Simulasyon icindemiyiz?

Status
Yeni mesajlara kapalıdır.
Gerceklik simulasyonun icinde de var. Simulasyon icinde serbestsin. Suc da isleyebilirsin, ibadet de edebilirsin.

Yaraticinin ne yaptigina neden yaptigina akil ermez ki. Kuran'da da hic bir detaya yer verilmiyor.
Yaratici simulasyon yapmaktan aciz mi?

Ben sizi camurdan/toprak ve sudan yarattim demesi ile ;

Birisi comlek ustasinin yaptigi gibi camura sekil verip bir nesne/insan yapmak anlar,
Bir digeri toprak icindeki elementlerle suyla bir nesne/insan yaptigini anlar,
Bir digeri camur birikintisine ol dedim, tek hucreli oldu, o evrimlesti, evrimlesti nihayetinde insan oldu der.

Bildigimiz tek sey Adem AS'in camurdan yaratildigi.

Kuran bunlardan birisini net olarak isaret etmedigi icin biz ancak dusunur ve yorum yapariz.
Zaten aklinizi kullanin diyor.

Bakara Suresi, 164. Ayet
Ankebut Suresi, 35. Ayet
Yunus Suresi, 100. Ayet
Zümer Suresi, 9. Ayet
Bu sanal alemdeyiz meselesini Harun Yahya adıyla Adnan hoca kaleme almıştı.
Buradakilerin daha detaylısını anlatmıştı.

Pr. Dr. Ebubekir sifil buna reddiye yazmıştı.
Allah sanalı değil gerçekliği sever gibi bir başlığı vardı sanırım yanılmıyorsam.
Okumanı öneririm.
Gerçekliğin simulasyonu demek gerçek demek değildir.
Suç ve ceza kavramında sanaldaki suçlara gerçekte ceza vermek allahın adaletine ve yaratma sıfatına ters düşer.
Allah simulasyonu yapanları gerçekte yaratırki simulasyon yapıp yön bulsunlar diye.

Misal: Metaya girip katliam yapıp ortalığı dağıttınız ama sadece uyku ve uyuşukluk halinde bunu yapıyorsunuz gerçekte hiç böle birşey yok.
Yargı makamı gelip seni metadan uyandırıyor ve metada yaptıklarınızdan ötürü sizi idam ile cezalandırıyorlar.

Buyrun şimdi yorumlayın.
 
Bir başka örnek: rüyada diğer bir anlamda sanal alem, simulasyon farzedebilirsiniz.
Rüyanızda yaptığınıza uyandığınızda ceza alıyorsunuz.
Buyrun yorumlayın.
 
Yaratici ha beni gercek etten kemikten yaratmis olsun ha beni simulasyonun icine birakmis olsun.

Eger bana akil vermisse ve beni serbest birakmissa ben iyilik ve kotulugu her iki ortamda da yapabilirim. Dolayisi ile bunlarin karsiligini da gorurum.

Celisen hic bir sey yok.

Bu dunyada yaptiklarimizdan dolayi oteki dunyada uyandirilip suclarimizdan dolayi cezalandirilacagiz.

Burda seni rahatlatan etten yaratilmis olman mi? Simulasyon da oldugun halde oteki dunyada cezalandirilmak mi seni rahatsiz ediyor?

Et ve kemik yerine metal ve elektronik olsaydik ne degisecekti? Suc islediysen cezasina razi olacaksin.
 
iyi de biz simülasyonu gerçek olmayan ve elektronik ortamda yaratılan birşey olarak hayal ediyoruz hep. çünkü kendi, bilgi dağarcığımız bu kadar.

ya bizim bildiğimiz gerçeğin çok ötesi varsa ve bu simülasyon atom ve atomaltı parçacıklarla ayrıca elektriksel ve manyetik kuvvetlerle kendi kendine ilk enerjisini verdiğinde çalışan bir simülasyon ise ?

et-kemik veya elektronik aynı şey olmalı. evrenin bir yerinde karbon yerine silikondan yapılmış yaşam formları da olabilir. sonuçta tüm yaşam formları insan dahil aslında elektriksel sinyal aktarımı ve nörönlar arası sinyal iletişimi ile çalışıyor.
 
