Kaliteli Staubli banana jackler

Kirmizisi da var emme accuh paali. :D

Normal kullanım için alınacak birşey değil gerçekten. Ama test ve ölçüm cihazının kabloları için almak uygun olur, çünkü orada amacın belli bir kalite elde etmek. Buradaki kalite nedir? Jackı her sokup çıkardığında standart, deterministik bir kontakt direnci elde etmek, ve bunu uzun yıllar boyunca da elde etmeye devam etmek.
 
Yok estağfurullah, elbette kusura bakmam, her fikre de tartışmaya da açığım. Ancak cevabında neden yanıldığımı anlayamadım.

Mekanizmayı tarif ettim ve fikrimin de arkasındayım. Aşağıda da teknik olarak anlattım.



Öncelikle o grafik yanlış:
1- Grafik kiraları değil ev fiyatlarını gösteriyor.
2- Onu da nominal olarak seçmişler, komple yanlış. Doğrusu "Real House Prices" olmalıydı (enflasyondan arındırımış).

Aşağıda grafiğin doğru halini paylaşıyorum. Durum kötü ama o grafikteki değil.
28888 eklentisine bak
Kaynak: https://data.oecd.org/price/housing-prices.htm



Serbest Piyasa Ekonomisinde yapabileceğiniz en kötü şey politikalarla beceremediğiniz şeyi uygulayamayacağınız yasaklarla engellemeye çalışmaktır. Hükümetin gerçekten birşey yapmasına gerek var mıydı? Zaten bu amaçla konut kira artışlarında TÜFE limiti vardı. Kaldı ki resmi TÜFE fiili enflasyonun çok altında kalıyorken.

Kiracı değilim, kirada mülküm de yok. Ancak, yukarıda yazdığım mekanizma bire bir gözümün önünde, çevremde, tüm ülkede yaşandı. Aşağıda daha teknik ve adım adım anlatacağım.

Tek bir sorum var. %25 kira artış yasağından sonra ülkedeki kira rayiçleri ne oldu. %25-30 seviyelerinde mi artı, yoksa %100-150 mi arttı? Eğer ilki gibi olduysa hükümet (devlet terimi biraz daha farklı) doğru yapmıştır. İkincisi olduysa yanlış yapmıştır. Gerisi laf-ı güzaf.



Ama biraz laf-ı güzaf yapayım:

İrlanda örneğine bakalım. İrlanda'da da 2016 yılından beri belli bölgelerde (RPZ - Rent Pressure Zones) kira artışlarına yasal benzer bir sınır varmış. Bir de şu habere bakalım:

"İrlanda'da konut kiraları 12 yılda AB ortalamasının neredeyse 5 katı arttı."

Orada da işe yaramamış gibi görünüyor.


Hükümetin yapması gereken en başta irrasyonel (Daha önce de söylemiştim, bu tanım benim değil. Mevcut hükümetin mevcut maliye bakanının, göreve geldiğinde, mevcut hükümetin geçmiş ekonomi politikasına eleştirisi) politikalarla ekonomik düzeni bozmamak.

Hükümetin irrasyonel ekonomik politikalarını ilk defa eleştirmiyorum. Bugün dış gelir dengesi, sanayi üretim endeksi, yüklenilen kur korumalı mevduat zararı, net döviz rezervleri ve düşük (%14 lerde) tutmak uğruna bu kadar şey feda edilen politika faizinin bugünkü seviyesi (%42.5) hangisine bakarsak geçmişte boşuna uyarmadığımız anlaşılıyor.

Ama bozduktan sonra suni yasaklarla para akışını kontrol etmeye çalışıp da başarılı olan bir ekonomi politikası modeli yok. Bu bakterileri vücüda yayıp ondan sonra ataeşin 38den fazla yükselmesini yasaklıyorum demek gibi birşey.

Rasyoneli nasıl olur?

"Rasyonel" bir hedef belirlenir. Burada baz enflasyon olabilir, döviz kuru olabilir, büyüme olabilir. Tüm diğer göstergeler ve rasyolar buna göre ince bir şekilde planlanır ve tüm kamu ve finans kurumlarının liderliğinde tüm taraflarca bu göstergeler ve hedefler baz alınarak makro planlar mikro planlara yansır.

Daha da yazarım ama doğrusu nasıl olmalının bir kıymetinin olmadığı bir dönemdeyiz.

