Birlikte calismayi basarmak

bu caponlar adada kabile anlayışıyla yaşıyorlarmış.

bu yüzden de burunları :bok1:tan bi türlü kurtulmuyormuş.

bu kirliğiliği dışarı yansıtmayalım, dışarıdan da kirlilik girmesin diye uzun bi süre içe kapanmışlar.

fakat dış güçler ticaret yolları üzerindeki bu ada ülkesine demokrasi getirmek için limanlarına dayanmış. zorbalık yapıp ticari antlaşmalar imzalatmışlar. (osmanlı'da bu antlaşmalara kapitülasyon deniyormuş)

sonra adamın dibi imparator olmuş eğitimden, hukuka, ticaretten sanayiye, giyimden kuşama hayatın her alanında restorasyona gidilmiş ve köklü değişimi gerçekleştirmişler. (sanırım bizde de buna atatürk devrimleri karşılık geliyor; tabi yettiği yere kadar)

modernleşen, batılılaşan, sanayileşen ve zenginleşen caponlar bu sefer kibir hastalığına yakalanıp piçak bilemeğe başlamışlar. devamında ise birinci ve ikinci dünya savaşları...

sözün özü, bu caponlar cacık hakkında hiç bi fikri yokken dış güçlerin zoruyla cacık ihtayıcına düşmüşler. iyi bi planlamayla kararlı hareket etmişler ve başarmışlar. hangi durumda olunursa olunsun iyi bi plan ve kararlılıkla bizde tarihin akışını değiştirebiliriz vesselam.
 
Bu japon Kayserili galiba. :)
Amerikalılardan önce davranmış.
1945 yılında II. Dünya Savaşı'ndan sonra Masaru Ibuka, bombardıman sonrasında harabeye dönüşen Tokyo'da tamir dükkânı açmıştı. Ertesi yıl iş ortağı Akio Morita ile birlikte Tokyo Tsushin Kogyo Kabushiki Gaisya (東京通信工業株式会社; kısaca: Tōtsūkō 東通工),[7] adlı şirketi kurdular. Bu şirket Type-G adlı Japonya'nın ilk kaset çalarını yaptı.

1950'li yılların başında Ibuka Amerika'ya gitti ve orada Bell Labs'in icadı olan transistörü duydu.[7] Bell Labs'i transistörün lisansını alıp kendi şirketinde kullanma konusunda ikna etti. Birçok Amerikan şirketi transistörü askeri amaçlı kullanmayı düşünürken Ibuka bu icadı iletişim için kullanmayı düşündü. Transistörü ilk defa Texas Instruments adlı şirket kullansa da Ibuka bu icadı ilk defa ticari açıdan başarılı kıldı.

1955 yılı Ağustos ayında Tokyo Tsushin Kogyo, Sony TR-55'i piyasaya sürdü.Bu ürün Japonya'nın ilk transistörlü radyosuydu.[8] Aynı yılın Aralık ayında ise Sony TR-72 piyasaya sürüldü ve bu ürün hem yurt içinde hem de yurt dışında büyük ilgi gördü. Bu ürün birçok özelliği sayesinde 60'lı yılların en popüler radyosu oldu.

 
Konu hep teknoloji üretimine geliyor da, şunu da sormak lazım: teknoloji üretip ne yapacağız? Sırf teknoloji üretmiş olmak için mi üreteceğiz, yoksa bir amaca mı hizmet edecek? Diyelim X teknolojisini üreten bir şirketin var. Satışı kime yapacaksın? Daha büyük oyuncular gelip seni batırmayacak mı? O teknolojiyi üreten ar-ge çalışanlarının başka ülkelere gitmesini nasıl önleyeceksin? Yarın siyasi olarak AB ile, ABD ile papaz olursan o pazarlara nasıl satacaksın? Hepsini başardın diyelim, bu işten karlı mı zararlı mı çıkmış olacaksın?

Bu tuzaklardan kurtulabilen tek ülke Çin oldu, çünkü iç pazarlarını çok büyüttüler. Teknolojisini hiç kimseye satamasa içerde tüketecek yarım milyar orta sınıf vatandaşı var.

Bir de ticari kaygıların değil ülke güvenliğinin amaçlandığı teknolojiler var. Örneğin savunma sanayi. Biz burada zaten yeterince yatırım yapıp ilerleme katediyoruz. Konunun uzmanı değilim ama bence ülkemizdeki en büyük eksiklerden biri tarım ar-gesi.
 
''american factory'' daha önce hiç aklıma gelmeyen şeyleri sorgulattı bana. izlemeyen varsa tavsiye ederim.
 
Orta Doğuda İslam savaşlar için kullanılır.
Batıda Klise inanç sistemi savaşlar için kullanılır.
Japonya gibi memleketlerin de %90'nı dinsizdir. Dolayısı ile orada din yerine geçen şey aslında "erdem" dir. Kamikaze savaşçıları buna örnek mesela. Millet koşa koşa gitmiş yazılmaya, olur da ölmezsem ailemin onuru zedelenir diye.

Dünyada insan aynı insan. Bir şekilde kullanmanın yolları var.

Benim hanım Almancı. Çocuğu da orada doğurttuk. Doğuştan EU vatandaşı. Ben o işi kökünden çözdüm :)
Benim rahmetliler bana bu tarz çözüm bulamadı ama ben buldum.

