Atanamayan Öğretmen durumu

[birisim]

Eminim bir kaç seneye bireysel eğitimi sağlayan yapay zeka öğretmen modelleri çıkar.
İşi olan öğretmenler bile tehlike altında, ilk özel öğretim kurumlar etkilenir (dersane kurs eğitimi ve s.).

 

[FM.88MHz]

Öteden beri, ister gerçek yaşamda isterse internette olsun, "ben siyasetle ilgilenmiyorum" diyen kişileri gördüğümde aklımdan hep şu geçer: Siyasetle aranızda karşılıksız aşk var. Sen onunla ilgilenmiyorsun ama o senin istisnasız her şeyinle yakından ilgileniyor.

Evet böyledir. Aslında her ülkede, ama özellikle de siyasetin otoriterleşme çizgisine geldiği ülkelerde, siyaset insanların her şeyini etkiler, biçimlendirir, değiştirir, dönüştürür.

. Nasıl bir eğitim alacağına
. Sağlığını koruma şansı bulup bulamayacağına
. Meslek ve iş sahibi olup olamayacağına
. Gelir düzeyine, hobilerine para ayırıp ayıramayacağına
. Yurt dışına çıkıp çıkamayacağına
. Yurt dışından alışveriş yapıp yapamayacağına
. Emeklilikte rahat edip edemeyeceğine
. Söyleyeceği şeylerin fikir özgürlüğü kapsamında sayılıp sayılmayacağına
. Protesto hakkını kullandığında bir yurttaş mı yoksa örgüt üyesi mi sayılacağına
. Evrensel hukukla mı yoksa güdümlü hukukla mı muhatap olacağına
. Mülkiyet hakkının "rezerv alan yasası" veya "acil kamulaştırma kararı" gibi yöntemlerle elinden alınıp alınmayacağına
. Gitmek izlemek istediği konserlerin, festivallerin yapılıp yapılmayacağına
. Gerektiğinde ölmek üzere, savaşa gidip gitmeyeceğine
. Depreme dayanıksız veya sel felaketine açık yapılarda her an ölümle burun buruna yaşayıp yaşamayacağına
. Hatta evlenmesine ve çocuk sayısına...

Tüm bunlara siyaset bazen doğrudan karar verir bazen de dolaylı yollardan etki eder.

Hâl böyleyken, kişi bireysel tercih olarak yine de siyasetle ilgilenmemeyi seçiyorsa, kendi kararıdır der geçeriz.

Ama bazı kişi ve zümrelerin, sırf insanlarda politik bilinç oluşmasın, konulara makro düzeyde bakıp neden-sonuç ilişkilerini değerlendiremesin diye kitlelere siyaseti "bulaşılmaması gereken pis iş" veya "faydasız boş iş" gibi gösterme çabası farklı bir şeydir.

Bunlar isterler ki, insanlar mikro düzeydeki birtakım konularla/olgularla cebelleşip dursun, rastgele bazı örneklere gereksiz ve abartılı anlamlar yüklesin ama meseleyi bütüncül bir yaklaşımla kavrayamasın. Yani, yap-bozun parçalarıyla oyalansın ama o parçaların oluşturduğu/oluşturacağı tabloyu göremesin.

İronik olan şu ki; siyaseti boş ya da pis iş gibi göstermeye çalışıp kitleleri siyasetten uzak tutmaya çalışanların başında, o an koltukta oturan ve hükümranlıkları sarsılmasın isteyen siyasetçiler gelir. Ve tabii onların sempatizanları...

Temellendirmesi doğru yapılmış, çerçevesi iyi çizilmiş eleştiri oklarından öcü gibi korktukları için; siyasi bakış açısı yüzünden değil, tam tersine politik bilinçten yoksun olduğu için bulanıklaşan suda insanlar balık avlamaya çabalasın, sorgulayıcı-eleştirici tavırlara girebilecek zihin netliğine ulaşamasın isterler. Böylece koltuklarını ve otoritelerini korumaları kolaylaşacaktır.

Kısacası...

Aslında hiç eleştirmeyen, tartışmayan insan tipini daha çok severler ama yine de eğer onların verdiği oyuncaklarla onların belirlediği havuzda oynuyorsanız, tehlikesiz sayılırsınız. Ne zaman ki bununla yetinmeyip denizlere, okyanuslara açılmaya kalkıştınız; "CISSS !.." diye bir uyarı gelir ve size "haddinizi bilmeniz" söylenir.

Siyasetin tu-kaka ilan edilmesinin altında ne yattığını, bundan kimlerin nasıl nemalandığını belirttikten sonra, konuya dönersek...

Öğretmenlerde performans düşüklüğü, boş oturma vb. söylemler, asıl meseleyi perdelemeye yönelik bahanelerdir.

Sen devlet aygıtını elinde tutan siyaset kurumu olarak; hepsi de kadrolu çalışan, örneğin vergi, tapu, gümrük memurlarının çalışma veriminden memnunsun da, sıra öğretmenlere gelince mi bu faktör bir soruna dönüşüyor?

Velev ki iddialar doğru olsun; onların yüksek verimle ve gelişimci bir çizgide çalışmalarını sağlayacak sistemi oluşturmak da senin görevin değil mi?

Poliklinik doktorlarını 5 dakikada bir hasta bakmaya zorlarken, asistan doktorları yoğun tempo ve fazla nöbet baskısı altında bırakıp, yorgun ve uykusuz çalışmalarına sebep olurken gözlerinin yaşına bakmıyorsun da, öğretmenlere gelince mi eli-kolu bağlı pozlarına bürünüyorsun?

Bütün bunları yazmakla, burada yoğun bir şekilde siyaset tartışalım demiş olmuyorum. Forumun ana amacı belli. Bu amacı gölgeleyecek ve/veya sekteye uğratacak bir yönelim içerisinde olmanın, forum yönetimi tarafından sıcak karşılanmayacağını tahmin etmek de zor değil.

Ne var ki, (bana göre) siyasetle doğrudan bağlantılı bir konu burada açılabiliyorsa, işin o boyutunu görmezden gelip "dostlar alışverişte görsün" misali bir cevap yazmak da bana otosansür gibi geliyor.

"İleri demokrasiden" feyz almış akıllının biri de çıkıp "sen de hiç yazma o zaman!.." demez umarım.

Düzeltme (13:15) : Yazım hatası (kardolu -> kadrolu)

 

[frekans50]

Hukuk, kanunlar bir yerlerde kağıtlarda yazılı. Flash bellekteki program gibi. Çalışması için programın oraya dallanması gerekiyor. Yani var ama çalışmayabiliyor. Bekletilebilir. gerektği zaman çağırılabilir. Tersi de mümkün. program yanlışlıkla olmayacak yere dallanabilir