Ama şimdi siz hayal etmesi bile komik rakamları hedef diye açıklayıp ondan sonra bu rakamlara göre yasal sınırlar getirirseniz ve halkın buna uymasını beklerseniz orada yarattığınız irrasyonel durumu piyasa öyle ya da böyle bir şekilde normalize eder. Alçak piyasa deyin, hain piyasa deyin, dış güçler deyin, ne derseniz deyin. Dünyanın her yerinde piyasanın karakteri bu. Dünyada tefecilerin en çok para kazandığı yerler faizin en hor görüldüğü yerlerdir.

Önemli olan hükümetin güven verecek şekilde politika belirlemesi ve şeffaf bir şekilde uygulamasıdır.

Bakın bakalım fazla değil 1 yıl önce Merkez Bankası Başkanının 2023 enflasyonu tahmini ve 2024 enflasyon tahmini neymiş:

2023 tahmini: %22
2024 tahmini: %8


2023 %64.77 olarak gerçekleşti.
2024 için daha erken ama sadece geçen ayki yani son 1 aylık enflasyona bakalım: %2.93. :)


Dediğim gibi kiracı-evsahibi denkleminin bir yerinde değilim. Ancak, şimdi soralım:

1- Neden %25 mesela? %40 değil, %15 değil, %50 değil? Neye göre hesaplandı?

2- Neden eskiden olduğu gibi enflasyona endeksli değil ?

3- Aynı dönemde devletin cezalara, vergilere vb kalemlere yaptığı artışlar da %25 ile sınırlandı mı mesela? Örneğin 2023 yılında devletin bu tür kalemlerdeki artış oranını belirleyen "Yeniden Değerleme Oranı" kaba tabirle devletin zam oranı kaç biliyor musunuz? %122.93 :)

4- Köprü geçiş ücretleri vb kalemlerdeki artışlar %25 ile sınırlandı mı mesela?

5- Şimdi bir kişi düşünelim. Bu sarmalın yaygınlaştığı 2023 yılı başında; yeni kiraya vermek istediği bir evi olsun. Açıkladım, resmi tahminlerin bir kıymeti yok pratikte. Yüzde 22ye inanmadı tabi. Kendi öngörüsüyle enflasyonu %70 tahmin ediyor. Kaba bir hesapla evinin makul kirası kendince 10 bin TL olsun.

Evini 10 bin liradan kiraya verse, bir sonraki yıl 12500 yapacak. Ancak %70 enflasyondan dolayı o 12500 TL bugünün 7352,94 lirası değerinde olacak.

İşin kötü tarafı da ne biliyor musunuz? Adam haklı enflasyon %22 filan olmadı. TUIK: %64.77 ENAG: %127


Adamın hiç bir art niyeti olmadığını düşünelim. Şimdi basiretli tüccar diyeceğimiz bu adam evini 10 bin liradan mı kiraya verir yoksa 3-5 yıllık Net Bugünkü Değeri (bu terimi bilmeyener lütfen araştırsın. önemlidir.) 10 bin liraya gelecek şekilde başlangıç kirasını revize mi eder.




Aslında ortada basit bir finans sorusu var, ülke kural vs boşverin şöyle tarif edelim:

Evinize bir fiyat biçeceksiniz ve her yıl en fazla %25 arttırabileceksiniz. Enflasyon ise önümüzdeki 3-5 yılda %70 seviyelerinde gerçekleşecek. Evinizinden beklediğiniz kira geliri 10 bin lira. Evinizi hangi fiyattan kiraya verirseniz beklediğiniz geliri 5 yıllık dönem için kayıpsız elde edersiniz.

MBA ve Finans Doktorası yapmış birisi olarak iddia ediyorum bu soruyu aynı bu cümlelerle dünyanın neresinde bir finans öğrencisine sorun alacağınız cevan 10 bin TL'nin çok üzerinde bir rakamdır. 16.859 TL dir.


Ama önce adam evini gerçekten 10 bin liraya verirse ne olur ona bakalım:

28884 eklentisine bak

Kira geliri hızla erir, 5. yıl alacağı 24414 TL kira bugünün parasıyla 2923 TL eder. Ortalama kira geliri ise 5931.61 TL olur. (Basitleştirmek için kiranın her yılın başında yıllık peşin alınacağını kabul ediyorum. Yoksa durum daha da vahim.)



Peki kirayı 16859 olarak tespit ederse ne olur:

28885 eklentisine bak

Önümüzdeki 5 yıllık dönemin ortalama kira geliri 10 bin TL olur. Ama bu durum bile aslında arzu edilecek bir durum değil. İlk yıllardaki yüksek kira zararı telafi ediyor. Son yıllardaki kiranın bugünkü değeri yine arzu edilenin çok altında. Yani kiracı 5 yıldan sonra kalmaya devam ederse adam yine kaybetmeye başlar. Burdan sonrası risk primleri vs. ile ileri seviyehesaplamaya giriyor burada bırakıyorum.

