Peki "bizden adam olmaz" veya "bizim genetiğimiz bozuk" diyor musun?
Abi Türkiye'de gelişme yok demiş. Türkiye'de yaşayan Türklerin genleri bozuk bunlardan adam olmaz dememiş
Ayrıca ben şunu çok çok çok ama çok iyi biliyorumki eğer yabancı kaynaklar sizi övüyorsa hemen eminönü tahtakale arasında sobacılara hızlıca gidip, eski tip bir soba bulup, 1-2 cm kalınlığındaki demir dökümden mamul soba kapağı ile popomuza kalkan yapmaktır. Uluslararası ilişkilerde (buna her ama herşey dahil) tek bir kural vardır; "çıkar" . Eğer size sunulan haber-dizi-film veya ekranlarda yabancı kaynakları. Sizi övdüğü bir haberi görüyorsanız bilinki eşşeğin önüne koyulan havuçtur. E kimse de sırtını kaşağılamayacağı eşeğin önüne de havuç atmaz. Ya konuşmayayım istiyorum ama; Başlık baştan hatalı açılmış, biz-siz ayrımı yapılmış. Onlar ve biz denmiş, çekiştirmeler yerleştirilmiş. Üstüne sekülerliğe laf atılmış, o konuya hiç girmeyeceğim zaten baştan faul. E normal çünkü tarih bilmeyen insanların sadece popüler kaynaklara bakarak gündemi yorumlamasının sonuçlarını yaşıyoruz. Lafım kimseye değil, oradan bir düğmeye basıldı ve burada insanlar birbirlerini yedi. Youtube da sınırsız tarih kanalımda osmanlı bankerleri var şunu bi izleyiniz, savaşla yenemedikleri osmanlıyı nasıl da kısa bir süre içerisinde yolunmuş tavuğa çevirdiler, üstüne osmanlı bitti ve Türkiye cumhuriyeti kuruldu, ingiltere anadolu topraklarında bulununan dini liderleri, ağaları, din adamı adı altında anılan insanları satın alarak yine yüzünü modernleşmeye çeviren bir toplumda nifak tohumları ekti. Ardından NED (national endovment of democracy) isimli çıkar amaçlı olmayan derneğin 1948 raporunu okuyan var mı ona da emin değilim ama okumamışlar için özetleyeyim: Türkiyede faaliyete başladığımız son 8-10 yıllık dönem içinde svil toplum kuruluşları-dernekler-vakıflar ve bürokratik karar alma mekanizmalarının önemli görevlerinde ve-veya başında bizim derneğimizin yetiştirdiği en az 1 insan bulunmaktadır. Yani devam ediyor bişeyler, biraz uzuyor farkındayım ama finalde düğüm çözülecek. Ardından marshall yardımı ile ülke aptala çevrildi, Devrim otomobillerinde yapılan idari aptallıkları ve dönemin falanca medya filanca gazetesinin satılmış sahiplerinin bu projenin baltalanması için elinden gelenleri yaptıklarından bahsetmiyorum bile. Üstüne 62 darbesi oldu daha yetmedi adamlar sinopa nükleer füze koyarak dünyayı bizim üzerimizden (biz burada maşa olduk-çünkü mekanizmanın kritik noktaları muhtemelen satılmışların elindeydi) dünyayı nükleer savaşa sürüklüyorlardı (bkz: küba-domuzlar körfezi). Üstüne ülkeye dayatılan porno film kültürü daha bitmedii bulgaristandan getirilen (bu arada komünist blok üyesi yani öyle kafanıza göre ne gümürükten geçebilir ne de birşey çıkarıp sokabilirsiniz) silahlarla hem sağ hem de sol görüşlü insanlar öldürüldü. Bakınız sağ ve sol diyorum, bunlar bile bize ait kavramlar değil, avrupada bir parlementonun sağındaki ve solundaki insanları anlatan bir kavram bu. Üstüne bi 82 (amerika darbesi) daha yedik 1 mayısta taksimde cia ajanları tarafından taranan insanlardan bahsetmiyorum bile. O dönemlerde cahil insanların evlerine, çocuklarının okuduğu okullara hatta mahallelere cemaat ziyaretlerinde bulunuldu. Bizim evin yan sokağında vardı mahallenin çocuklarına ücretsiz ders verir hatta dini sohbetler yapılırdı. Orada kendi metodları ile insanları devşirip yine ingiltere-amerika kaynaklı kaynaklı işgal planları için gönüllü adam oldular. Hep 20 yıl arayla bu ülkete tokatlar çakmaya çalıştılar. Sonuç bir gecede bütün fetöcüler ertesi gün ideolojilerini değiştirip uykuya yattılar (yeniden uyandırılıncaya kadar). Şimdi toparlayalım, bizde Anadoluda bir söz vardır; "El sözüyle gözünü bağlama, el s..nce g..nü ağlama" diye.