Profun söylemlerinin tamamına bir bakman lazım ilgili söylemini belki tam çevirememiş olabilirim.
Kendisi Çok ünlü beyin cerrahı ve hafıza bilinç konusunda çokça deneyimleri war ameliyat ettiği hastalarla.

Ancak bir fotoğraf düşünki özel bir projeksiyona koyuyorsun ve dehşetli bir rezulasyonla perdeye yansıyan devasa bir görüntü çıkıyor.
Fotoğrafı kırpıp 2 ye bölüyorsun rezulasyon düştüğü gibi perdedeki kapladığı alanda küçülüyor.
1 mm² boyutunda bir parçasını alıyorsun projektöre koyuyorsun ve aynı resmi görüyorsun sadece boyutları küçülmüş ve rezulasyon kabbalaşmış olarak.

Mantığına yatarmı böylesi?
Makyaj videosu izlemek daha faydalı ama adamı dinledim şimdi. Hocam bu adamın videonun 4.50'sinden sonra konuştuklarına bakarak populer terimlerden tekerlemelerle muhabbetçilik yaptığı söylenebilir.

"Fizik olarak neydik? Neyden meydana gelmiştik biz? Elektro frekanslardan meydana gelmiştik değil mi? İşte o zaman frekanslar başka bir boyuta geçiyor. Bakın kuantum yine devreye giriyor." Bu adam kendince dürüstse bile yaptığı şey inancını tasdikleyecek şeyler aramaktan ibaret. İnancını sınamaya hazır olmadıktan sonra gözlemlediğimiz ve düşündüğümüz herşeyi bir filtreden geçirmek durumunda kalıyoruz.

Fraktalların konuyla ilgisi nedir anlamadım.
 
Makyaj videosu izlemek daha faydalı ama adamı dinledim şimdi. Hocam bu adamın videonun 4.50'sinden sonra konuştuklarına bakarak populer terimlerden tekerlemelerle muhabbetçilik yaptığı söylenebilir.

"Fizik olarak neydik? Neyden meydana gelmiştik biz? Elektro frekanslardan meydana gelmiştik değil mi? İşte o zaman frekanslar başka bir boyuta geçiyor. Bakın kuantum yine devreye giriyor." Bu adam kendince dürüstse bile yaptığı şey inancını tasdikleyecek şeyler aramaktan ibaret. İnancını sınamaya hazır olmadıktan sonra gözlemlediğimiz ve düşündüğümüz herşeyi bir filtreden geçirmek durumunda kalıyoruz.

Fraktalların konuyla ilgisi nedir anlamadım.
Fraktal yerine senin bilgi dağarcığı deponu koyarsan ilgili olmuş olur.
Tek bir nöron hücresindede aynı bilgileri kayıtlı bulmuş olursun.
Ancak dışa açılan bağlarıyla ilgili problemler yüzünden bilgilerin detayları biraz daha tavsamış olur.
 
Yaratici ha beni gercek etten kemikten yaratmis olsun ha beni simulasyonun icine birakmis olsun.

Eger bana akil vermisse ve beni serbest birakmissa ben iyilik ve kotulugu her iki ortamda da yapabilirim. Dolayisi ile bunlarin karsiligini da gorurum.

Celisen hic bir sey yok.

Bu dunyada yaptiklarimizdan dolayi oteki dunyada uyandirilip suclarimizdan dolayi cezalandirilacagiz.

Burda seni rahatlatan etten yaratilmis olman mi? Simulasyon da oldugun halde oteki dunyada cezalandirilmak mi seni rahatsiz ediyor?

