Biraz da müzik ...

Anadolu pop-rock türünün ulaşabileceğini en son sanatsal zirve bence burasıdır. Rhodes piyano ile bağlama atışması. Özellikle son kısımda bağlamanın ritm tutup piyanonun solo attığı kısım kulak pası siliyor. Murat Ses in gruptan uzaklaşması ile Cahit Berkay eserin orjinal formunu değiştirip malesef ki klasik anadolu pop-rock formuna sokmuştur.
 
Son düzenleme:


iyi değil son durumum intiharın eşiğine geldm ... :( :(

Bazen aksilikler üst üste gelir. Birini çözemeden diğeri, öteki, beriki derken yığılır; gözümüzde büyür, aşılamaz gibi görünür. Böyle bir şey mi yaşıyorsunuz?

Veya bazen de bizim bir meseleye aşırı (hak ettiğinden fazla) önem atfetmemiz, onu olduğundan büyük bir sorun gibi görmemize neden olur.

Böyle durumlarda sakin kalıp, mantıklı düşünerek konunun üzerine gitmek işe yarayabiliyor.

. Gerçekten bizim önemsediğimiz kadar önemli mi diye kendimize sorabiliriz.
. Sorun veya birikmiş sorunların bir kısmı ertelenebilir mi, zamana yayılabilir mi diye düşünebiliriz.
. Bütün ve devasa gibi görünen mesele küçük parçalara bölünüp, çözümü kolaylaştırılabilir mi, buna bakabiliriz.
. Tek seferde değil, aşama aşama ele alınabilecekse, bunu deneyebiliriz.
. Kendi dayanma, direnme gücümüzü artırmaya yönelik rahatlatıcı ve/veya psikolojik kondisyonumuzu yükseltici davranışlara yönelebiliriz.
. Dostlarımızdan, sevdiklerimizden yardım isteyebiliriz. Bazen tek başına "sorunu paylaşmak" bile yarar sağlar.
. Çok gerekliyse, hiç çekinmeden profesyonel yardım da alabiliriz.

Konunun ne olduğunu bilmeden, genel hatlarıyla bunları söyleyebiliyorum. Ama çözümsüzlük duygusuna kendimizi kolayca kaptırmamak bu işin püf noktası galiba.
 
Bazen aksilikler üst üste gelir. Birini çözemeden diğeri, öteki, beriki derken yığılır; gözümüzde büyür, aşılamaz gibi görünür. Böyle bir şey mi yaşıyorsunuz?

Veya bazen de bizim bir meseleye aşırı (hak ettiğinden fazla) önem atfetmemiz, onu olduğundan büyük bir sorun gibi görmemize neden olur.

Böyle durumlarda sakin kalıp, mantıklı düşünerek konunun üzerine gitmek işe yarayabiliyor.

. Gerçekten bizim önemsediğimiz kadar önemli mi diye kendimize sorabiliriz.
. Sorun veya birikmiş sorunların bir kısmı ertelenebilir mi, zamana yayılabilir mi diye düşünebiliriz.
. Bütün ve devasa gibi görünen mesele küçük parçalara bölünüp, çözümü kolaylaştırılabilir mi, buna bakabiliriz.
. Tek seferde değil, aşama aşama ele alınabilecekse, bunu deneyebiliriz.
. Kendi dayanma, direnme gücümüzü artırmaya yönelik rahatlatıcı ve/veya psikolojik kondisyonumuzu yükseltici davranışlara yönelebiliriz.
. Dostlarımızdan, sevdiklerimizden yardım isteyebiliriz. Bazen tek başına "sorunu paylaşmak" bile yarar sağlar.
. Çok gerekliyse, hiç çekinmeden profesyonel yardım da alabiliriz.

Konunun ne olduğunu bilmeden, genel hatlarıyla bunları söyleyebiliyorum. Ama çözümsüzlük duygusuna kendimizi kolayca kaptırmamak bu işin püf noktası galiba.

ilginiz için teşekkür ederim pek öyle sorunun yığılması felan değil...
attığımız taş yerini bulmuyor hiçbir işimiz gücümüz ras gitmiyor neye elimizi atsak ters gidiyor o iş. + ailevi sorunlar çevresel faktörler özellikle 1.derece yakınların destek değil köstek olmaları. v.s v.s..
hani bir şiir vardıya uçurumun kenarındayım hızır diye başlayan.. işte bende onu intharın eşiğindeyim hızır diye düzenleyecem....
 
ilginiz için teşekkür ederim pek öyle sorunun yığılması felan değil...
attığımız taş yerini bulmuyor hiçbir işimiz gücümüz ras gitmiyor neye elimizi atsak ters gidiyor o iş. + ailevi sorunlar çevresel faktörler özellikle 1.derece yakınların destek değil köstek olmaları. v.s v.s..
hani bir şiir vardıya uçurumun kenarındayım hızır diye başlayan.. işte bende onu intharın eşiğindeyim hızır diye düzenleyecem....

