µA741 OPAMP'inin tasarımcısı, analog devre gurusu dijital hakkında ne düşünüyor?

[taydin]

"dijital mi? her beyinsiz 1'e kadar sayabilir"

 

[theroot]

Eskiler hep böyle tepkili olur yeni teknolojilere. Einstein da son nefesine kadar kuantum teorisinin safsata olduğunu savundu

 

[Sercan]

Belkide onların gördüğü (anladığı) bizim göremediğimiz bir şeyler vardır. Ya da çok zahmetli yollardan geçtikleri için yaptıkları işin zahmetini biraz alaycı/aşalayıcı dille açıklamaya çalışıyordur. Ya da daha basitçe kendi reklamını yapmak için spot cümle kullanmış olabilir. Bilemiyorum ama güldürdü Analog sistemler benim de çok hoşuma gidiyor. A noktasından B notasına uzanan doğrunun sonsuz noktadan oluşmasını düşününce, analog çözünürlükler daha doğal geliyor. Tabii benim ki sadece hissi bir düşünce

 

[taydin]

Widlar'ın mesleğinin doruğunda olduğu yıllarda analog bilgisayarlar vardı. O zamanların uçak simulatörleri hep analog bilgisayarlar idi ve muhtemelen gerçek sistemi daha yakın bir şekilde simüle ediyordu. Dijital sistemler de doğru programlandıkları zaman doğru sonucu verirler, ama bir hata da tamamen saçma sapan ve gerçekle uzaktan yakından alakası olmayan tepkiler vermesine neden olur.

 

[taydin]

Ama analog bir bilgisayarda yapılacak hata, daha kontrollü ve yapılan hatanın ne olduğuna dair ipucu veren bir sonuç doğurur. Örneğin mekanik bir kaldıraçta kolu fazla kısa tuttun, yükü fazla kaldıramıyorsun. Veya fazla uzun yaptın, yükü kaldırıp tavana vuruyorsun Bunu analog bilgisayar tepkisinde görürsün ve bilgisayarda kullanılan OPAMP çevre komponentleri ayarlayarak düzeltirsin.

Ama dijital devrede yanlış bir hesabın sonucunu kestirmek mümkün değil. Mesela hesaplamada taşma olur ve kaldıraca bağlı yükün posizyonu kaldıraçtan 2 milyar kilometre uzakta gösterilebilir

 

[tsahin]

otopilottaki bir sorundan oturu meydana gelen bir ucak kazasi hatirladim.Pilot oglunu kokpite sokmus ve ucagin kontrol cubugunu saga sola cevirtmis. Otopilot devrede olmasina ragmen cocugun yaptigi o kontrol cubugu hareketi otopilotu bilinmeyen bir duruma sokuyor ve ucak kontrolden cikiyor. Pilot da ucagi kontrol altina alamiyor ve ucak dusuyor.

https://en.wikipedia.org/wiki/Aeroflot_Flight_593

Analog bilgisayarda hesaplamalarda tasma olmazmi?

 

[taydin]

otopilottaki bir sorundan oturu meydana gelen bir ucak kazasi hatirladim.Pilot oglunu kokpite sokmus ve ucagin kontrol cubugunu saga sola cevirtmis. Otopilot devrede olmasina ragmen cocugun yaptigi o kontrol cubugu hareketi otopilotu bilinmeyen bir duruma sokuyor ve ucak kontrolden cikiyor. Pilot da ucagi kontrol altina alamiyor ve ucak dusuyor.

Evet otopilot sistemleri tamamen dijital artık. Ama oradaki kaza sanki otopilotun yanlış çalışması değil de, umulmadik bir şekilde devreden çıkması neticesinde olmuş. Pilotlar bunu geç farketmiş ve uçağı tekrar kontrol altına alamamışlar.

Analog bilgisayarda hesaplamalarda tasma olmazmi?

Olur tabiki. Ama bir OPAMP devresine sınırların dışında bir giriş sinyali verilirse, OPAMP çıkışı V_cc (pozitif besleme) veya V_dd (negatif besleme) ye dayanır. Buna satürasyon durumu denir. Yani çıkışta aniden milyonlarca volt göremezsin

 

[taydin]

Frederick P Brooks'un The Mythical Man Month kitabı, yazılım geliştirme ile uğraşan herkesin mutlaka okuması gereken bir kitap. 1975 yılında yazılmış olan bu kitaptaki sorunlar ve çözüm önerileri, günümüzde bile hala güncelliğini koruyor.

Bu kitapta bahsedilen ve benim de katıldığım bir görüş şu: Yazılımda karmaşıklık, yazılımın doğasında vardır ve her zaman olacaktır. Yani kazara, teknolojinin yeterli olmamasından kaynaklanmıyor. Şunun gibi: Bir uçağı kullanmak, son derece karmaşık bir iştir, ama teknolojının gelişmesi ile bu karmaşıklık epey azaltılabilir. Ama oyuncak olmayan, kapsamlı bir iş yapan bir yazılımı geliştirmek, her zaman karmaşık bir iş olacaktır, teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin. Neden? Çünkü yazılım geliştirmek demek, belli girdilere göre belli çıktılar üretmek demek. Her türlü girdiyi (hatalı, hatasız, mantıklı, mantıksız, zamanlı, zamansız) gözönünde bulundurup uygun tepkiyi vermek lazım.