Abi sonuç olarak bizim 1453 te aldığımız toprakları adamlar almak için her düğmeye basıyorlar, bizim genlerimiz bozuk değil. Biz aynı hataları yaptığımız için adamlar neredeyse 500 yıldır aynı yöntemlerle saldırıyorlar ve bunda da çok başarılılar.
Ezcümle bu ülkede ideoloji yok, inanç yok, kanun yok, kural yok, protokol (tutarlı veri demeti) yok, analiz yok, bu listenin çok daha uzatılabileceğini düşünüyorum.
Sağlık sistemi çökmüş, yeni doğan bebekler pkklı bir teröristin af yasasıyla dönmesi sayesinde ülkemde yöneticilik yaptığı bir hastanede 2000-8000₺ arası paralar için öldürülmekte ve bu hastanelerden bazılarının eski sağlık bakanının hastanelerinden birilerinde olmasına hepimiz 1-2 ay önce şahit olduk.
Bu başlığın açıldığı günde bir baba 5 çocuk sahibi iş bulamadığı için kendini yakarak öldürdü, buna da şahit olduk.
Üstünden 2 sene geçmiş depremzedeler hala konteynerlerde kalıyor ve 2 ay önce oradan tahliye edilmeye başlandılar.
Bugün bir tekstil firmasının bir çalışanının iki kolu birden koptu.
Daha sayayım, bu hafta içinde 14 yaşındaki bir çocuk işçi daha öldü. Milli eğitim bakanı da bununla alakalı bir açıklama yaptı orda duruyor.
Teknik insanlar olarak bu şartlar nasıl iyileştirilir, nasıl bunun önüne geçilebilir diye kendimiz ve çevremizden başlamaktansa önce sekülerlere, ardından başka gruplara ve oranın ardından da daha başkalarına ithamlarda bulunmayı tercih ediyoruz.
Benim babam işkazası geçirdi, dokumacıydı, eski makinanın demir bobini kaburgalarını dağıttı kasları yırtıldı. Çalışmaya devam etti, gececiydi; sabah han kapısı açılınca hemen eve geldi ablam ve ben hastaneye götürdük. 2 ay nefes alırken, su içerken canı yanıyordu öyle böyle değil. Sigortasızmış. Hay allah... adamlar inkar etti. 5yıl mahkeme ve babam kazandı.
O fabrikada adamın iki kolu kopmuş, kız evladına sarılamayacak bir adam varken ve bu adamın hakkı yeniyorken. Kusura bakmayın, benim sevineceğim hiç birşey olamaz. Şunu da belirteyim isterim, yapılması gereken şeyler yapıldığında sevinir hale geldik.
İstanbulda son iş yaptığım müşterilerden biriyle olan diyaloğu anlatayım, bana dediki ben yalanı hiç sevmem.
Nasıl ya, ne demek sevmem? Bu bir özellik değil olması gereken birşey. Bunun ayrımını yapamayan adam da sadece bir manipülatör ve ilüzyonisttir.
Yani ben kaan kızıl elma falan övünecek birşey bulamıyorumki abi. Yeni birşey değil zaten var olan birşey, kimse çıkıp ta 6. Nesil nası olacak daha 4-5. Nesiileri ne zaman ürettik diye sorarlar?
Bakın 1978 de uzaya gönderilen voyager 2 sondasının ölçüm aletlerininin listesini vereyim:
Voyager 2'nin Başlıca Ölçüm Aletleri (Enstrümanları):
Voyager 2 ve kardeşi Voyager 1, hem gezegenleri hem de yıldızlararası ortamı incelemek için benzer enstrümanlara sahipti. Bunlar genellikle şunları içerir:
- Görüntüleme Sistemi (Imaging System): Gezegenlerin ve ayların yüksek çözünürlüklü fotoğraflarını çeker. (Voyager 1'de bu sistem devre dışı bırakılmış, ancak Voyager 2'de bir süre daha çalışmıştır).
- Manyetometre (Magnetometer):Güneş ve yıldızlararası uzaydaki manyetik alanları ölçer.
- Plazma Dalgası Aleti (Plasma Wave Instrument - PWS): Plazmadaki elektriksel dalgaları kaydeder.
- Yüksek Enerjili Parçacık Detektörü (High-Energy Particle Detector - HEPD): Yüksek enerjili kozmik ışınları ve güneşten gelen yüklü parçacıkları tespit eder.
