Yabancı kaynaklarda "KızılElma"...

Forumda bir tane bile milli başarı konuşulamıyor. Konuyu açana hemen bir "tü kaka".

Merak edenler arama kutucuğundan Kaan, Togg, Aspilsan vs. diye araştırabilir.

Hep aynı hikaye.

Yeterince vakit geçirmiş herkes forumdaki bu tutumdan haberdardır. Haberi olmayanlar için ilk mesajımın doğrulamasını şu üç sayfada yazılanlar yeterli sanırım.

Neyse, üç sayfaya kadar bu tonda ilerlemesi bile bir başarı.

Demek ki böyle böyle olacak...

Arama kutucuğuna dediğiniz kelimeleri arattım, teknik olarak içeriği olmayan sohbet konuları açılmış(aspilsan hariç). Hatta kaan konusunu siz açmışsınız sohbet bölümünde açılış mesajınız zaten olayı siyasi muhabbete döndürmeye müsait bir mesaj. Bu konuya attığınız ilk mesajdan sonra bu konuda herhangi bir eleştri yazılınca konunun buna döneceği de aşırı belliydi. Ben konuyu açana tü kaka denildiğini göremedim maalesef. Sanırım hem ürünün çığırtkanlığını hem de siyasi çığırtkanlık yapmazsak tü kaka demiş oluyoruz çünkü forum özelinde bu projeler üzerine neden hep seçim öncesi seviyesinin üstünde olumsuz siyasi yorum göremedim, ancak siz bu işlerin hükümet iradesi ile olduğu tadında yorumlar yaparak işleri siyasi zemine çekiyorsunuz. Ürün üzerine eleştri yapınca kötülemiş oluyoruz, üstten bakmış oluyoruz.

Sizinle kişisel bir sorunum yok, bence çok konuda bilgilendirinci paylaşımlarınız var ama bu konuda haksız olduğunuzu ve özellikle bu konuda @mechanic e olumsuz bir yorum yaptığı için kışkırtıcı sayılabilecek kadar sert çıkıştığınızı düşünüyorum, sonrasında o da aynı şekilde sertleşince konu neden teknik ilerlemiyor deniyor.

Eğer böyle konular açılınca teknik ilerlemesi isteniyorsa o zaman konuya teknik mesajlar yazmamız gerekir değil mi? Sizin yazdığınız ilk mesaj diğer yöne itiyor. Sonrasında tekniğe geri çekmeye çalışmak yerine ilk mesajınızda sonraki mesajlarınız gibi teknik sorular yazsaydınız keşke.
 
Videonun tamamını izlememiştim. Bugün izledim.
Pilotlar Kızılelma videosunu izlerken propaganda amaçlı video olduğunu belirtmişler.
Ayrıca bizde üretiyoruz ama bu kadar gürültü yapmıyoruz diyorlar.
Bir komutanımızın resmini koyup hala F4 e biniyor bile dediler.
Sadece övmemişler dalgada geçilmiş.
 
Yaptık, Yapıyoruz, Yapacağız...
-Say ki övünüldü. Zararı ne..!?
-Övünülmek konusunda niye bu kadar sıkıntılısın?

GPT namıssızı çok kolay manuple edilebiliyor.
Söylediklerinin aksini de söyleyip ikna edebilirsin:
"Özür dilerim" ile başlayan cümleler duyarsın sonrasında.

Türkiye diye şartlamışsın zaten. Başka cevap vermesinide bekleyemezsin.
ilk zamanlarda istiklal marşını atatürkün yazmadığına ikna etmek için ne dil döktük te nuh dedi peygamber demediydi.
Şimdilerde her şeye özür diletip asini kabullendirebiliyorsun.
Benim birşeye şartlandığım yok.
Övgü kör eder.
Kendimizi aşırı gelişmiş ülke zannederiz.
 
Benim birşeye şartlandığım yok.
Övgü kör eder.
Kendimizi aşırı gelişmiş ülke zannederiz.
Kişinin kendini bireysel olarak övmesi dediğin kriterlere girer. Ancak bir kişinin başka kişiyi yada bir ferdin bir topluluğun başarısını övmesi tam tersini yapar.
Kendine Güveni artırır dahasını yapma konusunda isteği artırıp kamçılar.
Şimdi bunuda GPT ye sorsam her türlü yoruma müsait yönlendirip şartlayabilirim.

