Bir yanıyla bakınca, bu tartışmaların eğlenceli tarafı da var diyesim geliyor ama yine de sinir bozucu bir eğlence...
Örneğin şu "dünya düz dediysek tam bilardo masası gibi düz değil, frizbi gibi de olabilir" kıvırtması... Peki kardeş, siz değil miydiniz okyanusların dökülmesini dünyanın etrafındaki buz kütleleri (Antarktika kıtası) engelliyor diyen? Yüzey frizbi gibi olursa, kendi iddianızı kendiniz çürütmüş olmuyor musunuz?
Bir tartışmada, "Panama'dan uçakla kalkıp hep batıya doğru yol alırsam nereye giderim?" diyen kişiye, düz dünyanın en ateşli savunucularından olan diğeri, "Nereye gidersen git beni ne alakadar eder?" şeklinde laubali bir cevap verebiliyorsa, insanın aklına bir soru takılıyor. Hadi diyelim ki sırf tartışmada üstünlüğü kaptırmamak güdüsüyle o soruyu böyle ciddiyetsiz bir şekilde geçiştirebiliyor, peki soruya kendi zihninde mantıklı bir cevap veremeden bu insan nasıl huzur bulabiliyor? Acaba savunuyor göründüğü şeyi gerçekten savunuyor mu, yoksa aslında kendisi de inanmadığı halde "yüce(!) bir amaç uğruna" savunma zorunluluğu mu duyuyor?
Örneğin şu "dünya düz dediysek tam bilardo masası gibi düz değil, frizbi gibi de olabilir" kıvırtması... Peki kardeş, siz değil miydiniz okyanusların dökülmesini dünyanın etrafındaki buz kütleleri (Antarktika kıtası) engelliyor diyen? Yüzey frizbi gibi olursa, kendi iddianızı kendiniz çürütmüş olmuyor musunuz?
Bir tartışmada, "Panama'dan uçakla kalkıp hep batıya doğru yol alırsam nereye giderim?" diyen kişiye, düz dünyanın en ateşli savunucularından olan diğeri, "Nereye gidersen git beni ne alakadar eder?" şeklinde laubali bir cevap verebiliyorsa, insanın aklına bir soru takılıyor. Hadi diyelim ki sırf tartışmada üstünlüğü kaptırmamak güdüsüyle o soruyu böyle ciddiyetsiz bir şekilde geçiştirebiliyor, peki soruya kendi zihninde mantıklı bir cevap veremeden bu insan nasıl huzur bulabiliyor? Acaba savunuyor göründüğü şeyi gerçekten savunuyor mu, yoksa aslında kendisi de inanmadığı halde "yüce(!) bir amaç uğruna" savunma zorunluluğu mu duyuyor?