için ellerinden geleni yapıyorlar. Şöyle bir örnek vereyim:

Daha korona yeni çıktığında UVC ile dezenfekte olaylarını araştırıyordum. Bununla ilgili olarak DSÖ nün sıkça sorulan sorular sayfasına baktım. O zamanlar tek bir cevap vardı.

Önce kısaca "UVC nin mikrop öldürücü özelliği var" diyordu. Sonra "AMA" diye bir başlıyor, sanki plutonyum 238 ile uğraşıyormuşsun gibi çok sayıda sakınca, tehlike ve uyarı yapıyordu. Yani DSÖ nün amacı insanlığı koronadan kurtarmak değil diye düşünüyorum. Onların amacı koronanın mümkün olduğunca etkisinin devam etmesi.
 
Hali hazırda yaşadığımız gelişmelere bakılırsa tüm bu olayların biyolojik bir virüs ya da bir hastalık nedeniyle meydana geldiğine inanmak mümkün değildir.

"Canlıda virüs bir hücreye girdiği zaman hücrenin ne yapacağını programlayan DNA'sına takılır ve hücre yeni hücreler üreteceğine hücrenin kendi imkanlarını kullanarak bol bol virüs üretmeye başlar. Toplumsal virüsler de canlıdaki virüslere benzer çalışır. Türkiye'nin kaynakları, devlet teşkilatı, sanayi kuruluşları, üniversiteler toplumsal virüslerin etkisiyle yabancılara hizmet eder hale gelirler."

İnsanlık düşmanı dünya hakimiyetçilerin bu savaşı nasıl başlattığını burada paylaşmıştık.

Bir savaş nasıl kaybedilir?

Dünya hakimiyetçileri dün Hindistan'da, Nikaragua, Meksika, Filipinler ve gariban Afrika ülkelerinde oynadıkları oyunu bu gün ülkemizde sahnelemeye çalışıyorlar.

Bu oyun bir millete esaret zincirinin vurulmak istenmesidir.

"Yabancılar şöyle yaptı, demek de bir noktadan sonra yanlış. Külli irade, cüz'i irade var. Her ferde akıl, düşünme yeteneği verilmiş. Sana düşmanın herşeyi yapar. Nesiller boyu oyunları yutup akıllanmıyorsan insanın kendini değerlendirmesi gerekir.

En az 100 yıl sonrasını şimdiden düşünmeliyiz. Dil ve kültür konularında bize yapılanlar, herşeyimizin elimizden alınmasına, artık insanlarımızın kendi köyünden bile ev alamayacak duruma getirilmesine (sonra sıra buralardan sürülmeye gelir, Allah korusun) şu anda bakılırsa, istikbalimiz karanlık görünebilir.

Fakat insanlarımızın gönlünde dilimize, kültürümüze, şanlı uygarlık tarihimize, atalarımıza bağlılık kaldığı müddetçe bu millet ilerde vatan topraklarımızı, egemenliğimizi, ve çoluk çocuğumuzun geleceğini kurtaracak, binlerce yıldır yaptığı gibi, gene insanlığa örnek olacak büyük, adil ve insanlık anlayışına dayalı bir devlet kurmayı ve Batı'ya da yeniden medeniyet ve insanlık öğretmeyi başaracaktır." (Allah'ın inayet ve yardımıyla inşaAllah)
 
Yani DSÖ nün amacı insanlığı koronadan kurtarmak değil diye düşünüyorum. Onların amacı koronanın mümkün olduğunca etkisinin devam etmesi.
isteseler bu salgını tamamen bitirebilirlerdi. çinin yaptığı gibi bir kaç ay sıkı önlemlerle.
Demekki bu salgın gerçektende bitmesin ve aşılama yapılsın isteniyor. çıkan sonuç bu.
Askeri okulda savaş uçaklarına karşı savunma konusu anlatılırken komutanımız şöyle söyledi. Hiç aklımdan çıkmaz.
Size saldıran ilk uçak gerçek saldırı uçağı değildir. hızlıca pike yapar ve ve bomba bırakmadan kaçar. Asıl saldırıyı bu uçağın arkasından pike yapan uçak yapacaktır. İlk uçağın amacı namluları kendi üzerine çevirmek ve 2. pike yapan uçağa güvenli saldırı ortamı hazırlamaktır demişti.
Siz ilk uçağı es geçin 2. uçağı hedef alın demişti.
Bu salgındaki durumda buna çok benzedi. Ustaca hazırlanmış bir biyolojik saldırı.
Bu sayede 3. dünya ülkelerinden ve batı ülkelerinde yaşayan fakir , göçmen ve zencilerden kurtulmak istiyorlar. Çünkü bu kesim 50 dolara satılan mrna aşısı yerine 6 dolara satılan astra zeneca aşısı ile aşılanacak.
Dikkat ederseniz mrna aşıları siyonistlerin sömürdüğü batı ülkelerinde ve japonyada kullanılıyor.
 
