Devlet hastanesi doktorları ne kadar uzman?

mikron24

Aktif Üye
Katılım
8 Ekim 2022
Mesajlar
687
Devlet Hastanesi'nde vakayı anlamadılar. Oyaladılar. Özel hastaneye gidilecek.

Benzer durumlarla karşılaştınız mı?
 
Son düzenleme:
Benim eşim doktor. İhtisasla birlikte 8 yıl devlet, 6 yıl özel hastaneden sonra şimdi kendi muayenehanesinde çalışıyor. Devlette doktorlar için koşullar eskiye nazaran oldukça kötü. Sağlık çalışanlarının maruz kaldıkları şiddet ve kabalık da cabası. O yüzden "iyi doktor" çok uzun kalmıyor haklı olarak. O kadar ki araştırma hastanelerinde bir dönem eğitim verecek hoca bulunamıyordu. Son zamanda da değiştiğini sanmıyorum.

Maalesef sağlık sektörü ve eğitim sektöründe sadece özel kuruluşlardan verimli hizmet alabilir hale gelindi. Sektör çok büyüyünce onların da arasında bir sürü kalitesiz hastane türedi tabi. Ancak alanında ünlü doktorlara baktığınız zaman çoğu özel hastanelerde ya da kendi kliniklerindeler maalesef. Bu nedenle yeni nesiller de eksik yetişiyor.
 
"... O yüzden "iyi doktor" çok uzun kalmıyor ...".

Yanlış anlaşılma olmasın, kesinlikle iyilerin hepsi özelde demiyorum. Devlette de elbette bir çok iyi doktor var. Özeldeki iyi doktorların da bir şekilde geçmişinde nihayetinde devlet ve üniversite hastaneleri var. Ancak devlette uzun süre kalmıyorlar diyorum. Hoşumuza gitmese de maalesef şu bir gerçek; mevcutta devlete bağlı çalışanların çok büyük kısmı Uzman, Doçent, Profesör vs olmak ya da yorulmamak için orada kalıyorlar. Ünvan hedeflerine ulaşınca da özele geçiyorlar. Yüzlerce örnek gösterebilirim.

Fikrinize saygım sonsuz ancak inanın tespitlerim içeriden ve rasyonel. Eşimden dolayı çok fazla doktor arkadaşım var. Çoğunu 15-20 yıldır tanırım. Hayat hikayelerine hakimim. Özellikle büyük şehirlerde devlette kalmak maddi olarak çok anlamsız oluyor. İki, üç, beş, on katı ücretleri kazanabilecek insanları devlette çalıştırmak çok mümkün olmuyor. Ayrıca tam gün yasası, rotasyon gibi uygulamalar da önemli ölçüde doktorun kamudan ayrılmasına neden oldu. "Giderlerse gitsinler, Suriyelilerle devam ederiz..." vb. sözleri söylemiyorum bile.

Siyasete girmek istemiyorum ancak Eğitim ve Sağlık sektörlerinin bilinçli olarak özele kaydırıldığı bir dönemden geçiyoruz. Şu anda büyük tüm hastane ve okul zincirlerinin resmi ve örtülü sahiplerini incelerseniz, son 10 yıldaki sağlık bakanlarının mesleklerine bakarsanız bu durumu daha iyi görebilirsiniz.
 
40 gün sonraya göz randevusu bulabiliyorum.
gittiğimde son geldiğin gibi gözlerin niye geldin gibi tavırla karşılaşıyorum.

o günden sonra anladım millet neden gözlükçülerde numaralı gözlükleri sıra-sıra deneyip taktığıyla gazete okuyup net okuyabildiğini alıyor.
 