YZ nin dayatma kriterlerini ellerinden alıp yumuşak kabul konusunu öne çıkardıklarından beri öyle artık.
Narsist kişilik bozukluğu dediğin şey ise tam zirve yapan benlik problemidir.
Ailenin yetiştirme tarzıyla ilgili gelişim bozukluğudur.

Zannedersem hepimiz o yaşları geçeli çok oldu ve ailemiz bizi ben merkezli asla yetiştirmedi.
O yüzden yazdıkların yerine oturmadığından anlamsızlaşıyor.

Başarı ilgi görürse warlığını devam ettiren bir olgudur.
İlgi görmeyen bir başarı asla başarı değildir. Zira geri dönüşü olmayan başarılar sönümlenmeye mahkumdur.

Eleştiri ile yergiyi birbirinden ayırmak ta ayrıca gerekli.
Yaptığınla övünemiyorsan yanlış yapıyorsun da demektir.


Söylenecek çok şey bulabilirim ama burada bu kadarla kalsın.
 
Taşınabiliyor. Ama çoğu zaman uğraşmıyoruz, çünkü konu doğru bölümde de olsa yanlış bölümde de olsa bir süre sonra google amca ikisini de endeksliyor ve ikisinin de google aramaları ile çıkma şansı aynı oluyor.
Anlamadım..!!!
Google amca bu konuda neden kriter oluyor ki?
Ben şahsen arama yaptığımda site içi aramayı önceliyorum.

Dış aramalar ise çok mesele değil zira başlığından çok içeriğine bakarlar.
Ne kadar aradıklarının yanına yaklaşıldığına göre etkileşimde bulunulur.

Site içinde ise konu başlığı ve yerleştiği alan daha önemliş hale gelir.

Not: Bu paylaşımı tartışma yaratmak için açmadım. Ama nasıl olduysa oraya evrilmeye can atar olmuş.
Haber niteliği taşıyan bir kaynaktan alıntı olsun istemiştim sadece.
 
Anlamadım..!!!
Google amca bu konuda neden kriter oluyor ki?

Forumun bulunmasını sağlıyor da ondan. Gerçi teknik konular için artık YZ da kullanıyor ama gene de google aramaları çok önemli.

Not: Bu paylaşımı tartışma yaratmak için açmadım. Ama nasıl olduysa oraya evrilmeye can atar olmuş.
Haber niteliği taşıyan bir kaynaktan alıntı olsun istemiştim sadece.

Bu tip motive edici konuları açmakta bir sakınca yok. Ama eğer bu tip konular, teknik konulara göre sayıca çok fazla olmaya başlarsa, o zaman sıkıntı var demektir ve müdahale gerektirir.
 
En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil
Çünkü sen ne tarih ne coğrafya
Ne şu ne busun
Oğlum Mernuş
Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun ...


Bedri Rahmi Eyüboğlu



 
Kişinin kendini bireysel olarak övmesi dediğin kriterlere girer. Ancak bir kişinin başka kişiyi yada bir ferdin bir topluluğun başarısını övmesi tam tersini yapar.
Kendine Güveni artırır dahasını yapma konusunda isteği artırıp kamçılar.
Şimdi bunuda GPT ye sorsam her türlü yoruma müsait yönlendirip şartlayabilirim.

YZ nin dayatma kriterlerini ellerinden alıp yumuşak kabul konusunu öne çıkardıklarından beri öyle artık.
Narsist kişilik bozukluğu dediğin şey ise tam zirve yapan benlik problemidir.
Ailenin yetiştirme tarzıyla ilgili gelişim bozukluğudur.

Zannedersem hepimiz o yaşları geçeli çok oldu ve ailemiz bizi ben merkezli asla yetiştirmedi.
O yüzden yazdıkların yerine oturmadığından anlamsızlaşıyor.

Başarı ilgi görürse warlığını devam ettiren bir olgudur.
İlgi görmeyen bir başarı asla başarı değildir. Zira geri dönüşü olmayan başarılar sönümlenmeye mahkumdur.

Eleştiri ile yergiyi birbirinden ayırmak ta ayrıca gerekli.
Yaptığınla övünemiyorsan yanlış yapıyorsun da demektir.