Eğer gerçekten bir salgın varsa zengin düğünleri, fırka mitingleri neden eskiden olduğu gibi devam ediyor?

"Virüs üretmek çok kolay bir iştir.

William Engdahl, "Sahte Domuz Gribi Sahte Gıdalar" kitabında büyük ilaç şirketleri, Dünya Sağlık Örgütü ile elele kuş gribi, domuz gribi gibi salgınlarla insanların korkularını kullanıp aşı satarak zenginleşirken herkesin sağlığını da bozuyorlar diyor.

Olur olmaz her hastalığa karşı aşı icat edip kullanımını dünyada yaygınlaştırmaya çalışıyorlar.

Küreselcilerin dünya insanlarının gıdasıyla ve sağlığı ile nasıl oynadığını, basın-yayının halkı nasıl yanlış yönlendirdiğini Engdahl kitabında ayrıntıları ile yazmış"

Zamanında kuş gribi oyunu Türkiye'de de oynandı. Hatta o zamanlar biz de bu oyunların farkında değildik.

Sonuç olarak insanların önemli bir besin kaynağı olan doğal kümes hayvanlarını itlaf ettirdiler. Türkiye'de bir çok küçük tavukçuluk işletmesi iflas etti.

Bu kümes hayvanlarını güzelce pişirip yiyenlere de hiç bir şey olmadı.

Aradan uzun bir zaman geçtikten sonra bu tezgahın amacını anladık.

Küresel şirketler bir taraftan aşı satarak zengin olurken, halkın elindeki sağlıklı tavuklar yerine sağlıksız ortamlarda yetiştirilen GDO'lu tavukları insanlara yedirmeye başladılar.

"Bir diğer kitabında ABD'nin devlet sistemindeki kokuşmuşluğu, halk sağlığını en öncelikli mesele yapması gereken FDA'deki (ABD İlaç ve Gıda İdaresi) sistemini gözler önüne serer.

Elbetteki iyi bilim adamları, iyi idareciler ABD'de vardır. Fakat 1980'lerden itibaren bu iyi insanlar bir şekilde kenarlara itilir.

FDA'deki bu hile düzenine Engdahl "döner kapı" diyor. FDA'de yönetici olanlar görevden ayrıldıklarında büyük şirketlerin idarecileri olurlar."

FDA ve DSÖ'nün Türkiye büroları açıldı. ABD İlaç ve Gıda İdaresinin Türkiye'de ne işi var?

Almanya'da Johannes Gutenberg Üniversitesinde mikro biyoloji kürsünün başkanlığını yapmış Profesör Sucharit Bhakdi PCR testi konusunda şu açıklamayı yapmıştı.

"PCR testi Covid hastalığının teşhisinde altın standart haline geldi. Diğer taraftan bulaşıcı hastalıklar konusunda eğitim almış bir kişi, PCR testinin hiç bir şeyin teşhisi için kullanılamayacağını bilir."

"PCR testi bir laboratuvar testi ve sadece bir hastalık tanısının tespitinde yardımcı olmak için kullanılabilir. PCR testinin sonuç artı çıkması bu insanın Covid hastası olarak etiketlenmesini gerektirmez."

Bizim doktorlarımızın da bu konuda teyit eder açıklamaları oldu.

Daha sonra sözde bizi yönetenler dediler ki: "Efendim PCR testinde hata payı olabilir"

Hayır. Bazı bilim adamlarının ve doktorların anlatmak istediği bu değil.

İnsanların gerçek ölüm nedeninin ancak otopsi ile ortaya çıkabileceğini ifade ediyorlar.

DSÖ otopsinin yasaklanmadığını söylüyor.

Bizim doktorlarımız ise tam tersini söylüyorlar.