Sağlık çalışanına zorbalık moda olmuş, halinden memnun olmayan hain imasını ve yaftasını yiyor. Devlet devlet hastanesindeki çalışanını dışlamış, aklı başında insan daha iyi alternatifi arar.
Devlet hastanesindeki "iyi" doktor ya zorunlu hizmettedir yada daha kendine bir isim yapmamıştır.
Devlet hastanesindek doktorun bir gününü çocuklara izletsen heralde doktor olmak isteyen pek çıkmaz
 
Burada birşeyi desteklemek ya da savunmak için yazmıyorum. Sadece bir tespiti aktarmaya çalışıyorum. Eşimin doktor olması da objektif olmama engel değil. Yeri geldiğinde emin olun doktorları da en sert şekilde eleştiriyorum. O tarafı sorun orada da yazacak çok şey var :)


Her ehliyet yenilemek isteyene(Ülkenin yarısı olabilir 50milyon) "göz muayenesine gideceksin" kuralını kim koyduysa(bürokratlar, bakanlık, emniyet vs) onu bence işten kovmak lazım.
Katılmıyorum. Maalesef düzenli olarak göz/diş/kalp/prostat vb. kontrolleri yaptıran bir toplum değiliz. Göz bozukluğu da yavaş geliştiriğinden farkına varmayan çok oluyor. Göz bozukluğunu ehliyet alırken/yenilerken öğrenen bir çok insan biliyorum. Trafik güvenliği açısından önemli bir konu.


Daha bir ay önce bilerek insanları öldüren özel sağlık çalışanları ve doktorları görmesek buna inanabilirdik.

Buna cevap vermemişim. Konuyu bilmiyorum ancak burada özel sağlık çalışanlarını toplu olarak çok iyilşer vs demedim. Aksine pek çok özel hastane ciddi şekilde etik dışı hareket ediyor. Tamamen ticari kaygıyla hareket ediyor. Ve bu durum bir takım güçler ve politikacılar tarafından destekleniyor.

Eğer bir doktor bilinçli olarak hastasını öldürüyorsa bu marjinal kriminal bir harekettir. Özel ya da kamu farketmez. Bu örnek üzerinden bir grubu suçlu ilan etmek de doğru olmaz.

Yanlış anlamalara meydan vermemek için özetle benim yaptığım tespit şudur ve bu tespit daha çok büyük şehirler için geçerlidir:

  • Ülkemizde oldukça iyi tıp eğitimi veren okullar var. Bunun yanında da vasat ve öok kötü eğitim veren bir sürü özel okul açıldı.
  • Doktorlar 6 yıl tıp fakültesini bitirdikten sonra mecburi hizmete gidiyorlar (yerine göre 1.5-2 yıl) ve bu vesileyle devlette çalışmaya başlıyorlar.
  • Daha sonra uzmanlık sınavına girip kaznırlarsa ortalama 5 yıl sürecek olan uzmanlık eğitimini almaya başlıyorlar. Bu da genelde devlette oluyor.
  • Uzmanlık eğitimi bitince de tekrar 1.5-2 yıl yaşadıkları yeri bırakıp mecburi hizmet için gidiyorlar. Gitmezlerse uzmanlık diplomalarını alamıyorlar.
  • Mecburi hizmet bittikten sonra yükselmeye devam etmek isterlerse iki yol var: a) Yan Dal (üst ihtisas diyebiliriz) b) Uzman olarak doçentlik vs almaya çalışmak.
  • Yan dal isterlerse tekrar çalışıp sınava giriyorlar. Kazanırlarsa gidip yeniden ihtisas yapıyorlar o alanda. Bitince tabi yine mecburi hizmet. Sonra da devlette kalmak isterlerse atama istiyorlar. Torpilleri yoksa yaşadıkları şehirde olmama ihtimali hayli yüksek.
  • Uzman olarak devam etmek isterlerse atama istiyorlar. Devlet nereye atarsa orada çalışmaya başlıyorlar. Eş durumu vs gerekçeleri yoksa yaşadıkları şehre atanmak için biraz torpilli ya da çok şanslı olmaları lazım. Eş durumu da eşi daha yüksek dereceli bir memur değilse (vali, kaymakam, prof. vs) kullanılamıyor.
  • Eskiden doktorların devlette çalışırken ayrıca muayenehane açmaları ya da özel hastanelerde de işlem yapmaları mümkündü (bu da çok doğru birşey değil). Bu sayede gelir seviyelerini yükseltebiliyorlardı. Tam gün yasasıyla bu yasaklandı. (üniversitedeki hocalara kısmen geri verildi. O yüzden orada kalan daha çok).
  • Rotasyon diye bir uygulama çıkartıldı. Büyük şehirlerdeki Prof., Doç., Uzman vs doktorlara doğuda size ihtiyaç var, gidip bir süre orada çalışacaksınız dendi. Tesadüf mü bilmiyorum ancak biraz sesi fazla çıkan hocalar ilk gönderilmek istenenlerdi.
  • Bu arada özel hastanelere kadro kotası getirildi. Yani özel hastane sahipleri istedikleri kadar doktor çalıştıramaz hale geldiler. Bu kamudaki doktorları tutmak (zorla da olsa) açısından mantıklı. Ancak uygulamada arkası güçlü olan hastane istediği kadar kadro kotası alabildi bakanlıktan. Özele geçmek isteyen doktorları alabilmek için diğer hastanelere göre avantajlı hale geldiler. Hatta kotalarını küçük hastanelere kiraladılar. Yani aslında uygulama devletteki doktorları arkası siyaseten güçlü özel hastanelerin istediği sayıda ve düşük ücretle alabilmesine yaradı (burası çok önemli).
  • İşte bu süreçte bir de her gün sağlık çalışanları şiddete maruz kaldı, yaralandı, taciz edildi, öldürüldü. Aralarında iletişim konusunda hatalı olanlar da var bende biliyorum ancak bir doktorun yaşlı bir hastayı ameliyat ederken masada kalırsa kendisinin de öldürüleceği tehdidi ile ameliyata girmesinin günlük olay olduğu bir ülkede yaşıyoruz. 80 yaşında bir sürü kronik hastalığı olan yürüyen cenaze bir mafya babası ağır bir ameliyattan sağ çıkamadı diye bu ülkenin yetiştirdiği en kıymetli üniversite profesörlerinden birisi Çapa'da hastane otoparkında kurşunlanarak öldürüldü. İki gün bile gündem olmadı.
  • Bütün bunlar olurken personeline sahip çıkması gerekenler oy almak uğruna doktorlar da çok kazanıyor ama diye teoride maksimum alınacak brüt maaş ve pirimleri herkese verilen net maaşlarmış gibi açıkladı. Halka göz kırptı. O sırada, benim eşim ihtisası bitirmiş ve mecburi hizmet için Sivas'ta çalışmaya (2 yıllığına) gitmişti (İstanbul'da yaşıyoruz). Orada yurt gibi yapılmış bir binada tek odalı bir daire tuttuk. Kazandığı o dairenin kirasını ve temel giderlerini bile karşılamıyordu.
İşte bütün bunlar olurken doktorların daha insani şartlarda çalışmaktan ve bir kaç kat fazla kazanmaktan vazgeçip bir amaçları yokken devlette çalışmaları anlamsız oluyor. Büyük şehirlerde devlette çalışan doktorların büyük bölümü mecburi hizmet, ihtisas, akademik ünvan almak, yorulmadan kısa çalışmak, tecrübe kazanmak, yeşil pasaport almak vb sebeplerle çalışıyorlar. Bu kadar çarpık bir düzenin içerisinde ve bunun farkında olan insanlardan, bunun tersini beklemek de aşırı iyimser oluyor ki bugün ortadaki tablo bu. Hatta başka ülkelere gidiyorlar artık.

Özel hastanelerde tecrübeli doktor yok kısmına da hiç katılmıyorum. Şu anda alanında isim yapmış doktrorların neredeyse tamamı özel hastanelerde çalışıyorlar. Uluslararası üne sahip, literatürde kendi isimleriyle yöntemleri bulunan bir çok isim sayarım. Bu isimler şu anda özeldeler. Ama eskiden öyle değildi. Çoğu üniversite ya da devlet hastanesindeydi. Yeşil kartlı bir hasta da bu isimlere tedavi olabiliyordu.

Doktorlarımız açgözlü diyenler olabilir. Öyle olduğunu varsayalım. Peki pilotlarımız, mühendislerimiz, yazılımcılarımız, bilim insanlarımız, sanatçılarımız. Herkes mi açgözlü? Zira çoğu fırsat bulunca gidiyor. Bir sürü pilotumuz İngiltere, Dubai, Katar vs. gitmeye başladı. Yazılımcılar neredeyse artık Türkiye'de kalana beceriksiz gözüyle bakmaya başladılar. Daha önce de söyledim sanırım. Ben bu yaşıma kadar çok fırsatı oldu ama gitmedim. Çocuklarımın da bu ülkede yaşamasını istiyorum. Tüm derdim ve çabam bu. Ancak, ülkenin ve sistemin de buna uygun olması gerekir. Olayın zümrelerin kişiliğinden kaynaklı değil, sistematik bir problem olduğunu görmemiz lazım artık.