Et ve kemik yerine metal ve elektronik olsaydik ne degisecekti? Suc islediysen cezasina razi olacaksin.
Böylelikle yaratıcıyı da sahtecilikle itham etmiş olursun.
1. - İnsanın sanal ortam ile gerçek hayatta davranışları eşitmi sence?
Arada hiç bir fark yokmu..?
2. - Yaratıcının sanalda sınamaya neden ihtiyacı olsun. Gerçeğini yaratmanın maliyetindenmi kaçınıyor yani.
Yaratıcının sınırsız bilgi ve güç kudreti yanında sanalllık püftürük birşey. Püftürük bişeye tabi tutulmak ise yaratıcının yaratıcılığına ters.

Allah kanunlarını kendi koyar amenna. Ama kendi kanunlarını çiğneyip sözünden dönmez. Çiğnerse adil olmamış olur.
Allahın sıfatları ve anlamları üzerinde çalışılması oldukça faydalı olacaktır.

Ayrıca Aslında bu maddi dünyadaki herşey yalan dolan hayal ve gerçek dışı ise biz neden tırmalıyoruz anlamı ne.?
Neden elektroniğe zaman harcayalım bu simulasyondan çıkalım mesele kalmasın.
Nasıl olsa asıl alemde her bilgiyi zaten elde etmiş olacağız ne işe yarayacaksa orada da.
 
Yaratıcı gerçeği dururken simulasyona neden ihtiyaç duysun.

Bunu ben bilemem.

Suc, Caza ve adalet le celisen bir sey yok. Simulasyondaysan da suc islemeyecek misin. Yukarida defalarca yazdim bu durumu.
Simulasyonda yasiyorsun diye neden yargi tepetaklak olsun?

Elektronikte simulasyon var bir de emulasyon var. Simulasyonda her sey sanal.

Emulasyonda ise gerceklikle simulasyonu bir araya getiriyorsun. Mesela ARM islemciye bir kod yaziyorsun. ARM iceride PIC islemcinin simulasyonu yapiyor ve ARM islemcinin bacaklari PIC islemci gibi davraniyor.

Bu ornekte simulasyon hata yaparsa cezaya carpilir. Ceza nedir PIC MCU crash olur pinleri bir yerlere yanlis komuta yapar.

Sonuc olaraki benden oncekilerin yorumlari benim inancimi cok etkilemiyor. Kafama yatmayanlari gormezden geliyorum.
Simulasyonda da olsam gercek te olsam hata da sevap ta bana ait.
 
Ama şöyle hesap edersen biraz daha mantığı olur bu dünyadaki hayatın.
Geçici olarak bir mekana konuk edildin ve mekanın kuralları war uymak zorundasın.
Geçci mekan süresi dolduğunda gasıl mekana transfer olacaksın.
Geçici mekandaki kuralsızlıkların asıl mekanda sigaya çekilecek.

İşte bu gerçeğin ta kendisi olur.

Bir başka teoriyi de kapatmış olur.
Bir Başka teori:
Bu alem sanal ama başka bir sanal alemin altında çalışmaktadır.
Bir başka sanal alem ise bir başka sanalın altında bu silsile sonsuz bi,r sanallıkla sürüp gitmektedir ve hiç bir zaman gerçekliğe ulaşamazsın.

Buyrun teoriye. :cheeky1:
 
