- Katılım
- 24 Şubat 2018
- Mesajlar
- 25,143
Desibel kavramı, iki güç değeri arasındaki ilişkiyi ifade eden logaritmik bir orandır. Peki iki gücü ifade etmek için lineer bir oran kullanmak varken neden logaritmik bir orana ihtiyaç duyuyoruz? Bunun temelde üç tane sebebi var. Bu sebepleri listeleyelim, sonra da her birisini ayrıntılı olarak inceleyelim:
1) İnsan kulağının ses algılama şekli lineer değildir. Yani bir hoparlörden iki kat güç çıkarsa iki kat daha yüksek ses algılamıyoruz. Duyma şekli, kulağın yapısı gereği logaritmiktir. O yüzden logaritmik oranlar kullanmak, insan kulağı ile daha iyi bir korelasyon elde edilmesi demektir.
2) İnsan kulağınun duyabileceği ses şiddeti aralığı son derece geniştir. Orta frekans bölgesinde insan kulağın algılayabileceği minimum basınç 0.00002 Pascal (Pa) iken, aynı frekans bölgesinde 200 Pa seviyesindeki piklere de dayanabilmektedir. Yani maksimum duyma seviyesi, minimum duyma seviyesinin 10 milyon (10,000,000) katıdır. Böyle geniş bir aralıkta değerler ve oranlar ifade ederken, her zaman bol sıfırlı ve uzun rakamlarla uğraşacağız demektir. Bunun da hem yazılması hem de anlatılması zordur. Ama aynı oranı logaritmik olarak ifade edersek:
[math]D = 20\log{\left(\frac{200}{0.00002}\right)} = 140\ dB[/math]
3) Bir sinyalin seviyesinin değiştiren devreler birbirinin ardına bağlandığı zaman, ilk devreye uygulanan sinyal ile son devreden çıkan sinyalin oranını hesaplamakta büyük kolaylık sağlar, çünkü tek yapılması gereken, her bir devrenin dB olarak kazançlarını toplamak. Örneğin iki devreden ilkinin kazancı -13 dB, ikincisinin kazancı da 7 dB ise, toplam kazanc -6 dB olacaktır. Ama her bir devrenin kazancı lineer bir katsayı olarak ifade edilmiş olsaydı, toplam kazancı bulmak için bu katsayıları birbiri ile çarpmamız gerekecekti.
1) İnsan kulağının ses algılama şekli lineer değildir. Yani bir hoparlörden iki kat güç çıkarsa iki kat daha yüksek ses algılamıyoruz. Duyma şekli, kulağın yapısı gereği logaritmiktir. O yüzden logaritmik oranlar kullanmak, insan kulağı ile daha iyi bir korelasyon elde edilmesi demektir.
2) İnsan kulağınun duyabileceği ses şiddeti aralığı son derece geniştir. Orta frekans bölgesinde insan kulağın algılayabileceği minimum basınç 0.00002 Pascal (Pa) iken, aynı frekans bölgesinde 200 Pa seviyesindeki piklere de dayanabilmektedir. Yani maksimum duyma seviyesi, minimum duyma seviyesinin 10 milyon (10,000,000) katıdır. Böyle geniş bir aralıkta değerler ve oranlar ifade ederken, her zaman bol sıfırlı ve uzun rakamlarla uğraşacağız demektir. Bunun da hem yazılması hem de anlatılması zordur. Ama aynı oranı logaritmik olarak ifade edersek:
[math]D = 20\log{\left(\frac{200}{0.00002}\right)} = 140\ dB[/math]
3) Bir sinyalin seviyesinin değiştiren devreler birbirinin ardına bağlandığı zaman, ilk devreye uygulanan sinyal ile son devreden çıkan sinyalin oranını hesaplamakta büyük kolaylık sağlar, çünkü tek yapılması gereken, her bir devrenin dB olarak kazançlarını toplamak. Örneğin iki devreden ilkinin kazancı -13 dB, ikincisinin kazancı da 7 dB ise, toplam kazanc -6 dB olacaktır. Ama her bir devrenin kazancı lineer bir katsayı olarak ifade edilmiş olsaydı, toplam kazancı bulmak için bu katsayıları birbiri ile çarpmamız gerekecekti.