Ahmet randevu yok demiş. Neden randevu alınamıyor? Son 3-4 yılda talep mi patladı? Hastaneler mi yıkıldı? Dev şehir hastaneleri yapıldı, kapasite kaç kat arttı, sorun çözülemedi mi? Bakan randevu alıp gelmiyorlar demiş, sizce de doktor filan var ama o yüzden mi randevu bulamıyoruz?

Kabul edelim olmayan şey doktor.

Yok işte çoğu gitti azı kaldı. Sebepleri yukarıda anlattıklarım. Maalesef uzun kalmıyorlar, kalamıyorlar devlette. Mecbur olduklarında kalıyorlar, bir şekilde hayat zorladıkça ayrılıyorlar.

İşte söylemek istediğim sadece buydu, konu başka yerlere gitti. Açıklamak zorunda hissettim. Devlette iyi doktor pek kalmadı çoğu ayrıldı dedim, buydu meramım.
 
Son düzenleme:
Problem bir kısım insanın özele geçmesi olsa dediğiniz doğru. Ancak problemimiz çoğunluğun özele geçmiş olması. Bu arada da en büyük sağlık zincirlerin sahiplerinin de bizzat siyasiler olması. Bir çok örneğini biliyorsunuz zaten. Daha az bilinenleri de burada söylersem canım yanabilir.

Özel okullar iyi eğitim vermiyor demedim ben (büyük çoğunluğu vermiyor bu arada, ona da değineceğim). Eğitim sektörü sistematik olarak özelleşti dedim. Müthiş bir pazara dönüştü. Hiç bir bilimsel çalışma, talep, dayanak vs yokken, bir çok devlet lisesi imam hatip lisesine dönüştü mesela. Otomatik olarak yaşadığı yere en yakın okula gitme mecburiyeti geldi. Tanıdığım bir çok insan din mesleği odaklı bir lise tercih etmediği için evlerini taşıdı ya da özel okula göndermek zorunda kaldı.

Özel okulların eğitim kalitesine gelince, Bilkent, Sabancı, Koç vb okullara lafım yok. Ancak önemli kısmından mezun olanlar o kadar donanımsız geliyorlar ki çalışamıyoruz.

Ben bizzat 3 ayrı üniversitede dersler verdim/veriyorum. Bir tanesi devlet üniversitesi. Diğerleri de yeni değil uzun süredir var olan orta kalitede bilinen iki özel üniversite. Şunu net söyleyebilirim. Ders verdiklerimden özel olanlardaki eğitim ile devlet üniversitesindekini karşılaştırmak bile ayıp olur. Üniversitelerin bakış açısı öğrenciyi orada tutmak, dersleri bir şekilde geçmek, mezun etmek odaklı. İşin kötüsü öğrenciler de bunun farkında. Okulun bana önerdiği geçme notu 28'di dersem yeterince anlaşılır diye düşünüyorum. Ben kabul etmedim, 36 olarak uyguladım gaddar hoca oldum.

Ölçülmüş veri var aslında. Uluslararası bir çok üniversite eğitim seviyesi derecelendirme araştırması var. Üniversitelerin akademik araştırma seviyelerini ölçen araştırmalar var. Oradaki durumlar da ortada.
 
Devlet için özel kurum bence çok faydalı. Gider yok, gelir var. Miss gibi... Maaş ödemiyorsun, ödenek ayırmıyorsun, lojistik sağlamıyorsun üstüne hem kurum sahibinden hem çalışanlarından vergi alıyorsun ...
 
