CRT TV'lerin Radyasyon Etkisi

Havaalanlarinda malmulk ortadaymis.

1731743481567.png


 
@Dede beyaz led icin onunde fosfor olan UV led gerekiyor diyince merak ettim. Beyaz isigin da diger ledler gibi uretildigini saniyordum.

UV degil de mavi led kullaniliyormus. Cok ilginc. Aslinda dusununce beyaz isigin dogrudan elde edilememesi cok mantikli.
Mavi değil aslında maviye kaçan UV dir. Ben bizzat siemens renkli ekran ilk telefonların arka plan aydınlatmasından biliyorum.
İlk temasım öyle oldu onlarla.
Arka plan plastiği floresant maske ve ledler mavimsi zor görülen UV idi.
Ama her nasılsa beyaza dönüştüren film LCD nin arkasındaydı.
Modelini şimdi hatırlayamıyorum.

Beyazın sıcak soğuk ilişkisini verende aslında o maske.
Soğuk beyazdan aşırı rahatsız oluyor gözlerim. Zira göremediğim ama gözlerimi yakan bir görünmeyen ışık saçıyorlar sanki.
Floresant ampul öyle değil mesela. Ama soğuk beyaz ledler öyle. Hatta ekonomik tasarruflu floresant ampullerdede benzer sıkıntım wardı. Yeterince aydınlatmıyor ama gözümü alıyordu.
 
Mavi değil aslında maviye kaçan UV dir. Ben bizzat siemens renkli ekran ilk telefonların arka plan aydınlatmasından biliyorum.
İlk temasım öyle oldu onlarla.
Arka plan plastiği floresant maske ve ledler mavimsi zor görülen UV idi.
Ama her nasılsa beyaza dönüştüren film LCD nin arkasındaydı.
Modelini şimdi hatırlayamıyorum.

Beyazın sıcak soğuk ilişkisini verende aslında o maske.
Soğuk beyazdan aşırı rahatsız oluyor gözlerim. Zira göremediğim ama gözlerimi yakan bir görünmeyen ışık saçıyorlar sanki.
Floresant ampul öyle değil mesela. Ama soğuk beyaz ledler öyle. Hatta ekonomik tasarruflu floresant ampullerdede benzer sıkıntım wardı. Yeterince aydınlatmıyor ama gözümü alıyordu.
şimdi okuyunca fark ettim, aynı sorun bende de var. bazı tasarruflu ampullerde sanki ışık var ama aydınlatmıyor.

muhtemelen maskesi zayıf ve ışığın büyük kısmı UV olarak saçılıyor. göz konileri bu UV ışınları fark edip elektrik sinyallerine çeviremiyor olsa da demek ki bir şekilde o konilerin thresholdunu aşıyor ve sature ediyor. güneş ışınlarındaki gibi parlaklıktan dolayı diyafram da kısılmadığı için iyice etkili oluyor.
 
Lcd tvlerin panel aydınlatmaları bazen bozulmuyor ama mavi ışık yaymaya başlıyor,tv ekranı resmen mavi oluyor.Ledleri değiştirmkten başka çare kalmıyor.
 
LCD ekranlardaki mavi ışığın göz sağlığı için hiç iyi olmadığı biliniyor. Ürün reklamlarında göz sağlığı için bu zararlı tonu azaltacak filtre ya da ayarlardan bahsediyorlar. Bahsedilen mavi tabi doğrudan gördüğümüz mavi değil, panel aydınlatması için cayır cayır yanan soğuk beyaz ledlerin yaydığı mavi bileşen. Işık spektrumda UV sınırına kaydıkça dalga boyu küçülüyor ve daha küçük dalga boyu daha yüksek enerji taşıması demek oluyor. Mavi zaten hemen UV sınırında.

Aynı soğuk beyaz ledlerle yapılan ortam aydınlatmaları gözlerimize neler yapıyor kim bilir? Özellikle sokak ve parklara taktıkları led spotlar tam bir felaket. Doğrudan bakmasam bile beni çok fena rahatsız ediyor.
 
insanlara bile isteye radyasyon vermiyorlar mi, bu hakki nerden buluyorlar, surekli seyahat edenler yandi o zaman.