- Düşük Enerjili Yüklü Parçacık Spektrometresi (Low-Energy Charged Particle Spectrometer - LECPS): Güneş ve yıldızlararası plazmadaki düşük enerjili parçacıkları analiz eder.
- UV ve Kızılötesi Radyometreler (Ultraviolet & Infrared Radiometers): Gezegenlerin ve uyduların atmosfer ve yüzey sıcaklıklarını, kimyasal bileşimlerini ölçer.
- Astra-sonda (Plasma Science Experiment - PRA / Plasma Spectrometer): Güneş rüzgarı ve yıldızlararası plazmanın sıcaklığını, yoğunluğunu ve yönünü ölçer.
- Kozmik Işın Detektörü (Cosmic Ray Subsystem - CRS): Evrenin farklı bölgelerinden gelen kozmik ışınları inceler.
- Magnezyum İyon Görüntüleme Spektrometresi (Ion & Neutral Mass Spectrometer - INMS): Atmosferik gazların kimyasal bileşimini ölçer.
Kaynak:İnternetten alıntıdır.
77de bunları yapan adamlar sana bana neler yapmaz...
Devlete ait olmayan hava araçları üreten bir şirketin ticari ürünüdür bu. Yani iphone u yaptı diye açlık sınırında gezen, gümrük vergisi 20 dolara inen, sağlık güvencesi olmayan bir amerikalı zenci değilimki ben böyle ticari ürünlere sevineyim.
Argüman nedir? Gençler için motivasyon olsun falan mı? Üniversite yönetimi öğrencilere ücretsiz kahvaltılık çorba veren kioskları kapattırıyor, bu öğrenci mi motive olacak? Gençlerin motive olmasını isteyenler en son me zaman bir gençle sonirunlarını konuşmuşlarki.
Bakın size tanıdığm 2-3 kişiyi söyleyeyim birisi Eskişehir tai uçak motor Fabrikasındaki Gürcan abi. 10 yıl müşterim-abim-ustam kendisi 2005te tanıştık hala görüşürüz (operasyon müdürü idi kendisi) Bir başkası da Selçuk bayraktar 96 da tanıştık kendisiyle, kafasına koyanı yapacak bir karakterde olduğu o zaman dahi belliydi. O kadar insanın o kadar çok anlattığı şeye şahidimki arkadaşlar, üzülerek söyleyebilirimki biz olaylara tek yönden bakıp ahlam kesmeye bayılan insanlarız. Terazinin diğer kefesine birşey koymayız, hep bize verileni doldururuz.
Neyse işin özeti: dış kaynakları referans alma, bu adamlar 1453 ten beri kaybettiklerini geri almak için her düğmeye basarlar, bir insan inançlı diye onun satılık veya ahlaksız olabileceği ihtimalini asla unutma (bakınız fetö-toplu namazlar-örgüt yapılanması içinde önemli yerlere getirilecek insanların küçük yaştan itibaren hemcinsleri ile fiili livataya sokulup kayıt altına alınmaları). Daha bu liste uzat gider.
Yani Kurtluş savaşı bitmedi ve bitmezde, hala devam ediyor. Silahlar değişti, metodlar değişti, ajanlar (aracılar) değişti ve hatta insanlar değişti. Savaş hala devam ediyor. Manipülatörün en etkili metodu: "Birçok şey kötü iken size bu ülkede güzel şeyler de oluyor" demesidir. Halbuki güzel dediği şeyler zaten olması gerekenler. Parkta oyun oynayan çocuklar elektrik çarpmasından ölüyor, hastanede yeni doğan çocuklar ölüyor, 14 yaşında günde 200-400 tl arası paraya çalıştırılan çocuklar öldürülüyor. Arada bir fark olmadığını düşünüyorum.
Yöneticiden isteğim de bana nasıl üyeliğimi sonlandırabileceğimi anlatan prosedürlerin olduğu linki göndermesidir. Eğer silebiliyorsa da direkt olarak üyeliğimi silebilir.
Çünkü ben robotik otonom kontrol sistemleri başlığında bu mesajımyazmak zorunda kalıyorsam demekki yanlış bir şeyler var bu işte demekki doğru yerde değilim ve bu benim hatam (çünkü seçimlerimin sonucu).
İnsanların olup bitenden haberi yoktur, hatta haberi olmadığından bile haberi yoktur.
(Son söz alıntıdır)
Verdiğim rahatsızlık için özür dilerim, hakkınızı helal edin ve varsa benimkiler helal olsun.