Ufak göstergelere büyük anlamlar yükleme yanılgısına düşmek istemem ama sanki bu aralar biraz kasvete ve karamsarlığa eğilimli gibisiniz. Seçtiğiniz müzik ve örneklediğiniz şiir böyle düşünmeme neden oldu. Ne dersiniz? :)

Siz dile getirdiğinize göre, sorunlar vardır mutlaka. Yalnız, sorunlar kadar, bizim onlar karşısında takındığımız tutum da önemli. Bir önceki mesajımda madde madde yazdığım kısım işte bu takınacağımız tutumla ilgiliydi. Onlara şöyle alıcı gözüyle yeniden bakmanızı önerebilirim, naçizane...

Her şeyi bilen, her şeyden anlayan birisi olduğum iddiasında değilim. Dizginler sizde olmak üzere, dilediğiniz kişilerle danışıp görüşerek sorunlara çözüm yolu üretmede daha etkin olmayı deneyebilirsiniz.

Ama şurası kesin ki, hayat dediğimiz süreç biraz savaşcı olmayı gerektiriyor. Yeri geldiğinde taktik icabı geri çekilmeleri göze alabilen, bunu savaşın kaybedilmesi olarak görmeyecek kadar soğukkanlı ama son noktada teslim olmayacak kadar da dirençli bir savaşçı...

Madem ki müzikle ilgili bir bölümdeyiz, kasveti dağıtacak, yaşama sevincini yükseltebilecek bir türkümüze sözü bırakalım mı? :)

 
Ufak göstergelere büyük anlamlar yükleme yanılgısına düşmek istemem ama sanki bu aralar biraz kasvete ve karamsarlığa eğilimli gibisiniz. Seçtiğiniz müzik ve örneklediğiniz şiir böyle düşünmeme neden oldu. Ne dersiniz? :)

Siz dile getirdiğinize göre, sorunlar vardır mutlaka. Yalnız, sorunlar kadar, bizim onlar karşısında takındığımız tutum da önemli. Bir önceki mesajımda madde madde yazdığım kısım işte bu takınacağımız tutumla ilgiliydi. Onlara şöyle alıcı gözüyle yeniden bakmanızı önerebilirim, naçizane...

Her şeyi bilen, her şeyden anlayan birisi olduğum iddiasında değilim. Dizginler sizde olmak üzere, dilediğiniz kişilerle danışıp görüşerek sorunlara çözüm yolu üretmede daha etkin olmayı deneyebilirsiniz.

Ama şurası kesin ki, hayat dediğimiz süreç biraz savaşcı olmayı gerektiriyor. Yeri geldiğinde taktik icabı geri çekilmeleri göze alabilen, bunu savaşın kaybedilmesi olarak görmeyecek kadar soğukkanlı ama son noktada teslim olmayacak kadar da dirençli bir savaşçı...

Madem ki müzikle ilgili bir bölümdeyiz, kasveti dağıtacak, yaşama sevincini yükseltebilecek bir türkümüze sözü bırakalım mı? :)

evet haklısınız bu aralar biraz melankolik takılıyorum... tabi asıl sorun bunun altında yatan sebeplere bakmak şim bunları burda açıklamak tek tek yazmak belki doğru olmaz .
uğraşıyorum yakın çevremde bilen bilir elimden gelenin fazlasını yaptığımı düşünüyorum ama ne yaparsam yapim bazı şeyleri değiştiremiyorum serdar ali çelikler in deidği gibi ne yaparsan yap olmayacak diyor bir video bizim durumumuz da biraz öyle işte ne yaparsam ne kadar mücadele ederem edeyim olmuyor birşeyleri değiştiremiyorum..
zamanında ankaralı sevdiğim bir abimiz bana şöyle demişti. hayatı böyle olduğu gibi kabuk et bekarlık yalnızlık işssizlik parasızlık bunları hayatın bir parçası olarak gör ve sevmeyi dene nasıl olsa sonuç değişmiyor demişti galiba haklı boşuan mücadele ediyoruz boşuna kürek çekiyoruz...
 