Söylenecek çok şey bulabilirim ama burada bu kadarla kalsın.
Türkiye de gelişme filan yok.
Hayal dünyasında yaşamaya devam edin.
Üretici değil tüketiciyiz.
Montaj yapmak üreticilik değildir. Tüketiciliktir. Dış borçlanmanın enflasyonun sebebide bu.
 
Türkiye de gelişme filan yok.
Hayal dünyasında yaşamaya devam edin.
Üretici değil tüketiciyiz.
Montaj yapmak üreticilik değildir. Tüketiciliktir. Dış borçlanmanın enflasyonun sebebide bu.
Kişisel görüşlerine doğru olmasada eywallah derim. Ama sadece seni bağlar.
Eğer sen üretenlerden değilsen, ki sanırım öyle olmalı..
Durumun içler acısı.

Sende benim ürettiğime inancıma saygı duy.
Bak bunlar benim üretip yurt dışında ve yurt içinde üretime soktuğum makinalar.
Bunlar online olarak erişebildiklerimin listesi.
1765112681139.png


Online sisteme bağlı olmayan bunlardan çok daha fazlası ayrıca war.

Ben ürettiğime inanmasam ihrac edip pazarlayamam.
Sen baştan kaybedenlerdensin bana göre.
Saygı duy tabiiki ve sende birçoğu gibi üretenlere köstek olacak fikirler üretmek yerine üretime nasıl katılırım katkıda bulunurum sorusunu zihninde döndürmeye başla.
İndemak idüksiyon ergitme sistemleri.
 
Türkiye de gelişme filan yok.
Hayal dünyasında yaşamaya devam edin.
Üretici değil tüketiciyiz.
Montaj yapmak üreticilik değildir. Tüketiciliktir. Dış borçlanmanın enflasyonun sebebide bu.

Peki "bizden adam olmaz" veya "bizim genetiğimiz bozuk" diyor musun?
 
Peki "bizden adam olmaz" veya "bizim genetiğimiz bozuk" diyor musun?
Abi Türkiye'de gelişme yok demiş. Türkiye'de yaşayan Türklerin genleri bozuk bunlardan adam olmaz dememiş

Ayrıca ben şunu çok çok çok ama çok iyi biliyorumki eğer yabancı kaynaklar sizi övüyorsa hemen eminönü tahtakale arasında sobacılara hızlıca gidip, eski tip bir soba bulup, 1-2 cm kalınlığındaki demir dökümden mamul soba kapağı ile popomuza kalkan yapmaktır. Uluslararası ilişkilerde (buna her ama herşey dahil) tek bir kural vardır; "çıkar" . Eğer size sunulan haber-dizi-film veya ekranlarda yabancı kaynakları. Sizi övdüğü bir haberi görüyorsanız bilinki eşşeğin önüne koyulan havuçtur. E kimse de sırtını kaşağılamayacağı eşeğin önüne de havuç atmaz. Ya konuşmayayım istiyorum ama; Başlık baştan hatalı açılmış, biz-siz ayrımı yapılmış. Onlar ve biz denmiş, çekiştirmeler yerleştirilmiş. Üstüne sekülerliğe laf atılmış, o konuya hiç girmeyeceğim zaten baştan faul. E normal çünkü tarih bilmeyen insanların sadece popüler kaynaklara bakarak gündemi yorumlamasının sonuçlarını yaşıyoruz. Lafım kimseye değil, oradan bir düğmeye basıldı ve burada insanlar birbirlerini yedi. Youtube da sınırsız tarih kanalımda osmanlı bankerleri var şunu bi izleyiniz, savaşla yenemedikleri osmanlıyı nasıl da kısa bir süre içerisinde yolunmuş tavuğa çevirdiler, üstüne osmanlı bitti ve Türkiye cumhuriyeti kuruldu, ingiltere anadolu topraklarında bulununan dini liderleri, ağaları, din adamı adı altında anılan insanları satın alarak yine yüzünü modernleşmeye çeviren bir toplumda nifak tohumları ekti. Ardından NED (national endovment of democracy) isimli çıkar amaçlı olmayan derneğin 1948 raporunu okuyan var mı ona da emin değilim ama okumamışlar için özetleyeyim: Türkiyede faaliyete başladığımız son 8-10 yıllık dönem içinde svil toplum kuruluşları-dernekler-vakıflar ve bürokratik karar alma mekanizmalarının önemli görevlerinde ve-veya başında bizim derneğimizin yetiştirdiği en az 1 insan bulunmaktadır. Yani devam ediyor bişeyler, biraz uzuyor farkındayım ama finalde düğüm çözülecek. Ardından marshall yardımı ile ülke aptala çevrildi, Devrim otomobillerinde yapılan idari aptallıkları ve dönemin falanca medya filanca gazetesinin satılmış sahiplerinin bu projenin baltalanması için elinden gelenleri yaptıklarından bahsetmiyorum bile. Üstüne 62 darbesi oldu daha yetmedi adamlar sinopa nükleer füze koyarak dünyayı bizim üzerimizden (biz burada maşa olduk-çünkü mekanizmanın kritik noktaları muhtemelen satılmışların elindeydi) dünyayı nükleer savaşa sürüklüyorlardı (bkz: küba-domuzlar körfezi). Üstüne ülkeye dayatılan porno film kültürü daha bitmedii bulgaristandan getirilen (bu arada komünist blok üyesi yani öyle kafanıza göre ne gümürükten geçebilir ne de birşey çıkarıp sokabilirsiniz) silahlarla hem sağ hem de sol görüşlü insanlar öldürüldü. Bakınız sağ ve sol diyorum, bunlar bile bize ait kavramlar değil, avrupada bir parlementonun sağındaki ve solundaki insanları anlatan bir kavram bu. Üstüne bi 82 (amerika darbesi) daha yedik 1 mayısta taksimde cia ajanları tarafından taranan insanlardan bahsetmiyorum bile. O dönemlerde cahil insanların evlerine, çocuklarının okuduğu okullara hatta mahallelere cemaat ziyaretlerinde bulunuldu. Bizim evin yan sokağında vardı mahallenin çocuklarına ücretsiz ders verir hatta dini sohbetler yapılırdı. Orada kendi metodları ile insanları devşirip yine ingiltere-amerika kaynaklı kaynaklı işgal planları için gönüllü adam oldular. Hep 20 yıl arayla bu ülkete tokatlar çakmaya çalıştılar. Sonuç bir gecede bütün fetöcüler ertesi gün ideolojilerini değiştirip uykuya yattılar (yeniden uyandırılıncaya kadar). Şimdi toparlayalım, bizde Anadoluda bir söz vardır; "El sözüyle gözünü bağlama, el s..nce g..nü ağlama" diye.

