Tekniğin sanayiye geçişi nasıl oluyor?

slewrate

Aktif Üye
Katılım
17 Eylül 2019
Mesajlar
765
Bir çoğumuz biliriz uzun süre araştırıp bulamadığımız bir konu aslında sanayide yapılıyordur ama dijital kaynaklarda bu bilgiyi bulamayız veya bulduğumuz kaynaklar çok karmaşık gelir.

Şuan aklıma gelen örnekleri yazacağım daha spesifik olabilir. Çok değişik imalat süreçleri olabilir.

Kloroformla far parlatma, plastiğe krom kaplama gibi. Bunlar kimyacının desteği olmadan olacak işler değil.

Çoğu zaman bunların başında bir mühendis olmaz. Olsa bile zaten bu işi o ustadan öğrenmiştir, okulda öğretilmemiştir veya pratiğini hiç görmemiştir.

Bir zamanlar altı köşe dikişsiz boru ihtiyacım vardı. Ancak aliexpreste falan bulabilmiştim. Ama Türkiyede bölgesel bir atölyede bunu yapan vardı. Ama adamlarla iletişim kurmak, sipariş vermek vs çok zahmetliydi. Bu işin nasıl yapıldığını araştırmış çinli bir videoda denk gelmiştim.

Youtube para kazandırmaya başlayınca bilgi çoğaldı. İnternetin, bilgiye erişmemin zor olduğu dönemlerde yerli sanayi global tekniklere nereden erişiyordu?

Almanya gibi yerlerde uzun süre çalışan ustalar mı zorlu teknikleri Türkiye ye getiriyor?

Umarım sorum anlaşılmıştır.
 
Eskiden teknolojik durum hakkında bilgi edinme metodu, dergiler, basın, teknik fuarlar, ilgili ülkelere yapılan iş ziyaretleri, ve profesyonel çevrendeki insanlardan duyduğun şeyler idi. Mesela eskiden İzmir fuarı çok önemliydi, çok ziyaret edilirdi. Ama artık pek esamesi okunmuyor. Şimdi İstanbul'daki fuarlar daha çok ön planda.
 
İnternetin olmadığı zamanlarda(gerçi şimdi de öyle) uluslararası firmalar ucuz işçilik sebebiyle bazı işlerini Türkiye gibi 3. dünya ülkelerinde yaptırıyordu. İşte bu tür firmalarda yetişen ustalar daha sonra kendi işyerlerini açıp kendi çıraklarını yetiştiriyordu. Böylece ustalık kuşaktan kuşağa aktarılıyordu.

Bunun haricinde, bir ayağı hep yurtdışında olan yahudi ve ermeni zaanatkarlar da vardı. O adamların yanında yetişen türk ustalar yine aynı şekilde kendi işlerini kurup çırak yetiştiriyordu.

Nihayetinde yapılan iş ezbercilikten başka bir halt değildi. Dolayısıyla usta sadece öğrendiğiyle kalıyor ve yaptığı işi bir adım daha ileriye götüremiyordu.
 
Eskiden puf noktalari gizli tutulurdu. Simdilerde de gizli tutulmaya calisiliyor fakat internet/youtube sayesinde pek cok puf noktasi sir olmaktan cikti.
 
Puf noktasi deyimi nerden cikmis?

Zamaninda bir comlek ustasi varmis ve cirakliktan baslatarak pek cok usta yetistirmis.

Gene uzun yillar once ise baslayan cirak, ustasina, usta artik ben kendi dukkanimi acip kendi comleklerimi yapacagim demis.
Ustasi da sen bilirsin demis.

Yeni ustamiz dukkanini acip uretime baslamis. Gel gelelim urettigi butun comleklerde gozenekler olusuyormus.

Utana sikila ustasina gitmis derdini anlatmis.

usta ben hersey ogrendigimi saniyordum ama bilmedigim seyler olmali. Senin atelyede hic sorun olmazken benim urettiklerimde comleklerde minik minik gozenekler oluyor kimse de bu comlekleri almak istemiyor.

Ustasi gulmus.