Birim zamandaki dozaj onemli. Yapmislardir hesabini.

Diyelimki sinir yillik 100 birim. Her havalanindan gectiginde 0.5 birim.

Dis doktorlari xray filmini disimize kendimizin bastirmasin isterdi. Sebebi bu. Her defasinda kendisi bastirsa limiti asacak.
 
insanlara bile isteye radyasyon vermiyorlar mi, bu hakki nerden buluyorlar, surekli seyahat edenler yandi o zaman.
Bu kullanılan Xray ışını deriden geçemediğine göre dalga boyu büyük morötesine yakın olmalı.
Doktorların kullandığı Xray ışınında deriler kaslar siyah sadece kemikler beyaz görünüyor.
 
Bu kullanılan Xray ışını deriden geçemediğine göre dalga boyu büyük morötesine yakın olmalı.
Doktorların kullandığı Xray ışınında deriler kaslar siyah sadece kemikler beyaz görünüyor.
diz kemikleri degilse gozuken haklisin, sanki yuzeysel fotograf cekiyor gibi.
 
Birim zamandaki dozaj onemli. Yapmislardir hesabini.

Diyelimki sinir yillik 100 birim. Her havalanindan gectiginde 0.5 birim.

Dis doktorlari xray filmini disimize kendimizin bastirmasin isterdi. Sebebi bu. Her defasinda kendisi bastirsa limiti asacak.
geçmişte sürekli kendi parmağı ile bastıran dişçilerde ilerleyen yıllarda o parmaklarda kanserler ve parmak kayıpları çok sık görülüyormuş. bu sebeple artık diş hekimliğinde filmi hastaya tutturma yaygınlaşmış. artık dijital röntgen çıktı buna gerek kalmadı tabi.
 
geçmişte sürekli kendi parmağı ile bastıran dişçilerde ilerleyen yıllarda o parmaklarda kanserler ve parmak kayıpları çok sık görülüyormuş. bu sebeple artık diş hekimliğinde filmi hastaya tutturma yaygınlaşmış. artık dijital röntgen çıktı buna gerek kalmadı tabi.
Ağız içi film değilde röntgen war artık.
270 bilmemkaç derece dömerek kafa dışındaaki sensorlara ışınlama yapıyor.
Digital ortamda da anında görüntüye dönüştürülüyor.
1731924080597.jpeg
 
Bu bir yanlış bilgi.
Elektron tabancasının atımı ile röntgen ışınının alakası yok. Şehir efsanesi.
Kaldıki ekran yüzeyi floresant levha ile kaplı öncesinde de delikli renk maskesi war.

Elektronun tabancadan çıktıktan sonra tekrar hızlandırılması lazım ki yüksek enerji kazanıp röntgen ışınına dönüşebilsin.
Senin dediğin gibi olsa tüm floresant lambalar X ışını çıkarırdı. Xışını değil UV çıkarır ancak UV maskelendiği için UV özelliği kalmaz.
Beyaz ledlerin aslı da UV ledlerdir. Ancak önüne maske konarak beyaza dönüştürülür. Maskeyi kazıyabilirsen Ağır-Mavimsi UV ışık çıkardığını görebilirsin.
Bu konu daha önce burada tartışıldı zaten.


Ben de özellikle monitör ve TVlerin özellikle arka tarafı için yoğun zararlı radyasyon emisyonu olur diye biliyordum.
Bu mesajları okuyunca araştırdım. Sehir efsanesiymiş gerçekten.

Güzel bir araştırma var şurada:



Özet kısmının çevirisini aşağıya yapıştırıyorum:

------------------------------------------------------------
VDT'lerden yayılan radyasyon ya hiç mevcut değildir ya da dünya genelindeki hiçbir standart bu tür emisyonları tehlikeli olarak sınıflandırmayacak kadar düşüktür.
Bu belgenin vurguladığı ana noktalar aşağıda özetlenmiştir:

  1. VDT'lerden yayılan radyasyon üzerine dünya genelinde birçok saygın bilimsel araştırma yapılmıştır. Bu araştırmalar, neredeyse tüm VDT marka ve modellerini kapsamış ve X-ışını, mikrodalga, radyo frekansı, son derece düşük frekans, ultraviyole, kızılötesi ve görünür ışık emisyon ölçümlerini içermiştir.
  2. VDT'lerde mikrodalga radyasyonu üretebilecek hiçbir bileşen yoktur ve şimdiye kadar mikrodalga radyasyonu tespit edilmemiştir.
  3. Bazı VDT'lerin yüzeyine çok yakın bir yerde düşük frekanslı (150 kilohertz'e kadar) radyo frekansı radyasyonu tespit edilmiştir. Ancak, bu seviyeler mesafeyle o kadar hızlı düşmektedir ki operatörün bulunduğu pozisyonda ya tespit edilemez hale gelir ya da dünya genelindeki en kısıtlayıcı standarttan bile önemli ölçüde düşüktür.
  4. İnsan vücudu, 200 kilohertz'in altındaki frekanslarda radyo frekansı radyasyonuna karşı oldukça yansıtıcıdır ve vücut tarafından emilen radyasyon miktarı minimaldir.
  5. VDT'lerdeki X-ışını emisyon ölçümleri, doğal arka plan seviyelerinin üzerinde tespit edilebilir bir emisyon olmadığını defalarca göstermiştir.
  6. Radyasyon Koruma Bürosu, 150 farklı modelden oluşan 250'den fazla VDT üzerinde X-ışını ölçümleri yapmıştır. Doğal arka plan seviyelerinin üzerinde X-ışını tespit edilmemiştir.
  7. VDT'lerin, arka plan seviyesinin altında X-ışını yaydığı iddialarının doğruluğunu değerlendirmek için 48 farklı model, Radyasyon Koruma Bürosu'nun düşük seviyeli ölçüm tesisinde incelenmiştir. Bu tesis, VDT'ler için zorunlu standardın (0,5 mR/h) 500.000 kat altında enerji seviyelerinde X-ışınlarını tespit edebilir. Hiçbir X-ışını emisyonu tespit edilmemiştir.
  8. VDT'de görünür ışık üretilir ve cihazın çalışması için gereklidir. Ancak ışık seviyesi oldukça düşüktür — bulutlu bir günde dış ortam ışık seviyesinin yaklaşık 200 katı ve mesleki maruz kalma sınırlarının yaklaşık 100 kat altındadır.
  9. Ultraviyole ve kızılötesi radyasyon ya tespit edilememiştir ya da mesleki radyasyon maruziyeti sınırlarının 10.000 kat altındadır.
  10. Son derece düşük frekanslı emisyonlar, diğer yaygın elektrikli ve elektronik cihazlardan yayılan emisyonlarla karşılaştırılabilir şekilde çok düşük yoğunluktadır.
VDT'lerin yaydığı radyasyonun sağlık üzerindeki etkileri konusunda, kadın, erkek, genç, yaşlı, hamile ya da değil, hiçbir bireyin endişelenmesi için bir neden yoktur.

------------------------------------------------------------


Arka tarafında yapılan bir ölçüm paylaşılmamış burada ama sanırım atlamazlardı. 4. madde de ilginçmiş.
 
Bugün çok alakasız bir yerde öğrendim ki CRT ekranların ön camları X ışınlarını engellemesi için stronsiyum ve baryum içeren bir camdan imal ediliyormuş. Tüpün diğer kısımlarında kurşun kullanılırken burada kullanılmıyormuş çünkü görüntü kalitesini etkiliyormuş.
 
Konuyu dağıtayım, @Dede ABS konusunda çoğu aracın fren sistemleri aynıdır. Güzel fren sistemi olayı yüksek hızlardan ani duruşlarda fark ortaya koyar. Gelelim frene sert vurunca" tatatata " pedalın vurması ve ön takımdan ses gelmesi. Evet EGEA araçlar izolasyon konusunda zayıf olduğu için ön takım sesleri içeriye gelebilir. Fakat burada en büyük etken lastiklerdir. Lastikler ne kadar iyi olursa fren zevki o kadar iyidir. Ve balatalar. Aracın sıfır olduğunu düşünüyorum 20bin bakımı felan denilmiş. Diskler oldukça iyidir. Fren balataları da oldukca yumusak seçilirse fren zevki bir hayli kaliteli olur. Ama burada dediğim gibi en büyük etken lastikdir. Kayan bir lastiği durdurması için arac ortalama dakikada 30 kere felan lastiği bırakıp sıkıyor buda ister istemez pedalda ve ön takımda "tatata" olayı oluşturuyor. Lüks model ve sUV araçlar haric D segmenti araçlara kadar geneli böyledir.
 