Devlet için özel kurum bence çok faydalı. Gider yok, gelir var. Miss gibi... Maaş ödemiyorsun, ödenek ayırmıyorsun, lojistik sağlamıyorsun üstüne hem kurum sahibinden hem çalışanlarından vergi alıyorsun ...
Bir de okuldan çalmak verimsiz. Çalsan da bir kısmı cahilliği azaltmaya harcanmış olur, işine gelmez. Ama bir yerde betonlu ihale olduğu zaman bir çırpıda yarı fiyatına taşerona yaptırıp cukkalarsın üstünü, miss tertemiz.
Ama bu hükümet karşıtlarını bir halledebilsek ne sağlık problemi ne eğitim problemi kalacak. Evlat ve damatlar her şeyi çözecek. Kimse zam da yapmaz o zaman enflasyon da olmaz. Çünkü zamlar da israil medyası yüzünden oluyor.
 
Hastane randevusuna ilk sefer gidildiğinde doktor iyi davrandı. İlaç yazdı saygıda kusur etmedi.

Bir kaç gün sonra film, tahlil sonuçları sormaya gittiğimizde hatırlamadı bile. Baştan savma davrandı.
Tam olarak tavır "niçin geldin, git zıbar" şeklinde

Kapıdaki ekranda 23/103 gibi bir sayı oluyordu. Sanırım ilk gidişimiz sayıyı artırdığı için doktorun işine yarıyor. Sayı tamamlanınca "dükkanı" kapatabiliyor.

Bir keresinde sonuç için uğradığımızda doktor 15.45 den sonra olmaz dediler. Ne alaka? saat 17 ye kadar çalışmıyor mu doktor?
Bu saate kadar doktorlar sayıyı tamamlayıp "tüyüyor" kanaatine vardım. Bir ihtimal, kurula? heyete gidiyor? yatan hastalara bakıyor olabilir???

MHRS üzerinden randevu almaya çalıştık. . 1-2 hafta doktor randevusu tutturmak üzere yakın ilçeleri dolaştık.

Yapılması gereken tam olarak internet üzerinden belirtilere uygun hastalığı tespit ederek bu hastalık konusunda uzman özel hastaneye/doktora gitmekti.


Sonradan hastalığı kesin budur diye tespit ettim. Doktora söyledim hiç ilgilenmedi.
Belirtilerin kesin olarak bilinen bir hastalığa uymuş olması onu hiç ilgilendirmiyor.

"Vitamini ağrı kesiciyi al, kemiğin kuvvetlensin, bir iki ay gözlemleyelim" diyor.
Öyle yapacağız. Bir iki ay sonra özel hastaneye gideriz artık. Vitamin işe yararsa belki ona da gerek kalmaz. Doktorun burada biraz faydası olmuştur. İlaçları kendimiz bilemeyiz. SGKdan indirimli olarak alamayız. Muayene parası da vermedik. Fakat ortada teşhis yok.

Hasta olan bir yakınım. Kendisi 1 sene önce de aynı rahatsızlık için doktora gitmiş (devlet hastanesi tabi) MR çekilmiş "bir şey yok" denmiş. Benim tespit ettiğim hastalık doktorların portföyünde yok sanırım. internet olmasa haberimiz olmayacak.

Tam olarak bu hastalığı bilen doktorlar video çekmiş %100 belirtiler uyuyor. Kendilerine reklam yapmış. Özel doktorların bir mahareti de bu.
Videonun sonunda uzmana görünün demeyi ihmal etmiyor.

Hasta kendi "hastalığına özel" doktoru bulabilmesi gerekiyor ancak tedavi böyle olabilir. Diğerleri vakit kaybı. Ölürsünüz.

Örneğin kanser olsanız fizik tedavi uzmanına gitseniz size tedavi yazacak. Buradan komisyon mu alıyor ne yapıyor bilemedim.
Bu branştaki doktorun başka bildiği şey yok. Sıcaklık titreşim gibi trışka tedavilerle vakit kaybedeceksiniz. Bunların asıl hastalığı iyileştirmeye etkisi olmaycak. Bilakis ilerleyecek. Bu şekilde ölenler var. Ölüm döşeğinde dava açmış
 
Son düzenleme:
Hastane randevusuna ilk sefer gidildiğinde doktor iyi davrandı. İlaç yazdı saygıda kusur etmedi.