Ben ülkeyi kötülemiyorum, durum analizi yapıyorum, buradaki parasal fırsatlar EU'dan daha çok şu an benim için. Artı arabamı istediğin yere kuralsız park ediyorsun kızan eden yok. Zebil gibi mezun var, boş beleş fiyatlara iş yaptırabiliyorum. Kapımda kuyruk oluyorlar. Üç kuruşa ağız kokumu çekiyorlar. Demiştim daha önce de...

Biz böyleyiz, bunu kabul edince, daha huzurlu yaşıyor insan :)
 
sonuçta batı, reform ve rönesansla kiliseye ''sakin ol şampiyon'' diyerek dümen kırabilmişler.

aslında bizim toplum bireysellik konusunda çok daha sıkıntılı.

o yüzden iş yaparken beceremediğimiz voltran'ı kahvehane, dernek, siyasi parti, cemeat gibi yerlerde oluşturmaya çalışıyoruz.
 
Şimdi, etnik etki silahı denen bir olay var.

Öfke, kibir, gurur hatalı, yanlış veya yadsınacak duygular olarak kişiliklerimize işleniyor. Bunların yerine yumuşak başlı olun, kızmayın, kavga etmeyin denerek baskılama ortamı oluşturuluyor.

Bir yakınını kanserden kaybeden bir bilim insanı gelişimdeki eksikliğe öfkelenip kendi dalı olmasa dahi ben bu işi çözerim derse, kanser ilacı buldum derse öfke çok yerinde kullanılmış olur.

Bir konuda ustalaşmış, her türlü hatayı yapmış, doğrusunu bulmuş, araştırmış bir insan, çıraklığını yapmaya gelmiş, yetiştirdiği kişi kendinin yaptığı aynı hatayı yaparken gördüğünde biz o yollardan geçtik, çoktan geri döndük diyerek kibir yapmalı. Bunun doğru yolunu gösterebilmenin gururunu taşımalı. İlerde oluşabilecek maddi-manevi kayıpları engellemek için gerek ve şarttır.

Cahil cesaretini övecek, ne güzel yapıyorsunuz dedirtecek, haksıza hak verecek şekilde bir evrimleşme, doğruları yanlış, yanlışları doğru göstererek toplumsal çöküşe götürecek bir özgüven aşılama stratejisi uygulanıyor.

Tecrübe edinme ve bu tecrübe ile saygı görme yerine topluluk baskısı, doğruları yüceltme yerine hatalı davranış arayıp, bu hatalı davranış varsa çöpe at bu insanı yöntemi bol bol kullanılıyor. Kim, neden kullanıyor; ben yerine geçeceğim, çökeceğim, o başarılı olmasın, ben hak ediyorum, dalavere ile bunu da sonra kullanırım, ben kullanamazsam dahi benim gibi dalavereci, benim yükselmeme yardım eden arkadaşıma paslar sömürürüm düşüncesindeki kişilikler.

Bir kalemde insan silmek bizde yoktu. Tek şartı vardı, topluluk içerisinde dalavereci kişileri ortadan kaldırmak için kullanılırdı. Bunun dışında, biz de aynı yollardan geçtik, aynı hataları yaptık, şimdi hatalardan ders alarak ilerleme sırası yoldaşımda, hatayı erken fark etmesini sağlamak, en az zararla en iyi yola sevketmek benim görevim diyenler vardı.

Şimdi ise kısa yoldan, dalavere ile kolay para kazanmak yeni trend. Sahtekarlıkta birlik var. Doğru düzgün çalışarak ekmeğimi çıkaramam diyenler artıyor. Bu durumda işi iyi yapmak öncelikli dert değil. Bazı etnik hedeflere karşı yönlendirilen bu yersiz yumuşak başlılık silahı şu anda batı ülkelerini dahi vuruyor. Yersiz sertlik bu silahın barutu, yumuşak başlılık iyidir ise mermi çekirdeği. Başıbozuk, mafyavari sistemleri getirecek, sistematik çöküş sonrası başkaldırı ile bitecek. Bu ataleti ortadan kaldıracak, yönetecek bilge, zeki, adil liderler olmadıkça çözüme ulaşamayacak. Sonraki aşamasında bu sistemi yönetecek liderleri belirleyen yine silahı tutan, algı yönetimi silahını elinde tutan olursa, ki öyle gözüküyor, daha dibe batan bir köleleşme başlayacak.
 
Baskaldiri mumkun degil, o tip bir lider de bu performansa sahip bir topluma yarama ihtimali cok dusu, biz baskasinin bizimle ayni fikirde olmamasina bile tahammul edemeyen , garip bir toplumuz. Bizi ancak bir kral paklar. :gulus2:
 

Çevrimiçi personel

Forum istatistikleri

Konular
6,950
Mesajlar
118,714
Üyeler
2,822
Son üye
lalemasall

Son kaynaklar

Son profil mesajları

hakan8470 wrote on Dede's profile.
1717172721760.png
Dedecim bu gul mu karanfil mi? Gerci ne farkeder onu da anlamam. Gerci bunun anlamini da bilmem :gulus2:
Lyewor_ wrote on hakan8470's profile.
Takip edilmeye başlanmışım :D ❤️
Merhaba elektronik tutsakları...
Lyewor_ wrote on taydin's profile.
Merhabalar. Elektrik laboratuvarınız varsa bunun hakkında bir konunuz var mı acaba? Sizin laboratuvarınızı merak ettim de :)
Lyewor_ wrote on taydin's profile.
Merhabalar forumda yeniyim! Bir sorum olacaktı lcr meterler hakkında. Hem bobini ölçen hemde bobin direnci ölçen bir lcr meter var mı acaba?
Back
Top