Fraktal yerine senin bilgi dağarcığı deponu koyarsan ilgili olmuş olur.
Tek bir nöron hücresindede aynı bilgileri kayıtlı bulmuş olursun.
Ancak dışa açılan bağlarıyla ilgili problemler yüzünden bilgilerin detayları biraz daha tavsamış olur.
Bunun doğru olabilmesi için beynimizdeki her bir bir işlem çevriminde bu çevrimle ilgili geriye dönük delil buluabiliyor olmamız gerekir. Nöronların makro olarak nasıl çalıştığını tam bilmesek de tek bir nöronun işlevini nasıl gerçekleştirdiğini büyük ölçüde biliyoruz. Bu işlevde de bir nöronun üzerinden sinyal aktarırken bu sinyalin geçmişi ile ilgili bir detay taşıyor olması pek mümkün değil. Eğer bu konu evrende bilginin asla kaybolmayacağı, evrendeki tüm bilgiye sahip olunması durumunda evrenin geçmişteki durumunun bulunabileceği ile ilgiliyse başka. Bu şekilde bir şey kastediliyorsa da bir nöronun anlık durumuyla ilgili tüm bilgiye sahip olmak, diğer nöronlar ve hatta çevresel faktörlerin bilgisi olmadığında bu işe yarayamaz gibi görünüyor.
 
@Dede Neden olmasin. Cennet ve cehennem de bir baska sanal alem olabilir.

Evren katmanlardan olusur. Der ki;

7 kat gok, 7 kat yer .

Bunlar belki de simulasyon katmanlari. Varmi bir bilgimiz? Yok.

Mülk Suresi, 3. Ayet
Nuh Suresi, 15. Ayet
Talak Suresi, 12. Ayet

Talak suresi tuyler urpertici.
 
simülasyonu, simulasyondan daha hızlı/daha yüksek kapasitede olamayacağımız için, simülasyonun içinden fark edemeyiz veya anlamlandıramayız.

mesela çift yarık deneyinde fotonun hangi yarıktan geçtiğini tespit etmeye çalıştığımızda aslında sistemi bozuyoruz, gözlemc etkisi dediğimiz şey tek fotonu yolunu bozmadan ölçemiyor olmaktan başka birşey değil.

sadece planck sabiti ve ışık hızı bile simülasyonun olduğuna işaret olabilir.
 
Tek bir tane bile atomum simulasyonu yapılabiliyor mu ? Güneşin içinde kaç tane atom var , uzayda kaç tane atom var :cheeky3:

Sadece atom değil uzay boşluğunda bile atom altı tanecikler var hatta kara madde vsvs elektronlar notrinolar ışık tanecikleri :cheeky3:

Bunu nasıl bir makina ki simule edecek bu makina evrenin kendisinden daha büyük olması gerekirdi .

Elimizde sozsuza kadar büyütebilen bir büyüteç olsun ne kadar büyütürsek evreni pixel pixel görmeye başlarız.

Yada bir cisim yer değiştidiğinde en az kaç nano metre yana kayabilir. Mesela bir cisim 10^-1000000000 metre yer değişebilir mi? yoksa pixeller izin vermez mi ? Bence sonsuzdur yoksa bi yerden fire verirdi evren , bu nedenle simulasyonu yapılamaz.
 
Tek bir tane bile atomum simulasyonu yapılabiliyor mu ? Güneşin içinde kaç tane atom var , uzayda kaç tane atom var :cheeky3:

Sadece atom değil uzay boşluğunda bile atom altı tanecikler var hatta kara madde vsvs elektronlar notrinolar ışık tanecikleri :cheeky3:

Bunu nasıl bir makina ki simule edecek bu makina evrenin kendisinden daha büyük olması gerekirdi .

Elimizde sozsuza kadar büyütebilen bir büyüteç olsun ne kadar büyütürsek evreni pixel pixel görmeye başlarız.

Yada bir cisim yer değiştidiğinde en az kaç nano metre yana kayabilir. Mesela bir cisim 10^-1000000000 metre yer değişebilir mi? yoksa pixeller izin vermez mi ? Bence sonsuzdur yoksa bi yerden fire verirdi evren , bu nedenle simulasyonu yapılamaz.
simülasyonun içindeki sınırlı kaynakla simulasyonu test etmeyi deniyorsun.