Bazı sözde sanatçılar da ekranlar önünde güya aşı olmuşlar. Anlaşıldığına göre bunlardan bir tanesi antikor sonuçlarını sosyal ağda paylaşmak gibi bir cahillik yapmış.

Antikor sonuçlarını inceleyen doktor iki tane olasılık olduğunu söylüyor.

1 - %91 koruyuculuğu var denilen aşının antikor oluşturması mümkün olmamış.
2 - Çağla Hanım'a %0.9 NaCL çözeltisinden, yani tuzlu sudan oluşan plaşebo yapılmış.

Kuzey İtalya'da 38 kişinin akciğer dokularından alınan örneklerle bilim adamları bir araştırma yapmışlar.

Otopsi sonuçlarına göre bu insanlarda DAD denilen bir hastalığın belirtileri ve damarlarda kan pıhtılaşması olduğu ortaya çıkmıştır deniliyor.

https://www.medrxiv.org/content/10.1101/2020.04.19.20054262v1.full
 
Bununla ne kastediyorsunuz?

Sizin de görebileceğiniz üzere tıp konusunda yazılmış oldukça teknik bir makale.

Nasıl ki örneğin elektronik konusunda yazılmış teknik bir makaleyi bir doktorun yorumlaması doğru olmazsa, tıp konusunda yazılmış bir teknik makaleyi bu konuda eğitim almamış birinin yorumlaması doğru olmaz diye düşünüyorum.

Ben sadece sonuç kısmından alıntı yaptım. Kendiniz de okuyabilirsiniz.

Bu nedenle bu makaleyi bu konuda eğitim almış ve güvenilir bir doktorun yorumlaması daha uygun olur kanaatindeyim.
 
Ben özet kısmını gözden geçirdim. Doktor değilim ama anlaşılır buldum. Sonuç kısmında baskın bulgunun akciğerlerde DAD olduğunu ve bunun SARS ve MERS korona virüslerinde de tarif edildiği gibi olduğunu belirtmişler. DAD da akciğer dokusunda tanımlanmış bir tür hasarmış.

Özetin son cümlesinde pıhtılaşma ile ilgili bulgular hakkında:
"this important observation fits into the clinical context of coagulopathy which dominates in these patients and which is one of the main targets of therapy." Bulguların tedavinin ana hedefleriyle bağdaştığını belirtmişler.
 
Sizin de görebileceğiniz üzere tıp üzerine araştırma seviyesinde yazılmış teknik bir makale.

Çevirisi de şu şekilde:


"The main relevant finding is the presence of platelet-fibrin thrombi in small arterial vessels; this important observation fits into the clinical context of coagulopathy which dominates in these patients and which is one of the main targets of therapy."

"Araştırmanın en önemli bulgusu, küçük atardamarlarda damarı tıkayan pıhtıların varlığıdır. Bu önemli gözlem bu hastalarda görülen pıhtılaşma ile örtüşür ve tedavinin ana hedeflerinden bir tanesi olmalıdır."

O zaman bir araştırmacının sorması gereken sorular şunlar olabilir.

Yazılı tıp kaynaklarında bir virüsün atardamarlarda kan pıhtılaşmasına neden olduğuna dair bilgi var mı?

Makalede hastaların büyük bölümünde başka hastalıkların da mevcut olduğu, vefat etme sürelerinin karekök ortalamasının 16.27 gün olduğu belirtiliyor.

Yaklaşık 16 günde bir insanda atardamarlarda pıhtılaşma oluşturacak şekilde bir insanın ölümüne neden olabilecek bir kimyasal var mı?

Hastaların beyinlerinde ve önemli organlarında hasarlar var mı?

Bu hastalık, kasıtlı olarak bir virüsün genetiği ile oynanarak üretilen bir virüs mü?

El yapımı bir virüs

Bu doktorun bahsettiği bilimsel makaleye daha önce göz atmıştık.

F. William Engdahl isimli bir Alman yazar yıllardan beri bu konuları araştırıyor. Makalelerinden bir tanesinde Gates Vakfının Event 201 ismiyle 18 Ekim 2019'da New York'ta bir salgın tatbikatı yaptığından bahsediyor.

event201.png


Event 201 Salgın tatbikatı

Aklı başında hiç bir hükümet yönetimi kendi insanını kobay olarak kullanıp üzerinde bir takım genetiğı değiştirilmiş aşılarla deney yaptırmaz.