Bir kaç gün sonra film, tahlil sonuçları sormaya gittiğimizde hatırlamadı bile. Baştan savma davrandı.
Tam olarak tavır "niçin geldin, git zıbar" şeklinde

Kapıdaki ekranda 23/103 gibi bir sayı oluyordu. Sanırım ilk gidişimiz sayıyı artırdığı için doktorun işine yarıyor. Sayı tamamlanınca "dükkanı" kapatabiliyor.

Bir keresinde sonuç için uğradığımızda doktor 15.45 den sonra olmaz dediler. Ne alaka? saat 17 ye kadar çalışmıyor mu doktor?
Bu saate kadar doktorlar sayıyı tamamlayıp "tüyüyor" kanaatine vardım. Bir ihtimal, kurula? heyete gidiyor? yatan hastalara bakıyor olabilir???

MHRS üzerinden randevu almaya çalıştık. . 1-2 hafta doktor randevusu tutturmak üzere yakın ilçeleri dolaştık.

Yapılması gereken tam olarak internet üzerinden belirtilere uygun hastalığı tespit ederek bu hastalık konusunda uzman özel hastaneye/doktora gitmekti.


Sonradan hastalığı kesin budur diye tespit ettim. Doktora söyledim hiç ilgilenmedi.
Belirtilerin kesin olarak bilinen bir hastalığa uymuş olması onu hiç ilgilendirmiyor.

"Vitamini ağrı kesiciyi al, kemiğin kuvvetlensin, bir iki ay gözlemleyelim" diyor.
Öyle yapacağız. Bir iki ay sonra özel hastaneye gideriz artık. Vitamin işe yararsa belki ona da gerek kalmaz. Doktorun burada biraz faydası olmuştur. İlaçları kendimiz bilemeyiz. SGKdan indirimli olarak alamayız. Muayene parası da vermedik. Fakat ortada teşhis yok.

Hasta olan bir yakınım. Kendisi 1 sene önce de aynı rahatsızlık için doktora gitmiş (devlet hastanesi tabi) MR çekilmiş "bir şey yok" denmiş. Benim tespit ettiğim hastalık doktorların portföyünde yok sanırım. internet olmasa haberimiz olmayacak.

Tam olarak bu hastalığı bilen doktorlar video çekmiş %100 belirtiler uyuyor. Kendilerine reklam yapmış. Özel doktorların bir mahareti de bu.
Videonun sonunda uzmana görünün demeyi ihmal etmiyor.

Hasta kendi "hastalığına özel" doktoru bulabilmesi gerekiyor ancak tedavi böyle olabilir. Diğerleri vakit kaybı. Ölürsünüz.

Örneğin kanser olsanız fizik tedavi uzmanına gitseniz size tedavi yazacak. Buradan komisyon mu alıyor ne yapıyor bilemedim.
Bu branştaki doktorun başka bildiği şey yok. Sıcaklık titreşim gibi trışka tedavilerle vakit kaybedeceksiniz. Bunların asıl hastalığı iyileştirmeye etkisi olmaycak. Bilakis ilerleyecek. Bu şekilde ölenler var. Ölüm döşeğinde dava açmış
Göz doktoruna randevu bulmak mümkün değil onü geçtim.

Aşşağı yukarı kalem tutmaya başladığım yıllardan beri el titremem var pek sorun değil ama lehim,pcb delerken vs. çok rahatsız ediyor.

Telefonla veya internetten randevu bulamayınca daha gün doğmadan yola çıkıp nöroloji kliniğine sıra beklemeye başladım nihayet içeri girdim insanın yüzüne dahi bakmayan sen anlattıkça "hııı" falan diyip en son bana git şurda milyoncudan sünger top al günde 1 saat onu sık bırak geçer dedi bu dediğinin 1e1 aynısı google araştırmalarımda da karşıma çıktı fakat hiçbir işe yaramıyor.
Özel hastahaneye bu sebeple gidersem beni soyup soğana çevirirler o yüzden bu titreme ile yaşıyorum, tekrar gider miyim aynı tavırla karşılaşacağım için gitmem.
 