1gb ramli makina ile 32gb ramli sanal makinayı ayağa kaldırmak gibi bişey. ve gene konuyu elektronik düşünüyoruz bit-byte mantığında.
belki bunlar kuantum simulatörleri - belki hybrid bir simulasyon yarı sentetik - belki simülasyonun hızı bizim zannettiğimiz gibi değil ve duruyor hesaplıyor ve işletiyor. biz içeriden saatin durduğu anları - tüm system clock durduğu için asla anlamıyoruz.

işlemci clocku duran bir mcuda timer ile durduğu zamanı ölçebilir misin ?

en ufak zaman birimi ve enerji adımı mevcut buna planck sabiti - planck zamanı deniyor. detayını bilmiyorum ama fizikçilere göre enerji seviyeleri planck adımları ile adım adım artıyor yani tam analog değil. zaman da planck zamanı klikleri şeklinde akıyor. sonsuz homojenlikte değil.

 
Ehli hak, var olan her seyin bir hakikati oldugunu ve bu hakikatleri bilmenin dogru ve gercek oldugunu soylemislerdir. Ancak sofestaiyye denilen bir grup buna muhalefet etmislerdir.

Sofestaiyye grubu M.O.6 asirda yasayip, halkin akide (inanc) ve ahlakini bozmuslar, Sokrat ve Eflatun gibi buyuk yunan filozoflarinin yetismesine ve hala felsefi degerini kaybetmeyen ahlaki ve ictimai esaslar vucuda getirmelerine vesile olmuslardir.

Sofestaiyye esyanin hakikatini kabul etmemekte su 3 gruba ayrilmislardir.

1) Inaddiye : Esyanin hakikatlerini inkar ederek onlari bir takim vehimler ve batil hayaller zannederler. Bunlar Allahu Tealanin (c.c) varligini da inkar ederler.

2) Indiyye : Bunlar esyanin hakikatini kabul ederler fakat subutunu kabul etmezler. Mesela bir maden zatinda mevcut olmakla birlikte bir kisiye gore altin, digerine gore gumus, digerine gore bakir olabilir diyerek altinsa altin oldugunu reddetmislerdir. Yani onlara gore esyanin hakikati "indi" dir. Inanca tabi olarak kisilere gore degisebilir.

3) La Edriye: Bunlar ise esyanin hakikatlerinin varligina inanmislar fakat bu hakikatlerin sabit olup olmadigini bilmeyi inkar etmislerdir.

Gunumuzde esyanin hakikatini kabul edip subutunu kabul etmeyen 2.gorusun ve esyanin subutunu kabul edip niteliginde suphe eden 3.gorusun savunuculari bildigimiz kadariyla mevcut degildir. Ancak 1.gorus olan esyanin hakikatinin reddinin gunumuzde Musluman toplumlar icinde bile savunuculari mevcuttur.


Yukaridaki metin Omer Nesefi nin Ehl-i Sunnet Akaidi adli kitabindan, Esyanin Hakikatleri konu baslikli anlatimindan


Bu insanlar simdi yasasaydi, bu sanallastirma olayini cesitlendirebilirlerdi belki de. 3000 yil once boyle dusunen bugun nasil dusunurdu ki?


Sanalcilar : Biz sanaliz, gerisini bosver, mal yalan, mulk yalan, gel birazda sen oyalan

Ruyacilar : ruyalar bizim icimizdeki kodun yapipta bizim farkinda olmadigimiz ust sanal a ulasma bicimimiz.

Cinciler : icimizdeki ustun zekali sanallasmislarin ustun zekali sanallari,

Isikcilar : 3 isik yili uzaktaki isik yayan cisimler ust sanal alemin dalga gecme bicimleri

Iyiciler : Kotuysen kesinlikle kod un bozuktur, yok edilmelisin. Birinden tokat yersen uzulme, o tokat hic atilmadi.

Kotuculer : iyilerin kodu yazilirken yapilan hatalardan olusmussan bundan ben sorumlu degilim, kotuluge devam. Hem zarar vermiste olmuyorum.