Profesör Sucharit Bhakdi'nin şu şekilde açıklamaları olmuştu.

"Virüsler insanlığını başlangıcından beraber bizimle beraberler ve doğal yaşamın bir parçasıdırlar. Her bir kaç ayda bir virüs kalıtsal olarak değişir ve yeni bir şeye dönüşür. Virüsler bizi öldürmeye çalışmaz, hayatta tutmaya çalışırlar.

Bizi aralıklarla ziyaret ederler. Örneğin ziyaret etti. Seneye de ziyaret ederler. Eğer öyle olmasaydı insan bağışıklık sistemi buna izin vermezdi. Bu insanların anlamadığı bir nokta."

Dışarıdan ayarlı basın-yayın'da yer alan haberlerde bu doğal kalıtsal değişiklik öcü gibi gösterilerek insanlar korkutulmaya ve yanlış yönlendirilmeye çalışılıyor.

"Basın-yayın devi Murdoch dünyada yüzlerce gazete, dergi, yayınevi, filim şirketi ve televizyonun sahibi. Küresel TV ağı projesini kurup tüm Asya'ya, Avrupa'ya yayın yapan TV şirketleri var. İngiltere'de pek çok gazete ve dergisi var. Valt Disney, Time Varner şirketleriyle beraber Murdoch dünyada tam bir tekeldir."

"Bir de sahibi asıl Murdoch olup önde paravan isimlerin bulunduğu basın-yayın şirketleri de mutlaka hem dünyada, hem de Türkiye'de vardır."

Yakın zamanda archive.org hatırladığım kadarıyla 70 milyon $'lık bir bağış kampanyası düzenledi ve bu parayı topladılar.

Bağış kampanyasının açıklama kısmında, sanırım küreselcileri kast ederek,

"Bunlar insanlığın bilgi birikimini, belleğini silmeye çalışıyorlar"

gibi bir ifade geçiyordu.

Aralık 2020 itibarı ile mRNA aşıları ile wikipedia arşiv kayıtlarına baktığımızda :

"Aralık 2020'ye kadar hiç bir mRNA aşısı, ilacı ya da teknolojisinin insanlarda kullanılmasına izin verilmemişti.

2020 öncesinde mRNA insanlarda kuramsal ("teorik") ya da deneysel bir seçenek olarak kabul ediliyordu.

2020 yılına kadar, mRNA ilaçlarının kalple ilgili, böbrekle ilgili hastalıklarda çeşitli tedavi edici özelliklerini araştıran diril bilimciler çok kötü sonuçlar elde ettiler. Ayrıca dışarıdan yapay bir RNA eklemenin yan etkileri çok ciddiydi.

Bir çok büyük ilaç firması bu teknolojiyi terk etti.

Aralık 2020 itibariyle mRNA aşılarının etkinliğine dair hakemli bir sonuç bulunmamaktadır."

ifadelerini görebilirsiniz.

Aralık 2020 tarihli ilgili Wikipedia başlığını da bu arşiv sayfası sayesinde görebiliyoruz.

tinyurl.com/rnaaralik

"Roma'da zengin ve fakir halk arasındaki fark bir uçurum haline gelmiş, eğitim kalitesi düşmüş, halkın üretkenliği ve keşfetme kabiliyeti sıfırlanmış. Her gün arenalarda gladyatör oyunları düzenlenerek halk oyalanmış ve bedava ekmek dağıtılarak halkın isyan etmesi engellenmiş.

Günümüzde görsel ve yazılı basın yayında her gün milyonlarca insanın zihnini meşgul eden yarışma programları, diziler, magazin haberler o zamanın gladyatör oyunları, eğlenceleri ve sirklerine benzemiyor mu?"

"İşte, Romalılar bu taktiklerin işe yaradığını çok önceden keşfedip uygulamışlar."
 
Adam bunamış. Homeopati'ye destek veren bir uçurtma bu adam.
 
Lisans ruhsat acil kullanım izni olmayan aşılar ile 50 milyonu aşıladılar.
Aşı öldürmeye başlarsa diyecekleri diyecekleri belli.
"Beni kandırdılar."
2 yıl sonra tesadüf 2023 yılı.
ne diyorlardı. 2023 te (havaya) uçacağız.
 