Bir vesile ile seni kisa sureligine bakkala cakkala gonderir atelyeden cikartirdim sen bunu siradan bir ihtiyacin gorulmesi gibi bilirdin dimi demis.

Evet dogru beni bir yerlere gonderirdin.

Iste isin puf noktasi burda gizli.

Simdi bir kamis al ve atelyeye girelim demis. Pisirilmek uzere bekleyen comleklerdeki minik hava kabarciklarina (kabartili noktalara) puf diye kamisla ufle demis.

Ufledikce baloncuklar patliyormus. Dolayisi ile de firinlamadan sonra gozenekler olusmaz demis.

Rivayete gore puf noktasi burdan geliyormus.
 
Son düzenleme:
Bende enteresan bir çömlek bilgisi vereyim. Belgesel de anlatılana göre çömlek pişerken içerisindeki minaraller dünyanın manyetik alanına göre hizalanıyormuş. Bulunan eski çömlek parçaları incelendiğinde farklı hizalamalar tespit etmişler. Bulgular neticesinde dünyanın manyetik kutuplarının 50 defa yer değiştirdiği idda ediliyordu
 
Ben 2000'li yıllarda meşhur Şişli Osmanbey'de deri çanta ayakkabı işi yapan bir yahudi tüccarın dükkanına analog güvenlik kamera sistemi kurmuştum.

Adam çocukluktan aldığı çırağı askerden önce kalfa olana kadar yetiştirmiş. Askerden döndükten sonra caddenin karşısındaki dükkanı kiralamış, temel ihtiyacı olan alet edavadı temin etmiş ve müşterilerini alamamak koşulu ile dükkanı bu yetiştirdiği adama düğün hediyesi olarak vermişti.

Püf noktası hikayesi doğru ise ticarette, bu iki olay arasındaki fark neden mahir olamadığımızın da net bir göstergsi gibi.

Sanıyorum milletine, cemiyetine, ailesine, insanlığa güvenemeyen biri bencilce aciz bir hayat yaşamak dışında bir sonuç elde edemez.

Niyeyse bu püf noktası hikayesi bana çok acizce ve üzücü geldi...
 
Sanayide bir sürü spesifik alan var. Bu alanların çoğu son kullanıcıdan ve bizim gibi meraklılardan uzak alanlar. Bence teknoloji transferi makine imalatcıları üzerinden sanayiye aktarılıyor. Ya makine imalatcıları müşteriyi arayıp buluyor. Yada müşteri tavsiye fuar vs yöntemleri ile makineciyi buluyor. Makineci makine ile beraber teknolojiyide satmış oluyor...
 
Puf noktasi olayi halen var ve bilgi sanayide sir gibi saklaniyor.

Ne kadar yalvardiysam da plastik uzerine bakir kaplama yapan adamin teknigini ogrenemedim.
Internette bezeri bilgi var mi var. Ama adam soylemiyor iste.

Dogrusu da saklamak.

Sifirdan hesap makinesi ureteceksin. Konuya buyuk olcude hakimsin ama takildin. Casio firmasini arayip sorsak yardimci olmalari mumkun degil.

Casio bunyesinde belki onlarca matematikci calisiyor. Casio her ay maaslarini veriyor.

Ben bir yerde takilmisim niye versin bilgiyi?

Yuzeysel islerde sir falan yok. Ama biraz derinlere dalinca her sey sir, her sey puf noktasi.
 
Ticari sırrı kimse dışarıdan birine vermez. Zaten doğru bir beklenti değil.

Fakat yanında çırak olarak çalışan birinin eğitim beklentisi olur. Bu adama üf/püf noktası filan demek çok çirkin.
 
Puf noktasi olayi halen var ve bilgi sanayide sir gibi saklaniyor.

Ne kadar yalvardiysam da plastik uzerine bakir kaplama yapan adamin teknigini ogrenemedim.
Internette bezeri bilgi var mi var. Ama adam soylemiyor iste.

Dogrusu da saklamak.

Sifirdan hesap makinesi ureteceksin. Konuya buyuk olcude hakimsin ama takildin. Casio firmasini arayip sorsak yardimci olmalari mumkun degil.

