Bizim çalışan grubunda da bir memnuniyetsizlik var. Anlam veremiyorum.
Dün bize başka şubeden bir personel geldi destek için. Önce benim kendisine verdiğim işi öyle bir şekilde yaptı ki ağzım açık kaldı. Ben resmen ameleymişim dedim kendi kendime. Ben koca ürünü zarar gelmesin diye tahta palete koyup transpaletle çekerken adam yatırıp beton zeminde sürükleyerek çeke çeke getirdi.
Sonra mola verdik başladı iş yerinde yatmanın, kaytarmanın inceliklerini anlatmaya. Ben çalışmadan duramam dedim. Yoksa vakit geçmez, mesai bitmez, saate bakar dururum, kendimi strese sokar migrenimi tetiklerim dedim ve ortamı terk ettim. Kendisi gibi vizyon sahibi arkadaşlar dinlemeye devam etti.
Bunu neden anlattım?
Çünkü aynı arkadaş maaş konusuna da değindi. Akşama kadar yatıp, telefondan film izleyen, sadece mecburi işleri yapıp, "şunu da şöyle yapsam daha güzel olur" düşüncesi için bile kendini yormayan bu arkadaş asgari ücretin 2 katı maaş alıyor. Ve inanır mısınız "modern köleyiz biz" filan diyor.
Kendimden hesap yapıyorum, maaşın dörtte üçü ev giderlerine gidiyor. Kalan dörtte biri de canım ne isterse onu yapıyorum. Son zamanlarda yatırım fonlarında değerlendiriyorum. Fena da bir para biriktirmedim hani. Bir de hanımın maaşı var aynı miktarda. Onun da maaşının dörtte üçü beyaz eşya, giyim, kızın masrafları filan gibi harcanıyor. Aslında hayatımızdan gayet memnunuz. Gönül ister ki herkes isviçre şartlarında yaşasın ama ülkenin gidişatı belli. Bu tarafı fazla deşmeye gerek yok.
Ülke konusunda elinden birşey gelmiyorsa o zaman kendini geliştireceksin. Maaşını artırmanın yollarına bakacaksın. Öyle yattığın yerden asgari ücretin 3-4 katını filan bekliyorsan avucunu yalarsın. Hem ben çalışmayayım, akşama kadar gözüm saatte olsun. Saat dolunca da elimdeki işi dahil yarıda bırakıp kaçar gibi çıkayım iş yerinden. Sonra da maaş az, kahrolsun işveren, sendika uyuyor mu vs. vs.