RF hakkinda merak ettiklerim.

hangi frekansta, hangi güçle yayın yapıyorlar dediğiniz sinyal varsa kaynağını nokta atışı tespit etmek mümkün olurdu.
- metabolik yaş nasıl ölçülüyor da bi 18 bir de 48 çıkıyor
- bozulan tv ve bilgisayarların statik elektrik veya şebeke hataları kaynaklı olma ihtimali çok daha yüksek.
- yüzdeki değişim bu konuda nasıl referans oluyor, binlerce başka sebebi olabilir. güneş ışını, doğal yaşlanma, kötü beslenme gibi.
 
5W telsiz vericisinin el yakması gayet doğal orada elinizi yakan RF değil. 5-10 watt gibi bir telsizin ucunda boşta yüzlerce volt gerilim oluşur. mesela dipol antenin uçlarında binlerce volt gerilim oluşur tabi akım çok düşüktür. endfed olsa gerilim daha da yüksek olur özetle empedans yükseldikçe voltaj artar. bu yüzden anten tunerlerde binlerce voltluk vakum kapasiteler kullanılır mesela.

yani ben 600 volt dc ark jeneratörü yapsam da deriyi delip elinizi yakar.
İnsana zarar veren elektriksel büyüklüğün akım yada gerilimden ziyade etki eden güç olduğunu bu konuya yazan herkes biliyordur herhalde. Bir canlıya ölümcül derece zarar verecek tek faktör direkt gerilimin potansiyeli değildir. Öyle olsaydı Tesla'nın meşhur fotoğrafı çekilemez, çakmak manyetosundaki kaçaklardan yada statik atlamalardan canlılar ölürdü. Benim verdiğim örnekte anten çıkışındaki güç elimi elektrik çarpması gibi çarpıyor demiyorum karıştırılmasın. Bildiğin yakıyor sanki sıcak havyaya dokunmuş gibi.
 
hangi frekansta, hangi güçle yayın yapıyorlar dediğiniz sinyal varsa kaynağını nokta atışı tespit etmek mümkün olurdu.
- metabolik yaş nasıl ölçülüyor da bi 18 bir de 48 çıkıyor
- bozulan tv ve bilgisayarların statik elektrik veya şebeke hataları kaynaklı olma ihtimali çok daha yüksek.
- yüzdeki değişim bu konuda nasıl referans oluyor, binlerce başka sebebi olabilir. güneş ışını, doğal yaşlanma, kötü beslenme gibi.
Yazdıklarınızdan söylediklerimi zerre anlamadığınız ortaya çıkıyor EMS cihazlarını bir araştırın 1. İkincisi kitle imhayla ilgili makaleye nasıl inandınız ve paylastiniz
 
İnsana zarar veren elektriksel büyüklüğün akım yada gerilimden ziyade etki eden güç olduğunu bu konuya yazan herkes biliyordur herhalde. Bir canlıya ölümcül derece zarar verecek tek faktör direkt gerilimin potansiyeli değildir. Öyle olsaydı Tesla'nın meşhur fotoğrafı çekilemez, çakmak manyetosundaki kaçaklardan yada statik atlamalardan canlılar ölürdü. Benim verdiğim örnekte anten çıkışındaki güç elimi elektrik çarpması gibi çarpıyor demiyorum karıştırılmasın. Bildiğin yakıyor sanki sıcak havyaya dokunmuş gibi.
yakar çünkü yüksek voltajlı bir ark var orada. deriyi delip kısa sürede karbonlaştırıyor ve yüksek ısı üretiyor. yani yakma sebebi elektrik arkı tarafından üretilen ısı. ben size aynı etkiyi khzlerde sağlayabilirim isterseniz.

insanlar RF deyince büyülü birşey düşünüyor. ama RF dediğiniz zaten her an etrafımızda olan manyetik alan ve elektrik alanın dik açıda hareket etmesinden başka birşey değil. gözle gördüğünüz ışık, uv ışınları da rf aslında sadece thz frekansında.

tesla çarpılmıyor çünkü skin effecten dolayı yüksek frekanslı akımlar iletkenin dış yüzeyinden ilerler. ve aynı sebepten dolayı yüksek frekanslı akımlar vucudunuzun içinde ilerleyemez. çünkü derimiz iletkendir. faraday kafesi oluştururu üstüne skin effecten dolayı akım sadece dış yüzeyden ilerleyebilir.
 
tesla çarpılmıyor çünkü skin effecten dolayı yüksek frekanslı akımlar iletkenin dış yüzeyinden ilerler. ve aynı sebepten dolayı yüksek frekanslı akımlar vucudunuzun içinde ilerleyemez. çünkü derimiz iletkendir. faraday kafesi oluştururu üstüne skin effecten dolayı akım sadece dış yüzeyden ilerleyebilir.
hımm o zaman bu bilgi eşliğinde, mikro dalga fırının switchini iptal edip elimiz içerisindeyken fırını çalıştırırsak elimiz zarar görmez diyebiliriz.
 