Şimdi hiç bir art niyeti olmayan adamın senaryosunun bir finans problemi olarak bilimsel çözümünü anlattım. İnanmayan lütfen bu soruyu çevirip varsa herhangi bir ülkedeki tanıdığına yollasın. Finans eğitimi alan birisinin çözmesini istesin. Söylediğim arguman bu. Ve tamamen bilimsel.

Piyasa koşulları geçerli olsa, popülizm ve yanlış ekonomi politikalarının siyasi sonuçlarını az yaşamak uğruna böyle kararlar alınmasa piyasa bu kadar sert bir refleks göstermeyecekti.


Buradan sonra işleri kötüleştiren 2 durum daha var:
1- Piyasa sadece art niyetsiz insanlardan oluşmaz, ve siz bir irrasyonel bir düzen başlatırsanız bunu fırsata çevirmeye çalışacak bir sürü aktör ortaya çıkar. Bunu bizim insanımız ahlaksız diye değerlendirirseniz yanılırsınız. Dünyanın her yerinde (otokrasi hariç) böyle olur. Wall Street'i çok mu ahlaklı ve romantik bilirsiniz. İş piyasayı sürekli, uygulanabilir, güven veren ve şeffaf bir şekilde regüle etmektir. Ama politikalarınız inandırıcı değilse regüle filan edemezsiniz.

2- Problemin içinde bu saçma durumun (artış limiti<enflasyon) yarattığı bir döngüsel girdap var. Bir ev sahibi ev kirasını yukarıdaki gibi yeniden değerlediğinde emsal değerleri biraz yükseltmiş oluyor. Çünkü ilk yıllardaki reel getiri artıyor. Öyle olunca bir süre sonra evini kiraya verecek bir sonraki ev sahibinin baz alacağı getiri beklentisi de biraz yükseliyor. O yükselmiş getirinin üzerine bu matematiği yapmaya başlıyor. Derken bir sonraki ....


Tekrar geri dönüp soralım bu %25 limiti kiracılar için gerçekten iyi birşey mi? Yoksa iddia ettiğim gibi bir hata mı?



Peki barınma sorunu var, herkes ev de alamıyor, görmezden mi gelsin devlet ? Ne yapmak lazım? :


1- Türkiye'de emlak (inşaat) işi uyuşturucu ticaretinden karlı. Sistem ucuza imarsız ya da imarı kötü bir arazi alıp, araya birilerini sokarak imar durumunu değiştirmek ve daha arsa aşamasında %1000 kazanmak üzerine kurulu. İzahı imkansız binalara izinler veriliyor. Bakanlık bizzat binaya özel imar izni veriyor. Yerleşime açılan orman arazisi, tarla vb yerler, imar durumu değiştirien yerler gibi tüm yerlerde oluşacak değer artışı çok yüksek bir vergi oranı ile vergilendirilmeli, buradan elde edilecek gelirler ev sahibi olmayanların ev sahibi yapılmasını finanse etmek için (uygun kredi, devlet eliyle konut yapımı vb.)

2- Mülk sahibi olmayan kiracılar ödedikleri kirayı gider göstererek gelir vergisi matrahından düşebilmeli. Böylece ücretlerinden (şahıs şirketiyse kazancından) kesilen vergi azalacak. Ödedikleri kiranın bir kısmını devlet karşılamış olacak (yukarıdaki kaynakla). İşverniyle anlaşnması net ücret üzerinden olanlar için bu AGİ gibi bir geri ödeme şeklinde de olabilr.

3- Yabancılara konut satışı sınırlandırılmalı. (Konut krizi için Arjantin, Kanada, Singapur gibi ülkeler böyle yaptı)

4- İkinci, üçüncü evlerin alımında, kullanılan kredilerde vb kalemlerde ekstra vergisel maliyetler oluşturulmalı. (bu da yukarıdaki fona)

...
...

Önerecek daha çok madde var ama asıl konu bu olmadığı için devam etmiyorum.

Kusura bakmayın konu derin olunca çok uzun yazmışım.

@Sercan, görüşmeyeli bayağı zaman oldu. Bu konu burada çözülmez :)
Bence bu yakında bir kahve içip devam edelim

Seninle tartışmak ayrı bir keyif, ama lafı bu başlık altında çok uzatmak istemiyorum.