Abi sonuç olarak bizim 1453 te aldığımız toprakları adamlar almak için her düğmeye basıyorlar, bizim genlerimiz bozuk değil. Biz aynı hataları yaptığımız için adamlar neredeyse 500 yıldır aynı yöntemlerle saldırıyorlar ve bunda da çok başarılılar.

Ezcümle bu ülkede ideoloji yok, inanç yok, kanun yok, kural yok, protokol (tutarlı veri demeti) yok, analiz yok, bu listenin çok daha uzatılabileceğini düşünüyorum.

Sağlık sistemi çökmüş, yeni doğan bebekler pkklı bir teröristin af yasasıyla dönmesi sayesinde ülkemde yöneticilik yaptığı bir hastanede 2000-8000₺ arası paralar için öldürülmekte ve bu hastanelerden bazılarının eski sağlık bakanının hastanelerinden birilerinde olmasına hepimiz 1-2 ay önce şahit olduk.

Bu başlığın açıldığı günde bir baba 5 çocuk sahibi iş bulamadığı için kendini yakarak öldürdü, buna da şahit olduk.

Üstünden 2 sene geçmiş depremzedeler hala konteynerlerde kalıyor ve 2 ay önce oradan tahliye edilmeye başlandılar.

Bugün bir tekstil firmasının bir çalışanının iki kolu birden koptu.



Daha sayayım, bu hafta içinde 14 yaşındaki bir çocuk işçi daha öldü. Milli eğitim bakanı da bununla alakalı bir açıklama yaptı orda duruyor.

Teknik insanlar olarak bu şartlar nasıl iyileştirilir, nasıl bunun önüne geçilebilir diye kendimiz ve çevremizden başlamaktansa önce sekülerlere, ardından başka gruplara ve oranın ardından da daha başkalarına ithamlarda bulunmayı tercih ediyoruz.

Benim babam işkazası geçirdi, dokumacıydı, eski makinanın demir bobini kaburgalarını dağıttı kasları yırtıldı. Çalışmaya devam etti, gececiydi; sabah han kapısı açılınca hemen eve geldi ablam ve ben hastaneye götürdük. 2 ay nefes alırken, su içerken canı yanıyordu öyle böyle değil. Sigortasızmış. Hay allah... adamlar inkar etti. 5yıl mahkeme ve babam kazandı.