Lisans ruhsat acil kullanım izni olmayan aşılar ile 50 milyonu aşıladılar.
Aşı öldürmeye başlarsa diyecekleri diyecekleri belli.
"Beni kandırdılar."
2 yıl sonra tesadüf 2023 yılı.
ne diyorlardı. 2023 te (havaya) uçacağız.
Hocam, başkanlık sistemi zaten bu tür bürokratik teferruatı azaltmak için gelmedi mi? Pilota verdik yetkiyi ve kudreti, kuleden izin beklemeden uçuşa geçebileceğiz böylece :) , hatta şu an uçuyor gibiyiz de sağ salim inersek süper olacak.
Uzun vadeli etkilerinden kendi adıma ben de endişeliyim bu aşıların ama bugün ikinci biontech'i vurulacağım. Doktor değilim ama böyle kitlesel bir aşılama için belirsizlik altında çok hızlı hareket edildiğini düşünüyorum. Yine de covid kapma riskiyle aşı yan etkisi riski arasında bir tercih yaptım.
 
bu aşılar acaba gerçekten de kısırlık yapıyor mu ??? ben çin aşısı oldum inşallah başıma bir iş gelmez...
daha elimize dişi sinek bile değmedi....
 
Şu anda bulunduğumuz zaman "post truth" diye anılıyor, yani gerçek sonrası. Artık neyin gerçek neyin yalan olduğu belli değil. Her yerde, hatta bilimsel ve akademik çevrelerde bile artık bir ajanda hüküm sürüyor ve bu ajandaya hizmet etmeyen söylemler baskılanıyor. Bana göre tek yapabileceğimiz şey, iyi beslenerek, özellikle D vitaminine dikkat ederek savunma sistemimizi güçlendirmeye çalışmak.
 
Konuyu dağıtıyım biraz :)

Ben 1. Doz aşıyı yaptırdım. O sırada bir şey dikkatimi çekti aşıyı mini buzdolabından çıkardılar. Buzldolabının dışına sonradan takılmış bir termometre yerleştirmişler sensör kablosunun kapı lastiğinin arasından dolabın içine girdiğinide gördüm. Dijital göstergede -70 görünüyordu.

Buraya kadar herşey normal. Akılma yatmayan şey mini buzdolabı basıl - 70 olur.. Hadi oldu 15-20 dakikada bir yeniaşı için dolabın kapağı açılıyor. Nasıl bu soğukluğu muhafaza eder...

Enteresan geldi...
 
Konuyu dağıtıyım biraz :)

Ben 1. Doz aşıyı yaptırdım. O sırada bir şey dikkatimi çekti aşıyı mini buzdolabından çıkardılar. Buzldolabının dışına sonradan takılmış bir termometre yerleştirmişler sensör kablosunun kapı lastiğinin arasından dolabın içine girdiğinide gördüm. Dijital göstergede -70 görünüyordu.

Buraya kadar herşey normal. Akılma yatmayan şey mini buzdolabı basıl - 70 olur.. Hadi oldu 15-20 dakikada bir yeniaşı için dolabın kapağı açılıyor. Nasıl bu soğukluğu muhafaza eder...

Enteresan geldi...
Biontech 20 gün -10° -20° arasında saklanabiliyor. Ama günlük -5° olmuş. Şimdilik kriterler bu.
 

Çevrimiçi personel

Forum istatistikleri

Konular
6,952
Mesajlar
118,756
Üyeler
2,824
Son üye
selocan32

Son kaynaklar

Son profil mesajları

hakan8470 wrote on Dede's profile.
1717172721760.png
Dedecim bu gul mu karanfil mi? Gerci ne farkeder onu da anlamam. Gerci bunun anlamini da bilmem :gulus2:
Lyewor_ wrote on hakan8470's profile.
Takip edilmeye başlanmışım :D ❤️
Merhaba elektronik tutsakları...
Lyewor_ wrote on taydin's profile.
Merhabalar. Elektrik laboratuvarınız varsa bunun hakkında bir konunuz var mı acaba? Sizin laboratuvarınızı merak ettim de :)
Lyewor_ wrote on taydin's profile.
Merhabalar forumda yeniyim! Bir sorum olacaktı lcr meterler hakkında. Hem bobini ölçen hemde bobin direnci ölçen bir lcr meter var mı acaba?
Back
Top