Günümüzde hiçbir yazılım %100 bug'sız olarak kullanıma açılmıyor. Uzay mekiği gibi mission critical yazılımlarda bile yüzlerce bug olabiliyor (sadece bilinenler ve önemli olanlar düzeltiliyor). Ve yazılımın kapsamı arttıkça da bug sayısı hızla artıyor.

 

[kesmez]

Ben bu abiye bundan senler önce yaptığım bir opamp giriş katını mektupla sormuştum. Bana cevap yazmıştı. O da bana kendi tasarladığı bir opamp hakkında yorum istemişti.
Benim sorduğum opamp.

Asimetrik girişli opamp.

Opampların en önemli kısımları girişleridir. Şimdiye kadar gördüğüm bütün opampların giriş katı eş (match) girişe sahip. Ancak asimetrik girişe sahip opamp giriş katıda olabilir. Yukarıdaki devrede…

ltspicefiles.wordpress.com

 

[Omega]

@kesmez Bob Widlar a mı yazmıştınız?

 

[taydin]

Ben bu abiye bundan senler önce yaptığım bir opamp giriş katını mektupla sormuştum. Bana cevap yazmıştı. O da bana kendi tasarladığı bir opamp hakkında yorum istemişti.
Benim sorduğum opamp.

Asimetrik girişli opamp.

Opampların en önemli kısımları girişleridir. Şimdiye kadar gördüğüm bütün opampların giriş katı eş (match) girişe sahip. Ancak asimetrik girişe sahip opamp giriş katıda olabilir. Yukarıdaki devrede…

ltspicefiles.wordpress.com

Bunların meslek hayatında yaşadıkları komik olaylar ile ilgili bir makale okumuştum. Makaleyi de yazan Bob Pease'den başkası değil

Makaleden, Widlar'ın iş hayatında oldukça "gıcık" birisi olduğu anlaşılıyor. Ama adamda hiç ego yokmuş demek, ne kadar güzel.

 

[kesmez]

@kesmez Bob Widlar a mı yazmıştınız?

Evet 1990 gibi.
Sorduğum opampın giriş konduktansıyla ilgili birşeylerden bahsetmişti. Tam hatırlamıyorum. Cevabınıda benim yazdığım kağıdın üzerine veya zarfa yazmıştı. Bana sorduğu ua702 yada benzeri bir opamptı hatırlıyorum.

 

[Omega]

@kesmez sizinki yine iyiymiş soru sormuşsunuz.
Ben 18 yaşındayken ,yani 1981 de Sony ye mektup yazmış 3 tane sürgülü potansiyometre istemiştim .
Adres olarak zarfa ,SONY Electronic Corp.Tokyo JAPAN yazmış 25 gün sonra Osaka şehrinden gelen çok kibarca yazılmış cevap mektubunu almıştım.
Tabiki mektubu çerçevelettim

Bilgili olan insanlarda ego olmazki adamın işi gücü o teknik sorunları çözmek veya bilgisini artırmaktır.

Dört beş yıl önce kimya ile ilgili bir sorunu çözebilmek için internetten o konu ile ilgili yazıları olan Norveçli bir bölüm başkanı ,profesöre sorular sordum.Sağolsun sorduğum her soruya cevap verdi.

Kendi okuduğum okulun kimya bölümünde ise ,malzemelerini kendim almama rağmen bir prof bana fırça atmaya kalktı cevabını alınca hemen kayboldu.
Adam Öğretim görevlisi olmuş youtubede elektronik dersi veriyor, ohm kanunu izah ederken elinde hesap makinası ile miliamperle direnci çarpıyor yüksek çıkınca yok olmadı diyor Adam Dr. olmuş Ohm kanunda akımın biriminin amper alınması gerektiği bilmiyor.

Kimya asistanı gliserin le gliserol aynı şey değil diyor.Hey yavrum hey

 

[Sercan]

Ben de yakın zamanda Youtube'da The Signal Path kanalından takip ettiğim Shahriar Shahramian ile tanıştım. Adam Nokia Bell Labs'ta grup yönetici filan tabii ki ego sıfır. Bunun gibi kimle tanıştı isem benzer şeyler... Diğer yandan senelerce ülkemizdeki bir çok üniversitede bulundum, egodan başka bir şey görmeyince bu pozisyondaki insanların normal davranışları tuhaf geliyor. Halbuki tuhaf olan alışkını olduklarımız...

Daha da özünde ne bildiğinin/bilmediğinin de bir önemi yok; Iowa State Universitesinde 15 yıldan sonra sonra ülkesine dönen, aynı zamanda babam gibi sevdiğim tam bir Anadolu insanı çok kıymetli hocamın, ordunun 2. paşası ile yemeğe giderken verdiği nasihatte söylediği gibi heyecana gerek yok "hepimizin g..ünden b.. akıyor"