hımm o zaman bu bilgi eşliğinde, mikro dalga fırının switchini iptal edip elimiz içerisindeyken fırını çalıştırırsak elimiz zarar görmez diyebiliriz.
diyemeyiz çünkü orada tam suyun moleküler rezonasına yakın bir frekansta çok güçlü bir enerji var bu elinizdeki yüzeyde de olsa su moleküllerini titreştirerek ısı üretecek ve deride yanıklara sebep olacaktır. ama yeterince beklerseniz mesela elinizin yüzeyi pişer ama içi tam da bu sebep ile çiğ kalır. aslında bu deneyi zarar görmeden yapmak mümkün, elimizde feko, cst, matlab gibi çok güçlü ve yüksek doğruluklu simulasyon araçları var.

mesela aynı şekilde elinizi bir ufo sobaya 5cm mesafeden tutarsanız gene yanar çünkü orada da kızılötesi dalgaboyunda RF enerji var.

Genel olarak insanların kafasındaki veya takıldığı konu kanser türü dna veya hücresel bazda bozunmalar. ama gamma ve X ışınları hariç hiçbir RF dalganın enerjisi dna sarmalındaki moleküler bağları kopartamıyor.

yani RF zararlı mıdır derken evet mesela Gamma ve X ışınları gerçekten zararlıdır. ve temelde onlarda birer radyo dalgası.
 
Son düzenleme:
Yazdıklarınızdan söylediklerimi zerre anlamadığınız ortaya çıkıyor EMS cihazlarını bir araştırın 1. İkincisi kitle imhayla ilgili makaleye nasıl inandınız ve paylastiniz
hangi kitle imha makalesine inanmış ve paylaşmışım, başkasıyla karıştırıyorsunuz.
EMS'de basit bir kas uyarım cihazı. pals halinde dc voltaj veriyor.
neyse teknik dilde konuşamadığımız için sizinle anlaşamıyoruz.
 
diyemeyiz çünkü orada tam suyun moleküler rezonasına yakın bir frekansta çok güçlü bir enerji var bu elinizdeki yüzeyde de olsa su moleküllerini titreştirerek ısı üretecek ve deride yanıklara sebep olacaktır. ama yeterince beklerseniz mesela elinizin yüzeyi pişer ama içi tam da bu sebep ile çiğ kalır. aslında bu deneyi zarar görmeden yapmak mümkün, elimizde feko, cst, matlab gibi çok güçlü ve yüksek doğruluklu simulasyon araçları var.

mesela aynı şekilde elinizi bir ufo sobaya 5cm mesafeden tutarsanız gene yanar çünkü orada da kızılötesi dalgaboyunda RF enerji var.

Genel olarak insanların kafasındaki veya takıldığı konu kanser türü dna veya hücresel bazda bozunmalar. ama gamma ve X ışınları hariç hiçbir RF dalganın enerjisi dna sarmalındaki moleküler bağları kopartamıyor.

yani RF zararlı mıdır derken evet mesela Gamma ve X ışınları gerçekten zararlıdır. ve temelde onlarda birer radyo dalgası.
Aslında başka bir soru daha soracaktım. Işık UV ve RF ile ilgili ama cevabınızı değiştirdiğiniz için anlamı kalmadı. Peki mikro dalga içerisine kimyasal anlamda saf su konulursa sonuç ne olur acaba?
 
Aslında başka bir soru daha soracaktım. Işık UV ve RF ile ilgili ama cevabınızı değiştirdiğiniz için anlamı kalmadı. Peki mikro dalga içerisine kimyasal anlamda saf su konulursa sonuç ne olur acaba?
cevabıma daha mantıklı-kolay anlaşılır açıklamalar eklemeye çalıştım.

enerjinin ne kadar soğurulup(emilip) ne kadar yansıtılacağı veya maddenin içinden geçeceği tamamen dalgaboyuna ve maddeye bağlı. mesela radyocuların sık kullandığı atmosferi açıklıklar vardır. bunlar iynosferdeki yüklü parçacıkların oluşturduğu güneşten gelen parçacıklar ile iyonize olan bölgeler. bu haritalara göre bazı bölgeler bazı frekansları iyi yansıtabiliyor. bunların haritasına bakarsanız 7mhz ile 14 mhz arasında bile ciddi fark var. iyi yansıma olan günlerde 100mw enerji ile (evet 100 miliwatt) türkiyeden brezilya ile cw haberleşebilirsiniz.

bizim görünür ışık dediğimiz dalgaboyları çok büyük bir tesadüfle elektromanyetik spektrumun tuzlu su içinden kayıpsız geçen çok dar bir kısmı. belki de evrimin tuzlu suda başlamış olmasıyla ilgilidir bilemiyorum.

saf su koyasanız da ısınır ama supersaturasyon denen çok tehlikeli bir durum oluşur. yani su kaynamadan 100 derecenin üzerine çıkar. hareket ettiğinde ufak bir kabarcık veya içine kaşık sokarsanız ufak bir patlama eşliğinde köpürerek etrafa saçılır.

 
başka bir mikrodalga ilginçliği daha paylaşayım. mikrodalgalar buzu eritemez. ancak buz kendi kendine ortam ısısı ile biraz eriyip yüzeyinde su oluştuğunda bu suyu ısıtarak eritebilir.


