Bir youtuber, en azılı düz dünyacılardan bazılarını Antarktiya'ya götürdü.
Konu daha burada patlamış zaten. Küre dünyacıların, kendi yalanları ortaya çıkmasın diye Antarktika'ya gidişleri yasakladığını savunuyorlar. Hatta komik bir video görmüştüm; bir teknedeki adamlar güya Antarktika'nın biraz açığında kıtaya ayak basma girişiminde bulunuyorlar, önlerinde bir savaş gemisi onları engelliyor. İşin tuhaf tarafı, buzlarla kaplı kıtanın sadece biraz açığında(!) olmalarına rağmen, teknedekiler tiril tiril yazlık tişörtle duruyorlar.
Bir düz dünyacı, mevcut bilgi seviyesi ile çözemediği bir konu ile karşılaşırsa genelde ya yeni bir doğa kanunu icat eder veya mevcut bir doğa kanununu reddeder.
Diğer bir özellikleri de, kendi tezlerini kanıtlamak üzere, manipülasyona en açık olan "dijital" malzemeleri kullanma eğiliminde olmaları. Bugüne dek uzay konulu kim bilir kaç sinema filmi çekilmiştir. O filmlerin stüdyo çalışmalarından fotoğrafları alıp, "işte NASA yalanlarının kanıtı" diye sunuyorlar. Yani, Ay'a gidilmediği halde gidilmiş gibi gösteriliyor falan...
Eğim olmadığını ispatlamak(!) için bir video çekmişler; güya İran kıyılarından Abudabi'ye 200 km zoom yapıyorlar, "hani nerde eğim?" diye soruyorlar. Özellikle videonun ortalarında kamera açısında titrek bir şekilde aşağı yukarı kaymalar görünüyor. 200 km'ye zoom yapmış bir kamera (hadi gerçek olduğunu varsayalım), sadece 2 mm aşağı veya yukarı kaysa, hedef görüntüde yaklaşık 1350 m aşağı-yukarı kayma oluşur (tanjant hesabıyla). Yani, yerseniz!..
Peki size soru: Hiç bir fizik deneyi, hiçbir fiziksel gözlem yapmadan, sadece dünyanın kütlesini tahmin ederek dünyanın şekli ile ilgili bir öngörüde bulunabilir miyiz?
Apaçık kanıtları bile inkâr eden bir zümrenin önüne "tahmin, öngörü" gibi kavramlarla çıkmak fazla naif bir yaklaşım olur. Zihinsel egzersiz olması bakımından düşünülebilir, o ayrı...
Şöyle bir şey var... Hadi diyelim ki uçak yolculuğu, uzay çalışmaları falan pahalı şeyler; çok basit bir gemi yolculuğu bile bu konuyu açıklığa kavuşturmaya yetiyor. Hangi taraf bu kanıtlama yöntemine yanaşmıyorsa, bilinsin ki yalanının ortaya çıkmasını istemiyordur.
Yöntem şu:
(Her ne kadar kürenin herhangi bir kesiti daire biçimiyle karşımıza çıkıyorsa da, yine de geometrik olarak daire ve küre apayrı biçimler. Yöntem buna dayanıyor.)
Antarktika'nın biraz açığından (Afrika'nın ve Güney Amerika'nın en alt kısmının biraz daha güneyinden) bir gemi yolculuğu başlatılacak ve Antarktika ile mesafesini koruyarak dolaşıp başladığı noktada bitirecek.
Evet, dünya düz de olsa, küre de olsa bu mümkün. Ama küre ise, geminin rotası "düz" olur. Düz ise, geminin rotası "çember" şeklinde olur. (Ufak adalar ve kayalar yüzünden rotada oluşacak zikzaklar konumuzun dışında!)
Ayrıca, görüşü ne olursa olsun, ölçülebilir bir değer olduğu için herkes ülkelerin enlemesine ve boylamasına uzunluğunu kabul etmek zorunda. Bu gerçek ortada iken, (düz dünyada) güney kutbunda birleşmeyip tam tersine giderek birbirinden uzaklaşacak olan boylamlar, hem kara hem deniz mesafelerini orantısız hâle getirir. Kuzey-güney doğrultusunda ölçülmüş ve inkâr edilemeyecek olan mesafeler aynı kalacağına göre, doğu-batı yönündeki mesafeler orantısızlaşacak ve ölçülmüş mesafelerle çelişki oluşturacaktır. Örneğin Antarktika kıyılarının uzunluğu, küre dünyada sınırlı bir büyüklüğe karşılık gelecek iken, düz dünyada çok daha uzun olmak zorunda. (Boylam büzüşmesi olmayıp, ayrıklaşma olacağı için.)
Yani, hiç deneysiz olarak bile, yalnızca coğrafya ve geometri bilgileriyle ispat mümkün.