Yokmuş ama kirada evin de olabilir; nitekim benim evi kirada olan da çok dostum var. Burada konuştuğumuz şahıs özelinde bir konu değil.

Analizlerden, hatalardan vs. arındırılmış, kendimden somut bir örnek vereyim.

İstanbul Acıbadem Atıfbey Sokak'ta 5. katta, salonu tamamen koru ve kısmen deniz manzaralı bir evde 3 yıl oturduktan sonra, 2013 yılında evlilik sebebiyle taşındım. Acıbadem'de oturduğum ev eski bir binaydı; aynı kira ile Ümraniye'nin Ataşehir'e yakın bir mahallesinde sıfır bir daireye taşındım.

2013 (bütün bir yıl) için bahsettiğim kira 750 TL. Dolar kuru 1.8 TL. Net asgari ücret 770 TL civarı. Gram altın ortalama 83 TL civarı.
O dönemde bekarken ödediğim 750 TL kiranın karşılığını istersen bir asgari ücret, istersen 415 dolar, istersen de 9 gram altın diye oku.

Bugün Acıbadem'de aynı sokakta çok daha berbat halde ve daha eski bir ev için bulabildiğim en düşük fiyat 23.500 TL.
Bu fiyatı istersen 2023 (yılın sadece yarısı) için asgari ücretinin iki katı diye oku, istersen bugünün 785 doları, istersen de 12 gram altını diye oku.

Dikkatini çekerim, bu daireler aynı yaşta değil. Biri diğerinden en az 10 yıl daha eski ve farklı katlarda vs. İki dairenin karşılaştırması somut olarak daha dandik bir yapı ve katlı iki daire 415 dolardan 785 dolara yükselmiş.

Deprem riski olan bir şehirde, bir binanın hem satış hem de kira değeri eskidikçe artmaz. Şarap mı, Kars kaşarı mı bu?

Hükümetin kötü ekonomi politikaları olduğu aşikar, ama dolar, altın, enflasyon hangisine oranla arttı bu kira ya da ev fiyatları?

Bu kulaklar para gelecek ümidiyle nice tosuncuklara dünya para kaptırırken gıkı çıkamayan ekonomist kimselerin, evini kiraya vereceği zaman, o paraya kiraya vereceğime boşta dursun diyen çok kimse duydu; öyle saça böyle tarak (hükümet) derler. Gel, sen bu işi tek başına hükümete yıkma sevdasından vazgeç. :D

Etrafımız Entel Maganda kaynıyor üstat, bak bu sözlerin eskiden birkaç muhatabı vardı, şimdi etrafımızı bunlar sardı. Eskiden haydan mıdır nedir saklanma ihtyacı ile "sözde solcular" olsada, artık yalnızca "dürüst kapitalistler" var...

 
Normal kullanım için alınacak birşey değil gerçekten. Ama test ve ölçüm cihazının kabloları için almak uygun olur, çünkü orada amacın belli bir kalite elde etmek. Buradaki kalite nedir? Jackı her sokup çıkardığında standart, deterministik bir kontakt direnci elde etmek, ve bunu uzun yıllar boyunca da elde etmeye devam etmek.
Bunun test kriterleri nelerdir. Elindeki diğer banana uçlarla karşılaştırabilir misin?
 
İşin komik tarafı;

buradaki astronomik artışın en büyük sebebi kiralar çok yükselmesin diye kira artış oranını %25 ile sınırlayan dahice (!) düzenleme. Mülk sahipleri 3-5 sene enflasyonun çok altında artış yapmak zorunda kalacak olmalarından doğacak kayıplarını baştan mülkü kiraya verirken fiyatlamaya başladılar. Böyle olunca rayiçler çok yükseldi. Rayiçler yükselince mevcutta kiracısı olan ev sahipleri huzursuzlanıp arıza çıkartmaya başladılar. Zaten 3-4 yıl kadar önce konut kiracılarını 10 yıl emsal değer davasına karşı koruyan düzenleme de 5 yıla indirilmiş ve esnetilmişti. Böyle olunca mevcuttaki kiracılar da bu artıştan o ya da bu şekilde etkilenmeye başladı. %25'in üzerinde artış yapamayan mülk sahipleri emsal değer tespiti davası açmaya başladı. Böylece hep birlikte kiraları tavana çektik :)

KKM gibi saçma sapan bir çözümle kendi ayağımıza sıktık yine.

%25 kira artışının, tüm resme bakarak ekonomik analizini yapamam. Ama kendimi gariban bir vatandaşın yerine koyduğum zaman bunun bir yarar sağladığını görebiliyorum. Eğer bu gariban vatandaşın o evde kiracılığı 5 yılı doldurmadıysa, şu anda iki yıl üst üste ortalama %70 gibi bir kira zammından kurtuldu.

