25 yıldır profosyonel olarak yazılım işindeyim. Çok büyük kısmı yöneticilikle geçti ve yeni mezun genç arkadaşlar hep önemli sayı tutmuştur. .
Son 5 yılda iki farklı bilinen üniversitede ders verdim. Bir tanesi ülkenin en iyi bilinen üniversitesi ve hala orada vermeye devam ediyorum. Öğrencilerimden onlarcası belki daha fazlası şu anda yurtdışında hayatına devam ediyor. Eski çalışanlarımdan da aynı şekilde.
Dolayısıyla hem bu gençlerle aktif olarak fazlaca zaman geçiriyorum hem de bunun yanında önceki görev yaptığım şirketimin yurtdışındaki ofislerimiz ve çalışanlarımız sebebiyle oradaki okul ve erken dönem iş hayatını da çok yakınen biliyorum.
Keşke yurtdışında yaşamayı düşünenleri vatan haini, hayırsız görenler ile bir araya getirsem de bir dinleseniz gençlerin argümanlarını, motivasyonunu. Doktorlar vb meslekler de aynı durumda.
Birincisi vatanseverlik gibi kavramlar ile ülkemizin geleceği olan gençlerimizi bir davranışa borçlandırmaya hiçbirimizin hakkı yok:
- Ülkenin hukuk sistemini onlar bozmadı. Bizim nesil bunu yaptı / göz yumdu.
- Evrensel kabul görmüş demokrasi, bireysel özgülük, düşünce özgürlüğü gibi konularda hazırlanan endekslerde Mozambik'ten beter hale onlar getirmedi.
- Eğitim sistemini yapboz tahtasına onlar çevirmedi.
- Ülkenin yarısını diğer yarısına düşman hale onlar getirmedi. Bu çatışmadan beslenmeye onlar çalışmadı.
- Ekonomi ve gelecekle ilgili refah beklentilerine girmek bile istemiyorum.
Şimdi bu çocuklar
ekonomi okuyor. Uluslararası kabul görmüş
bilimsel kitaplardan, eonomi profesörü hocalardan bir çok kuramlar öğreniyorlar. Sınavlara giriyorlar. Güzel güzel cevaplar veiyorlar. Sonra bakıyorlar ki birinci sınıf öğrencisinin bile yapmayacağı saçma kuramlar ülkelerinde icat edilip ciddi bir milli servet, ciddi bir milli rezerv bir inat uğruna bildiğiniz yakılıyor. Konunun uzmanları uyarıyor, yapmayın etmeyin diye. Dinleyen olmuyor bir de onlar ne anlar biz bilitrizi işimizi diyor idareciler. Sonuç hüsran tabi. Heteredoks ekonomi çöp olurken yanında bu gençlerin gelecekleri de gözlerinin önünde çöp oluyor.
"Gel bu sistemin içine gir, bu sisteme, bu sistemi bu hale getiren hakim güce hizmet et, orada kazanacağın demokratik hayattan, refahtan vazgeç, yoksa vatansever değilsin" diyeceğiz öyle mi?
Şimdi bu çocuklar
hukuk okuyor. Anayasa ülkenin temelidiri görüyor. Anayasa mahkemesi kararları tüm yargı kararlarının üzerindedir diye kocaman yazıyor okudukları kitaplarda. Bakıyorlar her nedeni ülkede de bu böyle yazıyor. Gerisi malumunuz.
Şimdi bu çocuklar
mimarlık okuyor.
İnşaat okuyor. Binanın nasıl yapılması gerektiğini, yoksa depremde neler olacağını öğreniyor. Sonra bakıyorlar imar barışı diye bir şey çıkmış. Yıkılması gereken binalar devlet eliyle legal hale getirilmiş.
Şimdi bu çocuklar
mühendislik okuyor. Harika fikirler, projeler üretiyorlar. Yurtdışındaki okullardan arkadaşları var. Oradaki şartlara canl şahit oluyorlar (araştırma bütçeleri, araştırma görevlisi maaşlar vb.). Akademinin tamamen bilimsel ve liyakat esaslı kriterlerle yönetilmesi gerektiği gibi "saçma" fikirlere sahip oluyorlar. Sonra bakıyorlar okullarındaki yöneticilerin nasıl geldiklerine, neler dediklerine, TÜBİTAK'ın ödül verdiği projelere.
"Dostum aslında burası bir harika, onlar dış güç, gidersen vatansever değilsin" diyeceğiz öyle mi?
Hatta daha ileri gidelim, "bizim suçmuz yok, dış güçler" filan diyelim, komplo teorileriyle kafalarını karıştıralım. Belki gidersen vatansever değilsin tezimizi kuvvetlendiririz. Akılları başlarına gelir ve biz vatanseverler, milliyetçiler çok sevdiğimiz ve layık olduğu medeniyet, refah, demokrasi seviyesine çıkartığımız vatanımıza onları dakazandırarak mutlu ve gururlu yaşamaya devam ederiz.
Güzel fikir.
Buyrun denemek isteyen gelsin, 5,10,100 kaç öğrenciyle sohbet etmek istiyorsa tanıştırayım. Yüzlerine söyleyin, bu ülkenin cennet olduğunu, vatansever olanın gitmemesi gerektiğini...
Fatih Altaylı'yı hiç sevmem ama "Ne zaman adam oluruz" diye sevdiğim bir bölümü vardı köşesinin.
Ne zaman adam oluruz:
"Yaşanan her olumsuz sonuca bir dış güç, fırsatçı ya da vatan haini icat etmeyip, bu durumu yaratan sistemi düzetlmeye bakmayı öğrendiğimiz zaman".
- Çünkü o dış güçler hep vardı, hep var olacak ve onların işi dış güç olmak.
- Sistem izin verdiğinde fırsatçılık yapmak, ele geçirmek, gerekirse (hatta gerekmese de) şiddet uygulamak vb. toplum sosyolojisinin doğasında var. İnsanı puripak bir varlık zannedenler için mesajın sonunda bir kaç pisikolojik deney var.
- Eğitim yetersiz olunca dogmatik kavramlar (din, ırk, milliyetçilik) üzerinden toplumları sömüren kişiler de tarih boyunca her coğrafyada vardı.
Devlet yapısının görevi bunlara engel olmaktır. Vergiyi bu ve benzeri göreleri ifa etmekiçin toplar. Büyük/başarılı devlet ile başarısızı birbirinden ayıran şey bunlarane kadar fırsat verdiği ya da vermediğidir.
Marina aslında bir gösteri yapıyordu ama o 6 saat boyunca yaÅadıklarını bir daha hiç unutmayacaktıâ¦
ekmekvegul.net
Psikoloji tarihi ilginç deneylerle doludur. Ä°nsanı anlamaya yönelik en önemli deneylerden biri de Stanford Hapishane Deneyiâdir.
www.linkedin.com