Casio bunyesinde belki onlarca matematikci calisiyor. Casio her ay maaslarini veriyor.

Ben bir yerde takilmisim niye versin bilgiyi?

Yuzeysel islerde sir falan yok. Ama biraz derinlere dalinca her sey sir, her sey puf noktasi.
Banyo musluklarında kullanılan plastiği ilk önce grafit tozu ile kaplıyorlar.
Sonra bakır kaplıyorlar.En son krom kaplama.
 
Coca Cola, Heinz Ketchup ornegin.

Nasil yapiliyor da Heinz Ketchup konusu ele alinmisti. Fabrikada bir odaya girebilen iki kisi vardi. Tabi kameranlari da almadilar.

TAI'de calisan arkadasimin yalancisiyim. Ucak parcalarinin NC kodlari uydudan gelir CNC'ye otomatik olarak girer sistem hazir uyarisi gelince uretime baslariz demisti.
 
Son düzenleme:
Coca Cola, Heinz Ketchup ornegin.

Nasil yapiliyor da Heinz Ketchup konusu ele alinmisti. Fabrikada bir odaya girebilen iki kisi vardi. Tabi kameranlari da almadilar.
Abi bugun Almanlarin metalurjisine ulasamamalarinin sebebi de know-how, bu know-how hassas noktayi paylasarak olamaz. Belki de isiyorlardir icine :gulus2:
 
Malzeme dersinde Ingiliz celiginin ununden bahsetti hocam. Imalat teknigini sir gibi saklarlar vermezler diyordu.

Mesela demiri erit potaya dok. Bir pipo yak pipo bitince baska bir metal ekle gibi garip kurallari olur derdi.

Gercekten de sohbet esnasinda arkadasina anlatiyorsun bak su su kimyasallari karistirdik, simdi icine demir tozu ekleyecegiz.
Ahmet bir iki cay getir eee nasilsin senin cocuk ne yapti bitirdimi derken cay biter kimsayal islemlere devam edilir.

Senin nerden aklina gelecek o sohbet suresi bir sir, sanirsin ki tatli tatli sohbet ettik. Halbuki prosesin bir parcasi o bekleme suresi.
 
Bazı videolarda görüyorum bazı tamirciler tork anahtarı kullanıyor. Kimi tamirciliği kendi kendine öğrenmiş. Servis dökümanı olmadan tork değerlerini nereden biliyorlar? Kafalarına göre şu tork iyidir gibi mi oluyor? Civatların tork tablosu var ama bu değerler sanırım yeterli olmaz.

Bazen değerlere ulaşmak ciddi anlamda zor oluyor. Kitapçığında var ama bazen modelden modele bile değişiyor. Eski model bir makinada/cihazda kitapçığı bulmak bile başlı başına sorun oluyor. Adam ezberlemiş bir değer ona bakıyor.

Bu işler sanki hasbelkader oluyor.

En güzeli üretim işleri. Mühendis hesaplamış bir değer, işçi akşama kadar aynı işi yapıyor; aynı vidayı sıkıyor. Gerekli tüm ölçü ve test aletleri fabrikada mevcut.
 
Bazı videolarda görüyorum bazı tamirciler tork anahtarı kullanıyor. Kimi tamirciliği kendi kendine öğrenmiş. Servis dökümanı olmadan tork değerlerini nereden biliyorlar? Kafalarına göre şu tork iyidir gibi mi oluyor? Civatların tork tablosu var ama bu değerler sanırım yeterli olmaz.

Bazen değerlere ulaşmak ciddi anlamda zor oluyor. Kitapçığında var ama bazen modelden modele bile değişiyor. Eski model bir makinada/cihazda kitapçığı bulmak bile başlı başına sorun oluyor. Adam ezberlemiş bir değer ona bakıyor.

Bu işler sanki hasbelkader oluyor.

En güzeli üretim işleri. Mühendis hesaplamış bir değer, işçi akşama kadar aynı işi yapıyor; aynı vidayı sıkıyor. Gerekli tüm ölçü ve test aletleri fabrikada mevcut.
Geçenlerde bir kamyon tamircisindeydim. Tanıdık desem yeri, atölyesinde tork anahtarı yok. Ben oradayken bir kamyonun enjektörlerine bakım yapılmış, motor araç üstündeyken enjektörleri ve yakıt borularını sıkıyordu. Elinde de ufak havalı tabanca.