%25 kısıtlaması yüzünden tüccar daha fazla zam yaptığına da katılmıyorum. %25 olmasaydı da bizim açgözlü tüccarlar her zaman yapabildikleri maksimum zammı yapardı. Onları frenlemenin tek yolu yasal düzenlemedir. Şu anda market zincirleri resmen tekelleşti. Eğer araştırıp incelersek, sahiplik zincirine bakarsak hepsinin sahibinin bir veya birkaç kişi olduğu görülecektir. Durum böyle olunca da, para kazanmanın dışında belli bir politik hedef doğrultusunda da fiyat politikalarını belirler duruma geldiler. Türkiye piyasası %100 serbest olmamalı. Olduğu zaman neler olduğunu hep beraber yaşıyoruz işte.
 
Bunun test kriterleri nelerdir. Elindeki diğer banana uçlarla karşılaştırabilir misin?

Staubli için de ölçeriz. Ama daha önce ProbeMaster ile yaptığım ölçümlerde gördüklerimi göreceğimi düşünüyorum.
 
Yanlış hatırlamıyorsam aşağıdaki banana uçlardan sende de vardı. Staubli ve bu uçların hem yüksek akım hemde diğer kırıterlerinin karşılaştırmasını diyorum, ProbeMaster'ı karıştırmayalım.

 
Yanlış hatırlamıyorsam aşağıdaki banana uçlardan sende de vardı. Staubli ve bu uçların hem yüksek akım hemde diğer kırıterlerinin karşılaştırmasını diyorum, ProbeMaster'ı karıştırmayalım.


Onların aynısı yok. direnç netten aldığım jacklar var, ama onların da fişi yok. Yüksek akım testini yapmak istemiyorum, çünkü o yıkıcı bir test olacaktır. Staubli'lerimin başına birşey gelsin istemiyorum :katil2:

Benim düşündüğüm ölçüm metodu şu: Jackı fişe 10 kere tak, direnç ölçümü yap. Direnç değeri ne, ölçümler arasındaki sapma ne? Staubli için jack ve fiş var, ama diğer Çin vatandaşları için sadece jack var.
 
Staubli'lerimin başına birşey gelsin istemiyorum
Yüksek akım derken atıyorum Staubli ürünü içni 10A değer verdiyese, 10A ile ikisini de test edip karşılaştıracağız. Piyasadan aldıklarımız eriyor, Staubli kendini korumayı başarıyorsa o zaman fiyat farkına değer diyebiliriz.

Aynı şekilde iletkenlik testi için de kaç defa tak çıkart yapılıyorsa ikisine de aynı testler uygulanacak ve sonuçlar gözlemlenecek.

Ya da başka ne test varsa.

Verilen limitlerde HER TESTİ yapamazsan Saubli almanın ne anlamı var? :D
 
10 A verip ne kadar ısındığına mı bakacağız?
 
Şunu yapabiliriz: Staubli jack ve fiş 32 A. Hem Staubliye hem de Çin vatandaşlarına 32 A veririz ve halleri nice bakarız :)
 
Yanlış bakmıyorsam sendeki ürün aşağıdaki gibi 32A dayanımı olan CAT II sağlayan bir uç.

Bizim kullandığımız uçlar ise herhangi bir değer belirtilmediği için aynı akıma dayanabiliyor mu, aynı temas kalitesini koruyabiliyor mu gibi dayanıklılık ve temas kalitesi testini merak ettim.


1705048053071.png
 
%25 kira artışının, tüm resme bakarak ekonomik analizini yapamam. Ama kendimi gariban bir vatandaşın yerine koyduğum zaman bunun bir yarar sağladığını görebiliyorum. Eğer bu gariban vatandaşın o evde kiracılığı 5 yılı doldurmadıysa, şu anda iki yıl üst üste ortalama %70 gibi bir kira zammından kurtuldu.
Bu tür olaylara sistematik yaklaşmak gerekir. Belli bir senaryo üzerinden fayda analizi yapmak yanıltıcı olabilir. Madalyonun bir sürü yüzü var. O kiracı gariban olmayabilir mesela. Ya da ev sahibi kira ile geçinen gariban bir emekli olabilir. Önemli olan kimin fayda sağladığı değil, adil olanın ne olduğu. Bence adil olan kiranın enflasyona karşı korunması, iki tarafa da sebepsiz hak geçmemesi. Diğer türlü olunca sürüdülebilir bir fayda olmaktan çıkıyor zaten.