Burada yazılanları hayretle okuyorum.
Doktorluk mesleğini de bize böyle bakan bir halkın içinde yaptığım için utanıyorum.Bir gün gelecek ve bu davranışlarınız yüzünden hiç doktor bulamaz hale geleceğiz.Bizim kurtardığımız hayatların yanında bizim yaptığımız hataları sürekli dile getiren bir toplumdan ben kendi adıma birşey beklemiyorum.Bizi insanlıktan çıkarıp Allah vasfında özellik bekleyen insanların inanışlarından zaten şüphe ettiğim için onlara bir yorumum da yok.
Bir hata arıyorsanız ilk önce hatayı kendinizde arayın sadece bir meslek grubunda değil.
Çünkü şu ana kadar olan hangi meslek grubu varsa hepsini biz yetiştirdik ve yetiştirmeye devam edeceğiz.
Eğer hala birşeylere itirazınız varsa gelin benimle acil serviste bir saat geçirin bakalım neler değişecek dünyanızda.
 
Diğer meslek erbabı eleştirilebilir fakat doktorlar olağanüstü iş yapmaktadır eleştirmek yakışmaz, ayıptır ?? bu meslek grubuna öğretmen de ekleyelim. Mühendis, mimar, tamirci , usta eleştirilir bunlar eleştirilemez. Bunların, insalık derecesi, ahlak seviyesi istisnasız maksimumdur? dokunulmazlık verilsin?
 
Son düzenleme:
Doktorlar değil doktor eleştirilir.
Yazılımcılar değil yazılımcı eleştirilir.
Tamirciler değil tamirci eleştirilir.
...
...



Eleştirirken de genel olarak;
- Önce iğne kendinize, çuvaldız başakasına batırılır
- Sistemik sorunlar çeşitli bahaneler ve fanatizm ile görmezden gelinip tüm suç kişiler üzerinde aranmaz. Durumlar, konjektürlerine göre eleştirilir.

Böyle yapılmazsa ne olur? Hiç bir şey çözülmez, ömür boyu eleştirip sızlanmaya devam edilir durulur...

Bu konuda benden bu kadar...
Herkese iyi yıllar...
 
Diğer meslek erbabı eleştirilebilir fakat doktorlar olağanüstü iş yapmaktadır eleştirmek yakışmaz, ayıptır ?? bu meslek grubuna öğretmen de ekleyelim. Mühendis, mimar, tamirci , usta eleştirilir bunlar eleştirilemez. Bunların, insalık derecesi, ahlak seviyesi istisnasız maksimumdur? dokunulmazlık verilsin?
Doktor ve öğretmen olunca, malzeme insan oluyor. Öğrenci velisi, okul hatta öğretmen seçiyor ama, öğretmen öğrenciyi serçemiyor.Dolayısı ile aynı sınıfta bilgiyi alma direnci, hafızası, maddi durumu sağlığı hatta aile düzeni bile farklı guruplar oluşuyor.Nihayetinde, LGS ile bir ölçüde bu farklılıklar giderilebiliyor.
Doktor da hastasını seçemez. Benim de;
Randevu sistemini, hasta nakil ambulansının gecikmesini, serviste yatak yokluğunu ve hatta tekerlekli sandalye bulunamamasını doktora kabahat bulduğum oldu.
Lakin 30 yıl kesintisiz sigara kahve içen bir hastanın şifa beklemesi de anlamsızlaşıyor.Aynı zamanda, ameliyat için yaş faktörü de var.Cerrah malpraktis davası ile karşılaşmamak adına ameliyattatn çekiniyor.Bu durumda özeller hiç çekinmeden ameliyat ediyorlar.
Sonuç olarak, malzeme insan ise hele günde 50 hasta varsa, eleştirmekte çok çok insaflı olmak gerekir.
 
Devletteki diş hastanelerinde randevu sistemi nasıl oluyor?

Şuanda özelde gitmek istediğim hekim bir süre çalışmayacakmış. Hal böyle olunca yeni bir hekim arayışına girdim. İsim yapmış kliniklere gittim, stajer hekimler denk geldi. İsim yapmış, iyi denilen hekimler çok yoğun olduğu için sizi başka hekime yönlendiriyorlarmış. Tabi bunu randevu alırken söylemiyorlar. Stajerler de neyin ne olduğunu anlamıyor. Daha önce deneyimsiz hekimlerle sorun yaşadığım için işlem yaptırmadım.