 
RF in krali gunes isigindaymisya, frekansa bak 99930819MHZ, bosuna dememisler gunes giren eve doktor girmez diye :).
 
mikrodalga ile yapılan bilimsel bir araştırma
 
güneş çok geniş spektrumlu bir sinyal kaynağıdır khz'lerden terahz'lere kadar sinyal yayar. tabi bunun enerji dağılımı ve solar min - solar max mevsimlerine göre yoğunluğu değişir. ama güneşi dev bir gürültü üreteci olarak düşünebiliriz. ayrıca güneşen sadece radyo dalgaları saçılmaz. yüklü proton ve elektronlar da dünyaya kadar ulaşır.

güneşten nerdeyse her frekansta güçlü radyo dalgaları gelir. hatta siz fark etmezsiniz ama uzaydaki uydular güneş tam arkalarına denk geldiğinde gürültüyü bastırabilmek için sinyal gücünü arttırır. bu yılda birkaç defa gerçekleşir. arttırmazsa zayıf sinyaller izlenemez.


 
bir ilginçlik daha insan vucudu da bir radyo sinyali kaynağıdır. vucudunuz termal emisyonla kızılötesi dalgaboyunda ışıma yapar. kızılötesi kameraların gördüğü de budur. yani bir yerden yansıyan ışığı değil. insan vucudunun ürettiği kızılötesi ışığı görürler.
 
peki iletisim icin cok cok yuksek ghz lere cikmaya gerek var mi 5g vs, tamam bant genisligi artiyor ama her yon acik arazi olmadigi icin mesafe de birhayli dusuyor, yada soyle diyeyim rf nin onune konan engelden dolayi kaybi cok fazla degil mi, bulutlu havadan bile nem kapiyor, AM bandindaki bir yayin neredeyse kitalararasi dinlenebiliyor(bu bantta internet epey yavas olurdu) bunun optimum bir degeri yok mu?
 
5g için çok yüksek frekanslar kullanılmasının amacı başka. ilk olarak yıllar önce yapılmış frekans tahsisleri var ve kafanıza göre burası güzelmiş benim olsun diyemiyorsunuz. mesela 5g için 10ghz bandını seçemezlerdi orada bazı radarlar ve uydu yayınlar var ama asıl sebep bu değil. 5g beamforming yapıyor. yani bir denizfeneri gibi iletişim kuracağı abone neredeyse onun sinyalini oraya fokusluyor. böylece başka aboneye de başka bir fokuslanmış sinyalle haberleşiyor. çok fazla zaman paylaşımı yapması gerekmiyor.

phased array beamforming-sinyal yönlendirmede dalga boyu çok önemli ne kadar kısa olursa o kadar fokuslayabilir ve daha ufak antenlerle bunu yapabilir. yoksa 5g teknoloji olarak sub ghz'de çalışabilir. frekansın bir önemi yok.

mesela ev wifi ağlarında en büyük sorun aynı kanalı kullanan cihaz çakışması. sistem aynı anda iki cihazla haberleşmeyeceği için bir sürü çakışma ve paket kaybı oluyor. network çok yoğun değilse sorun çıkmaz ama yüzlerce bünlerce cihaz çok yakın mesafede bir arada çalışamazlar. 5g bu cihazları fiziksel yönelndirme ile de ayrıştırmış oluyor.

frekans yükseldikçe daha geniş banda sahip olmak ve o bandda çalışabilmek kolaylaşır. örneğin ben bir basit anten yapsam ve bu anten 1ghz ayarlamış olsam band genişliği far edelim 50 mhz olur. ama benzer anten 10 ghz bandında yapılırsa bu sefer band genişliği 500 mhz olacak. bu da işi kolaylaştırıyor. halbuki 1ghz bandındaki antende 500 mhz band genişliği elde etmek çok zor olurdu.
 

Forum istatistikleri

Konular
7,134
Mesajlar
121,346
Üyeler
2,889
Son üye
Furkan161

Son kaynaklar

Son profil mesajları

az bilgili çok meraklı
Prooffy wrote on semih_s's profile.
Merhaba, sizden DSO2C10 hakkında bilgi rica ettim. Yanıtlarsanız sevinirim...
Unal wrote on taydin's profile.
Timur Bey, Arduino kontrollü bir akü şarj cihazı yapmaya çalışıyorum. Aklımdaki fikri basit bir çizim olarak konu açmıştım. Özellikle sizin fikirlerinizi çok önemsiyorum.
hakan8470 wrote on Dede's profile.
1717172721760.png
Dedecim bu gul mu karanfil mi? Gerci ne farkeder onu da anlamam. Gerci bunun anlamini da bilmem :gulus2:
Lyewor_ wrote on hakan8470's profile.
Takip edilmeye başlanmışım :D ❤️
Back
Top