%25 kısıtlaması yüzünden tüccar daha fazla zam yaptığına da katılmıyorum. %25 olmasaydı da bizim açgözlü tüccarlar her zaman yapabildikleri maksimum zammı yapardı. Onları frenlemenin tek yolu yasal düzenlemedir. Şu anda market zincirleri resmen tekelleşti. Eğer araştırıp incelersek, sahiplik zincirine bakarsak hepsinin sahibinin bir veya birkaç kişi olduğu görülecektir. Durum böyle olunca da, para kazanmanın dışında belli bir politik hedef doğrultusunda da fiyat politikalarını belirler duruma geldiler. Türkiye piyasası %100 serbest olmamalı. Olduğu zaman neler olduğunu hep beraber yaşıyoruz işte.
Elbette herkes kar maksimizasyonu ister. Bu ekonomi 101'in temel kuralı. Ancak bunu sınırlayan piyasa diye birşey (bizde bozulalı çok oldu o ayrı) var.

Üstat, tüccar kelimesine takılmayın, "basiretli tüccar" yeterli bilgi ile rasyonel karar veren, finansal farkındalığı olan gerçek/tüzel kişi anlamında.

Soruyu şöyle sorayım:
Eviniz var, kendinizce adil bir fiyat biçtiniz ve tam kiraya verecekken sabaha karşı bir düzenleme çıktı ve sonraki yıllarda %25'ten fazla artış yapmanız yasaklandı. Normalde yasaya göre enflasyon kadar arttırabilecek ve kendinizi enflasyona karşı koruyabilecektiniz. Enflasyon da %50-70 bandında. Aynı fiyattan kiraya vermeye devam mı edersiniz yoksa fiyatı revize mi edersiniz?

Burada kişisel ya da ahlaki bir durumu konuşmuyoruz. Kitaplarda yer alabilecek bir hesaplama sorusu bu. Fiyatı aynı tutmanız finansal değerlemenin (kira bedelinizi değerliyorsunuz) en temel yöntemlerinden indirgenmiş nakit akımları yöntemine aykırı. Bilerek zarar etmek (enflasyon tahmininiz doğru ise) demek. Finans teorisi o zaman der ki, fiyatı arttırmayacaksan evini sat, başka bir yatırım aracına yatır en azından getirini koru.
 
@ozkarah Ekonomi teorisi olarak bakınca dediklerin doğrudur, konuya hakim olmadığım için bir değerlendirme de yapamam. Ama o ekonomi teorisinin gerekleri veya öngörüleri bizim ülkede nedense işlemiyor.

Mesela dolar 3 katına çıktı, Türkiye'deki HERKES satılık ev fiyatlarını 10 katına çıkardı! Veya ülke bir ekonomik badireden geçiyor, ama bunun bütün yükünü ve cezasını dar gelirli çekiyor, zenginler çekmiyor. Mesela market 10 liraya mal satıyordu, dolar 3 katına çıktı, adamlar marketteki malın fiyatını 5 katına çıkarıyor. Yani zengin eski parayı kazanmaya devam ediyor, olan fakire oluyor.

Ben de diyorum ki, durum buyusa, devlet de devletliğini yapacak, ekonomik adaleti sağlayacak. Bunu bilimsel olarak yapamıyorsa başka bir şekilde yapacak. Mesela markete diyecek ki "Ben asgari ücreti %50 arttıracağım, ama sen marketteki fiyatları arttırmayacaksın".
 
Seninle tartışmak ayrı bir keyif,
Eyvallah. Bi mukabele :)

Yokmuş ama kirada evin de olabilir; nitekim benim evi kirada olan da çok dostum var. Burada konuştuğumuz şahıs özelinde bir konu değil.

Analizlerden, hatalardan vs. arındırılmış, kendimden somut bir örnek vereyim.

İstanbul Acıbadem Atıfbey Sokak'ta 5. katta, salonu tamamen koru ve kısmen deniz manzaralı bir evde 3 yıl oturduktan sonra, 2013 yılında evlilik sebebiyle taşındım. Acıbadem'de oturduğum ev eski bir binaydı; aynı kira ile Ümraniye'nin Ataşehir'e yakın bir mahallesinde sıfır bir daireye taşındım.

2013 (bütün bir yıl) için bahsettiğim kira 750 TL. Dolar kuru 1.8 TL. Net asgari ücret 770 TL civarı. Gram altın ortalama 83 TL civarı.
O dönemde bekarken ödediğim 750 TL kiranın karşılığını istersen bir asgari ücret, istersen 415 dolar, istersen de 9 gram altın diye oku.

