Dizelin son damlası akaryakıt istasyonundan akıncaya dek ben 1.5 aşağısı dizel araçtan vazgeçmem...
Bulamıyorsam 1.6 benzinli altına inmem...
Şanzıman da tork konvertörlü otomatik olacak. DSG, CVT gibi zımbırtılarla da uğraşamam. Tork'luyu kullanırsın evladiyelik olur...
Çevreyi kirletiyorsun, çevre düşmanısın diyebilirsiniz, sorun yok, benden sonrası kıyamet olsun çok önemli değil. Önce o çevreciler, çini, hindistanı, amerikayı durdursun çevreyi kirletmekten, benim yaktığım 2 kuruşluk benzin sıkıntı olmaz bence...
Bir aracı 100k km kullanır, ağır bakımına gelmeden satar, sonrasında yenisi ile değiştiririm, bu da bir aracı max 3-4 sene kullanacağım anlamına gelir. Zaten araç içindeki yenilikler de ancak o kadar senede level atlıyor...
Elektrikli çoluk çocuk oyuncağı gibi geliyor bana günün sonunda...
Evde tek arabam varsa, gece hastanelik olduğumda şarj mı düşüneceğim. Ya da bu ihtimale karşı arabamı hep şarjlı mı bırakacağım. Hadi canım oradan. Şurada iki yolculuk zevki yaşayacağım, araba mı beni taşıyor ben mi onu belli değil...
Elektrikli araçlar çevreci masalları okuyanı çok kötü yaparım, onlar hiç yazmasın
Tek avantajı şehir içinde araçla gezerken bir nebze kar etmek. Bunun için de 2 milyon vermem bir araca...
Geçen istanbul bursa otobanında gidiyorum, yanımdan porşe elektrikli araba vınn diye geçti, yanımdaki arkadaş vay anasını nasıl da geçti bizi dedi, plakayı okuyamadık falan. Dedim merak etme birazdan yakalıcaz, yanımdaki dedi ki hadi oradan adam bize deli fark koydu. 15dk sonra ben onu 130 ile solluyordum. Tavşan kaplumbağa hikayesi gibi...