evet haklısınız bu aralar biraz melankolik takılıyorum... tabi asıl sorun bunun altında yatan sebeplere bakmak şim bunları burda açıklamak tek tek yazmak belki doğru olmaz .
uğraşıyorum yakın çevremde bilen bilir elimden gelenin fazlasını yaptığımı düşünüyorum ama ne yaparsam yapim bazı şeyleri değiştiremiyorum serdar ali çelikler in deidği gibi ne yaparsan yap olmayacak diyor bir video bizim durumumuz da biraz öyle işte ne yaparsam ne kadar mücadele ederem edeyim olmuyor birşeyleri değiştiremiyorum..
zamanında ankaralı sevdiğim bir abimiz bana şöyle demişti. hayatı böyle olduğu gibi kabuk et bekarlık yalnızlık işssizlik parasızlık bunları hayatın bir parçası olarak gör ve sevmeyi dene nasıl olsa sonuç değişmiyor demişti galiba haklı boşuan mücadele ediyoruz boşuna kürek çekiyoruz...
Dünya hayatı devam ederken bizim için neyin hayırlı, neyin kötü olduğunu tespit etmek konusunda ufkumuz çok dar. Olayların sadece görünen boyutuna bakarak ya çok seviniyoruz ya da kendimizi heder ediyoruz. Bu noktada çok ufuk açıcı bir örnek olarak Kur'an dan Hz Musa ve Hz Hızır arasında geçen hikayeyi mealen okumanızı tavsiye ederim. İnnallahe meas sabirin...
 
evet haklısınız bu aralar biraz melankolik takılıyorum... tabi asıl sorun bunun altında yatan sebeplere bakmak şim bunları burda açıklamak tek tek yazmak belki doğru olmaz .
uğraşıyorum yakın çevremde bilen bilir elimden gelenin fazlasını yaptığımı düşünüyorum ama ne yaparsam yapim bazı şeyleri değiştiremiyorum serdar ali çelikler in deidği gibi ne yaparsan yap olmayacak diyor bir video bizim durumumuz da biraz öyle işte ne yaparsam ne kadar mücadele ederem edeyim olmuyor birşeyleri değiştiremiyorum..
zamanında ankaralı sevdiğim bir abimiz bana şöyle demişti. hayatı böyle olduğu gibi kabuk et bekarlık yalnızlık işssizlik parasızlık bunları hayatın bir parçası olarak gör ve sevmeyi dene nasıl olsa sonuç değişmiyor demişti galiba haklı boşuan mücadele ediyoruz boşuna kürek çekiyoruz...

Biz insanlar, gücü sınırsız olan, her şeyi değiştirebilecek kudrette varlıklar değiliz. Zaten mücadeleci, savaşçı olmak da hedefleri bilinçsizce, hesapsızca seçip onları alt etmeye çalışmak değildir. Tam tersine, mücadelecilik, önce hedefleri doğru belirlemekle başlar.

Bir Alman atasözü şöyle dermiş: Gerçekleri olduğu gibi kabul edin ama istediğiniz gibi olmaları için de çabalayın.

Aslında burada birkaç şeye birden vurgu yapıyor.
1) Eğer bir şey gerçekse, onu değiştirme niyetinde bile olsanız, o gerçekliği kabul etmekle işe başlayın. Yani bir bakıma, doğru tedavi için doğru teşhis şarttır demiş gibi oluyor.
2) Bir şeyin gerçek olduğunu kabul etmekle, onu içine sindirmek (benimsemek) aynı şey değildir.
3) Bir gerçekliği kabul etmiş olmak, ona teslim olmayı ve sonsuza kadar aynı şekilde kalacağını kabullenmeyi de gerektirmez. O an gerçek olsa bile, sizin çabalarınız sonucunda o olgu gerçekliğini yitirebilir.

"ne yaparsam yapim bazı şeyleri değiştiremiyorum (...) ne yaparsam ne kadar mücadele ederem edeyim olmuyor birşeyleri değiştiremiyorum.."