Atölyede yerde de bir Fatih kamyonun motorunu indirmişler, motorun bloğu ana yataklarının bağlandığı cıvatalardan kırılmış, cıvata kopmuş ve koparken de bloğun bir kısmını kırmış, yatakların 2 tanesinde böyle. Sorduğumda bu kamyonların kronik arızası olduğunu söylüyor, ama adım gibi eminim kopan cıvatalar aşırı torklanmış :) . Muhabbet ederken Servis kitapçığını nerden, kaça bulabileceğimi sordum belli başlı kamyonların, bilmiyorlar, bilmedikleri gibi sorunca da alaycı cevap veriyorlar. Allah kimseyi sanayiye düşürmesin malum erkeğin kötü yola düşeni... :) Tork tablosu mu? Sorup soruşturanın işini yapmazlar zaten, kaç yıllık usta(!) sonuçta.
 
Benzer durum oto lastikçilerde de var. Ön ve arkaya bas 32 psi hava onlara göre işlem tamam. Her aracın, lastik ölçüsünün, aracın kullanıldığı yük durumuna göre belirlenmiş basınç değerleri var.

Uyan varmı, ben denk gelmedim :)
Uyarsan belaya kalırsın :gulus2:
 
Benim çocukluğumda bir Radyo tamircisi usta wardı.
Çıraklarının anlattığına göre kalfalarına temizlik bakım vs yaptırırmış.
Ancak arızalı parça değişmeye gelince kalfasına sırtını döner göstermeden değiştirirmiş.
Meselenin özünü kapan birisi için arıszayı bulmak işten bile değil.

Ancak bazı model myada markalarda kronik hastalıklar wardır. Ezgare arızanın ne olduğunu şak diye söyler ve halledersin.
Örnek Zamanının uğurgül siyahbeyaz TV sinde EHT sürücü transistörünün Base indeki geçiş kapasitörü..
değerini şimdi hatırlayamıyorum..
Ancak TV de herşey çalışır yüksek gerilim çıkmaz yarım saaat gibi beklersen ekran gelirdi.
Kapasitöre spray sıkıp soğuttuğumuzda görüntü tekrar giderdi.
Isıya bağlı kapasite değişimi o kapasitörlerin kronik rahatsızlığıydı.
Ancak kalfalarımıza arızayı söyleyip ben yokkende onarılmasını sağlardım.

Bizdeki hastalığın temelinde kıskançlık ve işinin elinden alınması ekmeğinin elden gitmesi korkusu..
Rekabet endişesi yatar.

Bu en tepeden en alta kadar yürüyen bir hastalıktır.
Bilgi ne kadar çok kullanılır hale gelir ve sağlıklı kullanılırsa toplum o kadar ileriye, mereffeh hayata yelken açar.
Yardım isteyenlere sır tutmadan yardım eder ve para pul meseleside yapmazdım.
Lakin herkes gibi bende sır saklayanlarla aynı hayatı aynı şartlarda yaşıyorum.
Sır saklayanların sırlarıyla gömülmesi en büyük kayıptır.

Endüstriyel ürün bazında bakıldığında ürünün korunuyor olması mutlaka önemli.
Ancak uluslar arası bir pazara açılınacaksa ya işi büyüteceksin ya ortağını çoğaltacaksın.
Buna mukabil ürününü koruma altında tutacaksın.

Bu gün çin bunu başardığı için dünyaya açılmıştır. Sadece ucuz üretim yaptığı için değil.
Batı teknolojisinin avama bakan yüzündeki sırlı tarafları artık para etmez durumda.
Zira birisi gelir çin gibi o sırrı elinden alıp çok daha ucuza çok daha büyük miktarda üretip dünyaya hakim olur.
Buna fırsat vermemek için rekabet edilemezlik önem arzeder.