Einstein cilar : Kod a bakis acinin degismesine gore kod calismasinin degismesi. Bakis acini degistirmeyi ogrenirsen gecmise ve gelecege gidebilrisin. Kodcular buna kizar ama, Kod kaymasi diye bir sey e inanmaz onlar.

Dinciler : ne sanal i kardesim, mal var, mulk var, obur tarafta hesap var.

Felsefeciler : Boyle kod mu yazilir kardesim. O kod bunun icin de yazilmis olamaz mi?

Kaderciler : Bir Kod un zaten ne yapacagi bellidir, kod u gorebilseydim gelecegide bilirdim.

Kodcular : Sen sadece bir kodun parcasisin , bir sey yapamazsin , bir seyi degistiremessin. Kodun okunmasi bitti mi, sende bittin.
:emindegil1:
 
Düşünüyorum o halde varım.
insan ruhu bedeninden ayrıdır. Gördüğümüzden başka bir alem daha var Ölümden sonra hayat var.
Ödün mü bitti başka bir şey yok.
Özgür irade var.
Özgür irade yok her şey deterministik.
Dünya hayatı bir sınav, dünyada yaptıklarına göre hesaba çekileceksin.

Bu düşüncelerin hiçbiri evrenin simülasyon olma ihtimali ile çelişmiyor. Simülasyonun büyüklüğü ve bütün evrenin simule edilmesinin zorluğu da mesele değil.

Sadece gariban insanın algılarının simüle edilmesi yeterli. Bu da evrenin bir yaratıcısı olduğunu kabul edersek (veya varsayarsak) bu yaratıcı için mesele değil.

Hatta dünyanın bir sınav olduğunu, insanların ölümden sonra hesaba çekileceğini, ilahi adaletin olduğunu ve kusursuz olduğunu düşünüyorsan simülasyon ve hatta insana özel simülasyon daha olası ve gerekli.

İlahi Adalet ve insanın hesaba çekilmesi inancı ikisi birlikte insanı özel bir similasyonu gerekli kılıyor. Kader inancı da öyle. Yoksa Cem garipoğlu ile Narin'in veya üzerine bomba yağan çocukların sınavlarının adil olduğunu nasıl söyleyebilirsin?

Benzer şekilde kader, ilahi Adalet ve Özgür iradenin varlığına inanırsak, bütün insanların aynı evrende sınanıp hesaba çekilemeyeceğini anlamak gerek.
 
Ehli hak, var olan her seyin bir hakikati oldugunu ve bu hakikatleri bilmenin dogru ve gercek oldugunu soylemislerdir. Ancak sofestaiyye denilen bir grup buna muhalefet etmislerdir.

Sofestaiyye grubu M.O.6 asirda yasayip, halkin akide (inanc) ve ahlakini bozmuslar, Sokrat ve Eflatun gibi buyuk yunan filozoflarinin yetismesine ve hala felsefi degerini kaybetmeyen ahlaki ve ictimai esaslar vucuda getirmelerine vesile olmuslardir.

Sofestaiyye esyanin hakikatini kabul etmemekte su 3 gruba ayrilmislardir.

1) Inaddiye : Esyanin hakikatlerini inkar ederek onlari bir takim vehimler ve batil hayaller zannederler. Bunlar Allahu Tealanin (c.c) varligini da inkar ederler.

2) Indiyye : Bunlar esyanin hakikatini kabul ederler fakat subutunu kabul etmezler. Mesela bir maden zatinda mevcut olmakla birlikte bir kisiye gore altin, digerine gore gumus, digerine gore bakir olabilir diyerek altinsa altin oldugunu reddetmislerdir. Yani onlara gore esyanin hakikati "indi" dir. Inanca tabi olarak kisilere gore degisebilir.

3) La Edriye: Bunlar ise esyanin hakikatlerinin varligina inanmislar fakat bu hakikatlerin sabit olup olmadigini bilmeyi inkar etmislerdir.