Konuyu dağıtayım, @Dede ABS konusunda çoğu aracın fren sistemleri aynıdır. Güzel fren sistemi olayı yüksek hızlardan ani duruşlarda fark ortaya koyar. Gelelim frene sert vurunca" tatatata " pedalın vurması ve ön takımdan ses gelmesi. Evet EGEA araçlar izolasyon konusunda zayıf olduğu için ön takım sesleri içeriye gelebilir. Fakat burada en büyük etken lastiklerdir. Lastikler ne kadar iyi olursa fren zevki o kadar iyidir. Ve balatalar. Aracın sıfır olduğunu düşünüyorum 20bin bakımı felan denilmiş. Diskler oldukça iyidir. Fren balataları da oldukca yumusak seçilirse fren zevki bir hayli kaliteli olur. Ama burada dediğim gibi en büyük etken lastikdir. Kayan bir lastiği durdurması için arac ortalama dakikada 30 kere felan lastiği bırakıp sıkıyor buda ister istemez pedalda ve ön takımda "tatata" olayı oluşturuyor. Lüks model ve sUV araçlar haric D segmenti araçlara kadar geneli böyledir.
Dakikada 30 çok düşük bir performans. Sanırım geribesleme sıkıntıları war devrenin.
Ancak kimse iyileştirmeye çalışmıyor olsa gerekki böyle devam ediliyor üretime
2 Saniyede 1 darbe komik. 0.5 Hz. Darbeli olması daha da komik.
 
Dakikada 30 çok düşük bir performans. Sanırım geribesleme sıkıntıları war devrenin.
Ancak kimse iyileştirmeye çalışmıyor olsa gerekki böyle devam ediliyor üretime
2 Saniyede 1 darbe komik. 0.5 Hz. Darbeli olması daha da komik.
bu sayıyı tam net olarak bilmiyorum. Saniye olamaz saniyede olsa zaten o kadar net hissedilmez. ama 30 değil de belki daha yüksek olabilir. Ama bir yerde 30 diye okudum diye hatırlıyorum.
 
Xray ve ABS ile nasil bulustu anlamadim. Akilli bidik ABS sisteminin frenlere saniyede 10..15 kez mudahalede bulundugunu soyluyor. Ben de aracimda frenleme yapinca bazen ta ta ta sesi ile karsilasiyorum. Bu ses o anki yolun lastik tutusu ile alakali olalarak kayma kaynakli olabilir. Lastik kayiyordur ve freni birakiyordur. Lastik kaymasa belki o ses cikmayacak.
 
Bosch'un bisikletler için geliştirdiği ABS sisteminde fren diski üzerinde optik enkoderlerdeki gibi ızgara ve sensör var. Benzer yapıyı motosiklette de gördüğümü hatırlıyorum. ABS sistemi sadece karambole saniyede bilmem kaç müdahale yerine tekerleğin kitlenebileceği noktayı tespit ederek çalışıyor olmalı.
 

Forum istatistikleri

Konular
7,115
Mesajlar
121,167
Üyeler
2,883
Son üye
alemrans

Son kaynaklar

Son profil mesajları

az bilgili çok meraklı
Prooffy wrote on semih_s's profile.
Merhaba, sizden DSO2C10 hakkında bilgi rica ettim. Yanıtlarsanız sevinirim...
Unal wrote on taydin's profile.
Timur Bey, Arduino kontrollü bir akü şarj cihazı yapmaya çalışıyorum. Aklımdaki fikri basit bir çizim olarak konu açmıştım. Özellikle sizin fikirlerinizi çok önemsiyorum.
hakan8470 wrote on Dede's profile.
1717172721760.png
Dedecim bu gul mu karanfil mi? Gerci ne farkeder onu da anlamam. Gerci bunun anlamini da bilmem :gulus2:
Lyewor_ wrote on hakan8470's profile.
Takip edilmeye başlanmışım :D ❤️
Back
Top