Daha önce gittiğim başka bir hekim de kendi yerini kapatıp devlete geçmişti. Ona gideyim bari dedim. Mhrs 1 hafta sonraya sıra veriyor. Daha önce devlete gidip kalabalığı görünce vazgeçmiştim. Benim işim birkaç seans sürerse hafta hafta mı gideceğim? Malzeme kalitesi vs nasıl oluyor?
 
Son düzenleme:
Bilgili becerili tecrübeli meslek erbaplarını her yerde her konumda görmek mümkündür. Ya işte ikiside uzman doktor ama o devlette işini iyi bilen birisi olsaydı özel hastanede çalışırdı yada özel muayenehane açardı üç kuruşa tenezzül etmezdi olayını birkaç istisna harici genellemek doğru değildir. Bu doktor içinde doğru değildir, mühendis için de doğru değildir, herhangi bir meslek erbabı için de doğru değildir. Kendini geliştirme ve mesleğini sevme ile alakalıdır.
Devlette çalışan doktorlar aşırı yoğun olduğu için muayene süreleri oldukça kısıtlıdır. Sıkıntının asıl sebebi bence budur. Konu ne olursa olsun genellemelere karşı biriyimdir, fenerliler şöyle cimbomlular böyle antepliler şöyle urfalılar böyle tarzı genellemeler gibi...
 
Yazmamak konusunda ısrarcı davrandım şu ana kadar ama önemli bir yanlış anlamayı düzeltmek zorunluluğu hissediyorum.

"Bu da dahil olmak üzere tüm genellemeler yanlıştır"
Friedrich Nietzsche

Çok severim bu sözü ama genelleme ile durum tespitini karıştırmamak lazım. Ben hiç bir grup ya da zümrenin karakteri, özelliği vs ile ilgili bir yakıştırma ya da genelleme yapmadım. Mevcut durumun sebepleri üzerine bir durum tespiti yaptım. Herkesi kapsar da demedim. Psikoloji ve sosyoloji bilimi bu tür "genelleme"lerle doludur. İnsanların ve toplumların hangi durumlarda nasıl davranacağını anlamaya, tespit etmeye ve yorumlamaya çalışır. Buna genelleme diyeceksek yaptığıma genelleme diyebiliriz.


Mesela şunlar da birer genelleme midir değil midir?
"Devlette diş işi geri kalmış"
"Aynı okulda okumalarına rağmen nedense devlette uygun boyutta, uyumlu diş yapabilen pek olmuyor."



Şöyle bir "genelleme" daha yapayım o zaman ve karşı çıkanlar lütfen el kaldırsın:
Büyük şehirlerde devlet hastanelerinden makul süreler içinde randevu almak imkansıza yakın hale geldi.




Sebebini de sonra konuşuruz...
 

Forum istatistikleri

Konular
5,789
Mesajlar
99,024
Üyeler
2,464
Son üye
s4met

Son kaynaklar

Son profil mesajları

cemalettin keçeci wrote on HaydarBaris's profile.
barış kardeşim bende bu sene akıllı denizaltı projesine girdim ve sensörleri arastırıyorum tam olarak hangi sensör ve markaları kullandınız yardımcı olabilir misin?
m.white wrote on Altair's profile.
İyi akşamlar.Arabanız ne marka ve sorunu nedir.Ben araba tamircisi değilim ama tamirden anlarım.
* En mühim ve feyizli vazifelerimiz millî eğitim işleridir. Millî eğitim işlerinde mutlaka muzaffer olmak lâzımdır. Bir milletin hakikî kurtuluşu ancak bu suretle olur. (1922)
Kesici/Spindle hızı hesaplamak için SpreadSheet UDF'leri kullanın, hesap makinesi çok eski kalan bir yöntem :)
Dr. Bülent Başaran,
Elektrik ve Elektronik Mühendisi
Yonga Tasarım Özdevinimcisi
Üç güzel "çocuk" babası
Ortahisar/Ürgüp/Konya/Ankara/Pittsburgh/San Francisco/Atlanta/Alaçatı/Taşucu...

Back
Top