O fabrikada adamın iki kolu kopmuş, kız evladına sarılamayacak bir adam varken ve bu adamın hakkı yeniyorken. Kusura bakmayın, benim sevineceğim hiç birşey olamaz. Şunu da belirteyim isterim, yapılması gereken şeyler yapıldığında sevinir hale geldik.

İstanbulda son iş yaptığım müşterilerden biriyle olan diyaloğu anlatayım, bana dediki ben yalanı hiç sevmem.

Nasıl ya, ne demek sevmem? Bu bir özellik değil olması gereken birşey. Bunun ayrımını yapamayan adam da sadece bir manipülatör ve ilüzyonisttir.


Yani ben kaan kızıl elma falan övünecek birşey bulamıyorumki abi. Yeni birşey değil zaten var olan birşey, kimse çıkıp ta 6. Nesil nası olacak daha 4-5. Nesiileri ne zaman ürettik diye sorarlar?

Bakın 1978 de uzaya gönderilen voyager 2 sondasının ölçüm aletlerininin listesini vereyim:

Voyager 2'nin Başlıca Ölçüm Aletleri (Enstrümanları):
Voyager 2 ve kardeşi Voyager 1, hem gezegenleri hem de yıldızlararası ortamı incelemek için benzer enstrümanlara sahipti. Bunlar genellikle şunları içerir:
  • Görüntüleme Sistemi (Imaging System): Gezegenlerin ve ayların yüksek çözünürlüklü fotoğraflarını çeker. (Voyager 1'de bu sistem devre dışı bırakılmış, ancak Voyager 2'de bir süre daha çalışmıştır).
  • Manyetometre (Magnetometer):Güneş ve yıldızlararası uzaydaki manyetik alanları ölçer.
  • Plazma Dalgası Aleti (Plasma Wave Instrument - PWS): Plazmadaki elektriksel dalgaları kaydeder.
  • Yüksek Enerjili Parçacık Detektörü (High-Energy Particle Detector - HEPD): Yüksek enerjili kozmik ışınları ve güneşten gelen yüklü parçacıkları tespit eder.
  • Düşük Enerjili Yüklü Parçacık Spektrometresi (Low-Energy Charged Particle Spectrometer - LECPS): Güneş ve yıldızlararası plazmadaki düşük enerjili parçacıkları analiz eder.
  • UV ve Kızılötesi Radyometreler (Ultraviolet & Infrared Radiometers): Gezegenlerin ve uyduların atmosfer ve yüzey sıcaklıklarını, kimyasal bileşimlerini ölçer.
  • Astra-sonda (Plasma Science Experiment - PRA / Plasma Spectrometer): Güneş rüzgarı ve yıldızlararası plazmanın sıcaklığını, yoğunluğunu ve yönünü ölçer.
  • Kozmik Işın Detektörü (Cosmic Ray Subsystem - CRS): Evrenin farklı bölgelerinden gelen kozmik ışınları inceler.
  • Magnezyum İyon Görüntüleme Spektrometresi (Ion & Neutral Mass Spectrometer - INMS): Atmosferik gazların kimyasal bileşimini ölçer.
Kaynak:İnternetten alıntıdır.

77de bunları yapan adamlar sana bana neler yapmaz...

Devlete ait olmayan hava araçları üreten bir şirketin ticari ürünüdür bu. Yani iphone u yaptı diye açlık sınırında gezen, gümrük vergisi 20 dolara inen, sağlık güvencesi olmayan bir amerikalı zenci değilimki ben böyle ticari ürünlere sevineyim.

Argüman nedir? Gençler için motivasyon olsun falan mı? Üniversite yönetimi öğrencilere ücretsiz kahvaltılık çorba veren kioskları kapattırıyor, bu öğrenci mi motive olacak? Gençlerin motive olmasını isteyenler en son me zaman bir gençle sonirunlarını konuşmuşlarki.