Gunumuzde esyanin hakikatini kabul edip subutunu kabul etmeyen 2.gorusun ve esyanin subutunu kabul edip niteliginde suphe eden 3.gorusun savunuculari bildigimiz kadariyla mevcut degildir. Ancak 1.gorus olan esyanin hakikatinin reddinin gunumuzde Musluman toplumlar icinde bile savunuculari mevcuttur.


Yukaridaki metin Omer Nesefi nin Ehl-i Sunnet Akaidi adli kitabindan, Esyanin Hakikatleri konu baslikli anlatimindan


Bu insanlar simdi yasasaydi, bu sanallastirma olayini cesitlendirebilirlerdi belki de. 3000 yil once boyle dusunen bugun nasil dusunurdu ki?


Sanalcilar : Biz sanaliz, gerisini bosver, mal yalan, mulk yalan, gel birazda sen oyalan

Ruyacilar : ruyalar bizim icimizdeki kodun yapipta bizim farkinda olmadigimiz ust sanal a ulasma bicimimiz.

Cinciler : icimizdeki ustun zekali sanallasmislarin ustun zekali sanallari,

Isikcilar : 3 isik yili uzaktaki isik yayan cisimler ust sanal alemin dalga gecme bicimleri

Iyiciler : Kotuysen kesinlikle kod un bozuktur, yok edilmelisin. Birinden tokat yersen uzulme, o tokat hic atilmadi.

Kotuculer : iyilerin kodu yazilirken yapilan hatalardan olusmussan bundan ben sorumlu degilim, kotuluge devam. Hem zarar vermiste olmuyorum.

Einstein cilar : Kod a bakis acinin degismesine gore kod calismasinin degismesi. Bakis acini degistirmeyi ogrenirsen gecmise ve gelecege gidebilrisin. Kodcular buna kizar ama, Kod kaymasi diye bir sey e inanmaz onlar.

Dinciler : ne sanal i kardesim, mal var, mulk var, obur tarafta hesap var.

Felsefeciler : Boyle kod mu yazilir kardesim. O kod bunun icin de yazilmis olamaz mi?

Kaderciler : Bir Kod un zaten ne yapacagi bellidir, kod u gorebilseydim gelecegide bilirdim.

Kodcular : Sen sadece bir kodun parcasisin , bir sey yapamazsin , bir seyi degistiremessin. Kodun okunmasi bitti mi, sende bittin.
:emindegil1:
Kategorileri belirlemişsin.

Peki sen hangisine giriyorsun? Neden o kategoriye giriyorsun?

Bu kategorilerden sana çok uzak olan bir tanesi vardır. Aptalca buluyorsundur, bu hangisi?

Bu sorulara vereceğin cevaplar şu an verdiklerinden farklı olabilirdi. Vereceğin cevaplar kimden ötürü şu an vereceğin gibi? Senden ötürü mü? Babaannenden ötürü mü? Zamanında attığın dayaktan ötürü mü, yoksa belki de zamanında gördüğün eziyetten ötürü mü?

:) bu mesajıma bakarak beni de bir kategoriye koyabilirsin :) . Hangisine koyacaksın darılmaca gücenmece yok.
 
@Dede Neden olmasin. Cennet ve cehennem de bir baska sanal alem olabilir.

Evren katmanlardan olusur. Der ki;

7 kat gok, 7 kat yer .

Bunlar belki de simulasyon katmanlari. Varmi bir bilgimiz? Yok.

Mülk Suresi, 3. Ayet
Nuh Suresi, 15. Ayet
Talak Suresi, 12. Ayet

Talak suresi tuyler urpertici.
Oldu olacak Yratıcıyı da Sanal yapta olsun bitsin :gulus2: :gulus2: :gulus2: :gulus2:
 
Düşünüyorum o halde varım.
insan ruhu bedeninden ayrıdır. Gördüğümüzden başka bir alem daha var Ölümden sonra hayat var.
Ödün mü bitti başka bir şey yok.
Özgür irade var.
Özgür irade yok her şey deterministik.
Dünya hayatı bir sınav, dünyada yaptıklarına göre hesaba çekileceksin.