Bugün Acıbadem'de aynı sokakta çok daha berbat halde ve daha eski bir ev için bulabildiğim en düşük fiyat 23.500 TL.
Bu fiyatı istersen 2023 (yılın sadece yarısı) için asgari ücretinin iki katı diye oku, istersen bugünün 785 doları, istersen de 12 gram altını diye oku.

Dikkatini çekerim, bu daireler aynı yaşta değil. Biri diğerinden en az 10 yıl daha eski ve farklı katlarda vs. İki dairenin karşılaştırması somut olarak daha dandik bir yapı ve katlı iki daire 415 dolardan 785 dolara yükselmiş.

Deprem riski olan bir şehirde, bir binanın hem satış hem de kira değeri eskidikçe artmaz. Şarap mı, Kars kaşarı mı bu?

Hükümetin kötü ekonomi politikaları olduğu aşikar, ama dolar, altın, enflasyon hangisine oranla arttı bu kira ya da ev fiyatları?

Bu kulaklar para gelecek ümidiyle nice tosuncuklara dünya para kaptırırken gıkı çıkamayan ekonomist kimselerin, evini kiraya vereceği zaman, o paraya kiraya vereceğime boşta dursun diyen çok kimse duydu; öyle saça böyle tarak (hükümet) derler. Gel, sen bu işi tek başına hükümete yıkma sevdasından vazgeç. :D

Tabi ki öyle saça böyle tarak. Buna hiç lafım yok.

Ancak devletin var olma sebebi bu. Herkes dürüst, adil, iyi niyetli olsaydı zaten devlet, hükümet gibi organlara daha en başta gerek kalmazdı. Devletin temel görevi düzeni kurup kötü niyetlilere fırsat vermemek. Yanlış politika üreterek meydanı açan olursa; kötü niyetli, zaten kötü niyetliliğini yapar. İşin doğası bu.


Etrafımız Entel Maganda kaynıyor üstat, bak bu sözlerin eskiden birkaç muhatabı vardı, şimdi etrafımızı bunlar sardı. Eskiden haydan mıdır nedir saklanma ihtyacı ile "sözde solcular" olsada, artık yalnızca "dürüst kapitalistler" var...



Döviz aslında aşırı düşük (problemin bir sebebi de bu) ve acısını fena çekeceğiz. Döviz bazında zenginlerken alım gücü olarak zayıflıyoruz. Şu anda danışmanlık verdiğim büyük bir tekstil firmasındayım. Hepsi aynı dertten muzdarip. İhracatçı kur yüzünden feci zor durumda. Yurt içine satış fiyatları ihracattaki fiyatlarını geçti. Yabancı firmalarla fiyatta rekabet edemiyorlar. İthalat patladı. Dış ticaret açığı rekora koşuyor. Allah'tan EUR/USD birazcık yükseldi de bir nebze de olsa makası daralttı.

Neyse konuyu dağıttık iyice. Derdimi anlatabildim sanıyorum. Kapatayım ben de konuyu :) :)
 
@ozkarah Ekonomi teorisi olarak bakınca dediklerin doğrudur, konuya hakim olmadığım için bir değerlendirme de yapamam. Ama o ekonomi teorisinin gerekleri veya öngörüleri bizim ülkede nedense işlemiyor.

Mesela dolar 3 katına çıktı, Türkiye'deki HERKES satılık ev fiyatlarını 10 katına çıkardı! Veya ülke bir ekonomik badireden geçiyor, ama bunun bütün yükünü ve cezasını dar gelirli çekiyor, zenginler çekmiyor. Mesela market 10 liraya mal satıyordu, dolar 3 katına çıktı, adamlar marketteki malın fiyatını 5 katına çıkarıyor. Yani zengin eski parayı kazanmaya devam ediyor, olan fakire oluyor.

Evet tam da bunu söylüyorum. Zengin kesinlikle eski parayı kazanmaya devam eder. Üretimin olmadığı yerde parası çok olan çok kazanır. Olan kesinlikle fakire olur. Bunu kök nedenleri çözüp üretimi arttırmadan yasakla filan çö-ze-mez-si-niz. Çünkü o marketin yarattığı istihdama, fonksiyona, akışa, hizmete mecbursunuz ekonomik düzen içinde (tek bir market zinciri olarak düşünmeyin, tüm market sektörü olarak bakın).