Bakın size tanıdığm 2-3 kişiyi söyleyeyim birisi Eskişehir tai uçak motor Fabrikasındaki Gürcan abi. 10 yıl müşterim-abim-ustam kendisi 2005te tanıştık hala görüşürüz (operasyon müdürü idi kendisi) Bir başkası da Selçuk bayraktar 96 da tanıştık kendisiyle, kafasına koyanı yapacak bir karakterde olduğu o zaman dahi belliydi. O kadar insanın o kadar çok anlattığı şeye şahidimki arkadaşlar, üzülerek söyleyebilirimki biz olaylara tek yönden bakıp ahlam kesmeye bayılan insanlarız. Terazinin diğer kefesine birşey koymayız, hep bize verileni doldururuz.

Neyse işin özeti: dış kaynakları referans alma, bu adamlar 1453 ten beri kaybettiklerini geri almak için her düğmeye basarlar, bir insan inançlı diye onun satılık veya ahlaksız olabileceği ihtimalini asla unutma (bakınız fetö-toplu namazlar-örgüt yapılanması içinde önemli yerlere getirilecek insanların küçük yaştan itibaren hemcinsleri ile fiili livataya sokulup kayıt altına alınmaları). Daha bu liste uzat gider.

Yani Kurtluş savaşı bitmedi ve bitmezde, hala devam ediyor. Silahlar değişti, metodlar değişti, ajanlar (aracılar) değişti ve hatta insanlar değişti. Savaş hala devam ediyor. Manipülatörün en etkili metodu: "Birçok şey kötü iken size bu ülkede güzel şeyler de oluyor" demesidir. Halbuki güzel dediği şeyler zaten olması gerekenler. Parkta oyun oynayan çocuklar elektrik çarpmasından ölüyor, hastanede yeni doğan çocuklar ölüyor, 14 yaşında günde 200-400 tl arası paraya çalıştırılan çocuklar öldürülüyor. Arada bir fark olmadığını düşünüyorum.

Yöneticiden isteğim de bana nasıl üyeliğimi sonlandırabileceğimi anlatan prosedürlerin olduğu linki göndermesidir. Eğer silebiliyorsa da direkt olarak üyeliğimi silebilir.

Çünkü ben robotik otonom kontrol sistemleri başlığında bu mesajımyazmak zorunda kalıyorsam demekki yanlış bir şeyler var bu işte demekki doğru yerde değilim ve bu benim hatam (çünkü seçimlerimin sonucu).

İnsanların olup bitenden haberi yoktur, hatta haberi olmadığından bile haberi yoktur.
(Son söz alıntıdır)

Verdiğim rahatsızlık için özür dilerim, hakkınızı helal edin ve varsa benimkiler helal olsun.
 
@Kurt_Kurt benim için tartışmanın odağı, yapılan eleştirilerin haklı olup olmadığı değil. Burada esasında tartışma bile yok, ülke oalrak sorunlarımızın dağ gibi büyük olduğu gayet aşikar. Benim asıl odak noktam, gençlerin bilim ve teknolojiye ilgilerini arttırmak için birşeyler yapmak. Bunu da ancak optimist bir bakış açısıyla yapabilirsin. Hatta bazan bu optimizm seviyesi bana Nasrettin hoca'nın göle yoğurt çalması ve "ya tutarsa" demesi gibi de geliyor. Eğer bu aşırı optimizm'den, benim bir yandaş olduğum, bir hükümet yalakası olduğum sonucunu çıkaran varsa, ne yapalım, çıkarsın. Ben bu forumu kurarken ne kimsenin takdirini bekledim, ne de maddi bir kazanç peşinde oldum. O yüzden bana yapılacak böyle bir eleştiri de beni hedefimden saptırmaz.
 
Genetik ile ilgisini bilemem.
Ama geçmiş 2000 yıl içinde bilim adamı çıkartamamışız.
Kültürel bir sorun var.
Nesilden nesile bilgi aktarımı yok.

Neyse bunu söylediğine sevindim. Çünkü "bizden adam olmaz" cılar genel olarak çok fazla. Genetiğimizin bozuk olduğunu düşünen "aydınlarımız" da var.
 
Neyse bunu söylediğine sevindim. Çünkü "bizden adam olmaz" cılar genel olarak çok fazla. Genetiğimizin bozuk olduğunu düşünen "aydınlarımız" da var.
2000 yıldır bilim ve adamının üremediği de doğru değil.
Doğudan batıya akan nehir belgeselini öneririm böyle ifadelere.
 