Yalnızca ihtimaller üzerinden bakmayı deneyeceğiz, darılmaca gücenmece yok :)

. Belki sizin elinizde olmayan, gücünüzün yetmeyeceği şeyleri değiştirmeye çabalıyorsunuzdur (yanlış hedef seçimi).
. Belki konunun üzerine giderken zamanlama hatası yapıyorsunuzdur. Yani, belki daha ileri bir tarihte değiştirilmesi daha kolay olacak bir şey için acele ediyorsunuzdur (yanlış zaman seçimi).
. Belki farkında değilsinizdir ama doğru yöntemler kullanmıyorsunuzdur (yanlış yöntem seçimi).
. Dürüst ve tarafsız olmak gerekirse, şu olasılığı da dillendirmek zorundayız: Belki de değişmesi gerekmeyen şeyleri değiştirmek istiyorsunuzdur (yanlış bakış açısı).

Konunun detaylarını bilmeden, sakince ve akıl süzgecinden geçirerek süreci doğru analiz etmeye katkı sağlasın diye yazıyorum bunları. Siz de bu gözle bakın lütfen.

"zamanında ankaralı sevdiğim bir abimiz bana şöyle demişti. hayatı böyle olduğu gibi kabuk et bekarlık yalnızlık işssizlik parasızlık bunları hayatın bir parçası olarak gör ve sevmeyi dene nasıl olsa sonuç değişmiyor demişti galiba haklı boşuan mücadele ediyoruz boşuna kürek çekiyoruz..."

Kullandığımız dil, jargon, düşüncelerimizle ve duygu dünyamızla paralellik taşıma eğilimindedir.
Aslında yukarıda, "belli koşullar altında" değiştiremeyeceğimiz gerçekleri kabul etme, gücümüzün sınırlılığını bilme gibi kavramlardan ben de söz etmiş olsam da; Ankaralı abinizin ve sizin ifadelerinize tam katılamıyorum.

Hani bir önceki mesajımda, "yeri geldiğinde taktik icabı geri çekilebilmek ama son noktada teslim olmamak" şeklinde bir şeyden söz etmiştim. İşte sizlerin ifadelerinde geçici kabullenişin ötesine geçip, hayat karşısında yenilmişlik duygusunu çağrıştıran şeyler var, o yüzden tam katılamıyorum. Böyle bir yaklaşım, bir yanıyla psikolojimiz üzerinde yük oluşturuken, diğer yanıyla kendimize de haksızlık olur.

"Şu an bu durumu değiştiremem, o yüzden bir süreliğine işi oluruna bırakıyorum" şeklindeki bilinçli bir karar ile "boşa kürek çekiyorum" tavrı her ne kadar birbirine benziyor görünse de, aslında özünde farklıdır.

Birinde, "ipler benim elimde, mantıklı değerlendirmeler yapıp neyle ne zaman mücadele edeceğimi kendim belirliyorum" duygusu hâkim iken; diğerinde "hayat bildiğini okuyor, ben istemesem de ona uymak zorunda kalıyorum" duygusu öne çıkmış olur.

Bunu bir ifade detayına takılmak gibi görmeyin lütfen. Dedim ya; kullandığımız dil, jargon, düşüncelerimizle ve duygu dünyamızla paralellik taşıma eğiliminde. Konuyu bu yönüyle önemsediğim için dillendiriyorum bunları.

Aslında siz de yazmışsınız; uğraşıp didindiğinizi, bir şeyleri değiştirmek için çabaladığınızı... Bunlar sizin hiç mücadele etmeden teslim olma tavrına çok da yatkın olmadığınızı gösterir. Geriye, olan bitenin adını doğru koyup, kendinize de haksızlık etmeden işi bilinç düzlemine oturtmak kalıyor. :)
 

Forum istatistikleri

Konular
7,978
Mesajlar
131,618
Üyeler
3,187
Son üye
greenman

Son kaynaklar

Son profil mesajları

erdemtr55 taydin erdemtr55 wrote on taydin's profile.
Merhaba Taydin bey,
Gruba spms serisi yapıcak mısınız?
ben 3 sargılı toroid ile 2 adet flyback sürücek bir devre yapmayı düşünüyorum.size soracak sorularım vardı?
Mutluluğun resmi illa güzel çizilmiş tablo olmak zorunda değil.Bazen basit bir çizgi,doğru bir renk,yada küçük bir detay
Python Geliştirmeye eklediğim yapay zeka sunucusu, yeni başlayanlar için roket etkisi
Bir insanın zeka seviyesinin en kolay tesbiti, sorduğu sorulardır.
yapay zeka interneti yedi bitirdi, arama motoru kullanan, forumlara yazan kaldı mı ?
Back
Top