Ben de diyordum ki, durum buyusa, devlet de devletliğini yapacak, ekonomik adaleti sağlayacak. Bunu bilimsel olarak yapamıyorsa başka bir şekilde yapacak. Mesela markete diyecek ki "Ben asgari ücreti %50 arttıracağım, ama sen marketteki fiyatları arttırmayacaksın".

Kulağa çok hoş geliyor ama mümkün mü. Ohm yasası ortadayken şimdi ben voltajı arttırıyorum ama akım sen sakın artma demek gibi birşey. O marketin de personel gideri var. Aldığı ürünlerin içinde asgari ücretle artacak bir sürü maliyet var. Market çok kazanıyorsa vergisini alırsınız en fazla. Rekabeti arttırırsınız, kazancı azalır. Zoraki yaparsanız o market toptancı kurar, karını ordan yapar.

Ayrıca dediğinizi bırakın marketçiyi devlet bile yapamadı. Tarım kredi kooperatif marketleri açtılar törenle. Daha ucuza neden satamıyorlar komşu marketteki ürünü. Hani o market fahiş kar ediyordu? Ne oldu o törele açılan kredi koperatif marketleri? Gidip ucuza sepeti doldurabilen var mı ?
 
Aşırı kabartılmış ev ilanları ile ilgili devlet gerçek kimlik bilgilerini sağlama zorunluluğu getirince hemen fiyatlarda ciddi düşüş oluştu. Madem fiyatlar ekonomik dengeler sonucunda oluştu, neden fiyatlar anında düştü? Bence olay ekonomik dengeler değil, toplumun her kesimindeki aç gözlülük ...
 
Hatta ben bunu ikinci el satış sitelerinde bile görüyorum. Mesela ebay'e bakıyorsun, adam yenisi 1000 dolar olan bir malı 200 dolara satabiliyor. Ama gir bakalim sahibimden.com'a. Adam neredeyse ikinci el malı yenisinden daha pahalıya satacak. 1000 tane ürün varsa, belki 10 tanesi makul fiyatlandırılmış. Diğerleri çok uçuk fiyatlı olarak orada yıllarca duruyor.
 
Aşırı kabartılmış ev ilanları ile ilgili devlet gerçek kimlik bilgilerini sağlama zorunluluğu getirince hemen fiyatlarda ciddi düşüş oluştu. Madem fiyatlar ekonomik dengeler sonucunda oluştu, neden fiyatlar anında düştü? Bence olay ekonomik dengeler değil, toplumun her kesimindeki aç gözlülük ...
Biz bunu kendimiz yapmıştık kimlik kontrolü gelmeden önce bir araba modeline sahte ilanlar koyarak gerçek satıcıların fiyatını düşürmesibi sağlamıştık.
3 tane birey bile bu etkiyi yaratıyorsak devletin gerçekten el attığı durumda fiyatlar ne hal alır siz düşünün
 
Aşırı kabartılmış ev ilanları ile ilgili devlet gerçek kimlik bilgilerini sağlama zorunluluğu getirince hemen fiyatlarda ciddi düşüş oluştu. Madem fiyatlar ekonomik dengeler sonucunda oluştu, neden fiyatlar anında düştü? Bence olay ekonomik dengeler değil, toplumun her kesimindeki aç gözlülük ...
Kimlik bilgilerinden dolayı olmadı, piyasanın kendisinde fiyatlar düştü. Sebebi de faizlerin artması ve bankaların artık kolay kolay konut kredisi vermemesi (çok düşük tutarda veriyorlar, örnek ev 10 milyon, kredi 500bin). Şu an sadece nakit parası olan alabildiğinden talep çok düştü, tabi fiyatlar da (talebin fiyat esnekliği).
 

Çevrimiçi personel

Forum istatistikleri

Konular
6,981
Mesajlar
119,265
Üyeler
2,835
Son üye
alpermete

Son kaynaklar

Son profil mesajları

hakan8470 wrote on Dede's profile.
1717172721760.png
Dedecim bu gul mu karanfil mi? Gerci ne farkeder onu da anlamam. Gerci bunun anlamini da bilmem :gulus2:
Lyewor_ wrote on hakan8470's profile.
Takip edilmeye başlanmışım :D ❤️
Merhaba elektronik tutsakları...
Lyewor_ wrote on taydin's profile.
Merhabalar. Elektrik laboratuvarınız varsa bunun hakkında bir konunuz var mı acaba? Sizin laboratuvarınızı merak ettim de :)
Lyewor_ wrote on taydin's profile.
Merhabalar forumda yeniyim! Bir sorum olacaktı lcr meterler hakkında. Hem bobini ölçen hemde bobin direnci ölçen bir lcr meter var mı acaba?
Back
Top