@Kurt_Kurt benim için tartışmanın odağı, yapılan eleştirilerin haklı olup olmadığı değil. Burada esasında tartışma bile yok, ülke oalrak sorunlarımızın dağ gibi büyük olduğu gayet aşikar. Benim asıl odak noktam, gençlerin bilim ve teknolojiye ilgilerini arttırmak için birşeyler yapmak. Bunu da ancak optimist bir bakış açısıyla yapabilirsin. Hatta bazan bu optimizm seviyesi bana Nasrettin hoca'nın göle yoğurt çalması ve "ya tutarsa" demesi gibi de geliyor. Eğer bu aşırı optimizm'den, benim bir yandaş olduğum, bir hükümet yalakası olduğum sonucunu çıkaran varsa, ne yapalım, çıkarsın. Ben bu forumu kurarken ne kimsenin takdirini bekledim, ne de maddi bir kazanç peşinde oldum. O yüzden bana yapılacak böyle bir eleştiri de beni hedefimden saptırmaz.
Yalnızca ilk paragraf sizin mesajınıza cevaben yazılmıştı:

"Abi Türkiye'de gelişme yok demiş. Türkiye'de yaşayan Türklerin genleri bozuk bunlardan adam olmaz dememiş"

Bu kısım dışında size ithafen yazılmış bir tek harf bir noktalama işareti dahi yok, mesaj içindeki akışta yanlış anlaşıldıysam çok çok özür dilerim.

Bu kısım dışında kalan paragraflar da diğer mesajlara cevaben yazılmıştır. Tek tek hangi paragrafı hangi mesaja istinaden yazdığımı zaten belirtemeyeceğim.

Kalın sağlıcakla.
 
Anladığım kadar birileri gaz veriyor. Burası da olsa nereden ne cevherler çıkar bilinemez!;)

Bir şey yapmıyorsak da, ne yapıyoruz merak ettim?
 
Selçuk Bayraktar, Galatasaray başkanı (ötekine ayıp olmasın diye) olup takımı da şampiyon yapsa, peşinden koşan güzel bir kitlesi olurdu. Taraftarı da istediği adama oy verecek şekilde yönlendirebilir ve bütün diğer kapılar da ardına kadar açtırırdı. :yerlereyat1:

O zaman kimsenin eleştireceği biri olmazdı. En fazla şampiyon yapamayınca “mır mır mır” laf edilirdi.

---

Buna rağmen boğazda yalı boş dururken dağda senelerce çadırda uyu.

Bir meseleyi dava edin.

Savaşlara yön verecek makineleri yap.

Bunu da ülkenin yerli kurumları ile iş birliği içinde yap.

Yetmesin, Teknofest’ler düzenle. Yetmesin Deneyap Atölyeleri kur. Yetmesin, okullar aç.

Yetmesin, vergi şampiyonu ol.

--

Ülkenin Mekatronik forumundaki yansıması ne?

"eleştiri" adı altında kılükal.

Damat (olmasa bir bok olmazdı), özel şirket diye diye bu adamla birlikte çalışan binlerce mühendisi yok say. Bu sektörün alt sektöründekileri, çaycısına kadar bütün emekçileri yok say.

Buna Anadolu'da bir laf yok mu bilemiyorum ama buradan bakınca büyük bir konfor görünüyor.

Hemde ne büyük bir konfor...
 

Forum istatistikleri

Konular
8,629
Mesajlar
141,093
Üyeler
3,433
Son üye
ZDx

Son kaynaklar

Son profil mesajları

Abdullah karaoglan falcon_browning Abdullah karaoglan wrote on falcon_browning's profile.
selamın aleyküm ses sistemindeki cızırtıyı hallettınızmi
"Araştırma, ne yaptığını bilmediğinde yaptığın şeydir." - Wernher von Braun
“Kendi yolunu çizen kişi, kimsenin izinden gitmez.” – Nietzsche
Kim İslâm’da güzel bir çığır açarsa (güzel bir alışkanlık başlatırsa), onun sevabı ve kendisinden sonra ona uyanların sevapları, onların sevaplarından hiçbir şey eksilmeksizin ona da yazılır.
erdemtr55 taydin erdemtr55 wrote on taydin's profile.
Merhaba Taydin bey,
Gruba spms serisi yapıcak mısınız?
ben 3 sargılı toroid ile 2 adet flyback sürücek bir devre yapmayı düşünüyorum.size soracak sorularım vardı?
Back
Top