Bu düşüncelerin hiçbiri evrenin simülasyon olma ihtimali ile çelişmiyor. Simülasyonun büyüklüğü ve bütün evrenin simule edilmesinin zorluğu da mesele değil.

Sadece gariban insanın algılarının simüle edilmesi yeterli. Bu da evrenin bir yaratıcısı olduğunu kabul edersek (veya varsayarsak) bu yaratıcı için mesele değil.

Hatta dünyanın bir sınav olduğunu, insanların ölümden sonra hesaba çekileceğini, ilahi adaletin olduğunu ve kusursuz olduğunu düşünüyorsan simülasyon ve hatta insana özel simülasyon daha olası ve gerekli.

İlahi Adalet ve insanın hesaba çekilmesi inancı ikisi birlikte insanı özel bir similasyonu gerekli kılıyor. Kader inancı da öyle. Yoksa Cem garipoğlu ile Narin'in veya üzerine bomba yağan çocukların sınavlarının adil olduğunu nasıl söyleyebilirsin?

Benzer şekilde kader, ilahi Adalet ve Özgür iradenin varlığına inanırsak, bütün insanların aynı evrende sınanıp hesaba çekilemeyeceğini anlamak gerek.
Kader diye birşey warsa o simulasyona gereksiz bakar.
Kaderi anlamak için zamanın olmadığı bir ortamda tüm zamanlara inebilinen yapıyı hayal etmek gerek öncelikle.
Bunu netleştirebilmek için bir nebze yakınlaşabilen interstellar filmini seyretmekte fayda war.
Tabiiki simulasyon olmaması gerekir kaderin gerçekliği için.
 
Kader diye birşey warsa o simulasyona gereksiz bakar.
Kaderi anlamak için zamanın olmadığı bir ortamda tüm zamanlara inebilinen yapıyı hayal etmek gerek öncelikle.
Bunu netleştirebilmek için bir nebze yakınlaşabilen interstellar filmini seyretmekte fayda war.
Tabiiki simulasyon olmaması gerekir kaderin gerçekliği için.
"Kader"in varlığının (veya yokluğunun) tek başına evrenin simulasyon olup olmaması ile ilgili çıkarım yapmak için anlamlı olduğunu düşünmüyorum.

Kader, ilahi Adalet, özgür irade ve hesaba çekilmekle birleştiği zaman problem oluyor. Sınavlar aynı değil, koşullar aynı değil, insanlar birbirlerini etkiliyor. Hatta faillerin kurbanlar üzerindeki etkileri ( bununla hem maddi hem manevi durumlarını kastediyorum) orantısız derecede fazla etkiliyor. Etkilemiyor mu? İti kopuğu, it kopuk yapan başka özgür iradeler yok mu?
 
Status
Yeni mesajlara kapalıdır.

Çevrimiçi üyeler

Forum istatistikleri

Konular
6,951
Mesajlar
118,749
Üyeler
2,824
Son üye
selocan32

Son kaynaklar

Son profil mesajları

hakan8470 wrote on Dede's profile.
1717172721760.png
Dedecim bu gul mu karanfil mi? Gerci ne farkeder onu da anlamam. Gerci bunun anlamini da bilmem :gulus2:
Lyewor_ wrote on hakan8470's profile.
Takip edilmeye başlanmışım :D ❤️
Merhaba elektronik tutsakları...
Lyewor_ wrote on taydin's profile.
Merhabalar. Elektrik laboratuvarınız varsa bunun hakkında bir konunuz var mı acaba? Sizin laboratuvarınızı merak ettim de :)
Lyewor_ wrote on taydin's profile.
Merhabalar forumda yeniyim! Bir sorum olacaktı lcr meterler hakkında. Hem bobini ölçen hemde bobin direnci ölçen bir lcr meter var mı acaba?
Back
Top