Gene çok gevezelik edip bi çuval ukalalık ettim bağışlayasız. :emindegil1:
 
Gizlilik ve sir ayni seymidir?
MCU vs ciplerde kod koruma icin ne dusunuyorsunuz?
Bazi firmalarin bir bolumunde calisan bir baska bolumun kapisindan iceri giremez. Bu normal mi?
Firmalarin elemanlari ile gizlilik sozlesmesi yapmasina ne diyebiliriz?
 
Geçenlerde bir kamyon tamircisindeydim. Tanıdık desem yeri, atölyesinde tork anahtarı yok. Ben oradayken bir kamyonun enjektörlerine bakım yapılmış, motor araç üstündeyken enjektörleri ve yakıt borularını sıkıyordu. Elinde de ufak havalı tabanca.

Atölyede yerde de bir Fatih kamyonun motorunu indirmişler, motorun bloğu ana yataklarının bağlandığı cıvatalardan kırılmış, cıvata kopmuş ve koparken de bloğun bir kısmını kırmış, yatakların 2 tanesinde böyle. Sorduğumda bu kamyonların kronik arızası olduğunu söylüyor, ama adım gibi eminim kopan cıvatalar aşırı torklanmış :) . Muhabbet ederken Servis kitapçığını nerden, kaça bulabileceğimi sordum belli başlı kamyonların, bilmiyorlar, bilmedikleri gibi sorunca da alaycı cevap veriyorlar. Allah kimseyi sanayiye düşürmesin malum erkeğin kötü yola düşeni... :) Tork tablosu mu? Sorup soruşturanın işini yapmazlar zaten, kaç yıllık usta(!) sonuçta.
Benim babamda büyük araç ustası. Yıllarca yetkili servislikte yaptı. Üretici firma yetkili servislere genelde bu bilgileri paylaşıyorlar. Eski ve az biraz kafası çalışan ustalar, yeni çıkmış yada bilgisine ulaşamadıkları araçlar için tersine mühendislik sayılabilecek yöntemlerle bilgiyi elde ederlerdi. Mesela araç ilk bakıma gelmiş yada km çok düşük araçların bakımları yapılırken üst kapak açılarak (özellikle yeni motorlarda subap açıklığı kontrolü için bu bir rutindi, bir çok yeni araçta artık gerek yok) tork anahtarı ile düşükten yükseğe doğru civatanın sıkılığını kontrol ederlerdi. Motor toplanırken silindir kapağının eski civatalarını asla kullanmazlardı. Çıkan değişen hangi parça varsa parça, civata, pul, somun, yatak vs.. hepsi kutu içerisinde müşteriye verilirdi. Kimisi alır yanında götürür, kimisi ne yapayım hurdaya atın gitsin derdi. Eskiden de vur kaç iş yapan vardı, ama şimdi iyisine denk gelmek neredeyse imkansız. Şuandaki oto sanayi ortamı kepazelik diz boyu. İnsan arkasını döndüğünde acaba bu usta, çırak ne halt ediyor/edecek, nasıl bir şey yumurtlayacak, şuradan hayırlısıyla bir kurtulsam düşüncelerine kapılmadan edemiyor.
 

Forum istatistikleri

Konular
6,952
Mesajlar
118,759
Üyeler
2,824
Son üye
selocan32

Son kaynaklar

Son profil mesajları

hakan8470 wrote on Dede's profile.
1717172721760.png
Dedecim bu gul mu karanfil mi? Gerci ne farkeder onu da anlamam. Gerci bunun anlamini da bilmem :gulus2:
Lyewor_ wrote on hakan8470's profile.
Takip edilmeye başlanmışım :D ❤️
Merhaba elektronik tutsakları...
Lyewor_ wrote on taydin's profile.
Merhabalar. Elektrik laboratuvarınız varsa bunun hakkında bir konunuz var mı acaba? Sizin laboratuvarınızı merak ettim de :)
Lyewor_ wrote on taydin's profile.
Merhabalar forumda yeniyim! Bir sorum olacaktı lcr meterler hakkında. Hem bobini ölçen hemde bobin direnci ölçen bir lcr meter var mı acaba?
Back
Top